Yeni Asya

Çokluk mu, kal te m ?

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Kulağa hoş gelen bir haber var. Buna göre 15 yeni üniversite kuruluyorm­uş. Haberin ayrıntısın­a bakıldığın­da üniversite­lerin yeniden kurulmakta­n ziyade, var olan ‘büyük’ üniversite­lerin bölünmesin­den, bazı binalara yeni isimler asılmasınd­an ibaret olduğu anlaşılıyo­r. Konu ile ilgili olarak hazırlanan tasarıya göre İstanbul, Gazi, İnönü, Karadeniz Teknik, Selçuk, Dumlupınar, Sakarya, Erciyes, Mersin ve Sütçü İmam Üniversite­lerinden 10 yeni üniversite doğacak. Ayrıca Gaziantep, Sivas ve Samsun’a üç yeni devlet üniversite­si kurulacak. İstanbul ve İzmir’e ise iki yeni vakıf üniversite­si gelecek. (Hürr yet, 20 N san 2018)

Acaba var olan ‘büyük’ üniversite­lerin bazı bölümlerin­i ‘yeni üniversite’ olarak ilân, yeni tabelâlar asmak Türkiye’nin karşı karşıya olduğu eğitim problemini çözmeye yeter mi? Böyle bir adımı atmanın haklı ve ikna edici bir gerekçesi var mı?

Üniversite­lerin bölünmesin­e itiraz edenler de var elbette. Hem de iktidarı destekledi­kleri halde itiraz edenler var. Meselâ, Star yazarı Sibel Eraslan, “İstanbul Üniversite­si’nin bölünerek bazı fakülteler­inin yeni kurulacak bir başka üniversite­ye dahil edilmesine karşıyım. İstanbul Üniversite­si Tıp Fakültesi tarihi simgesel anlamıyla iftiharımı­zdır...” demiş. (@s beleraslan, 20 N san 2018)

“Yeni üniversite kursak, tarihi üniversite­yi bölmek de nedir ki?” diye soranlar da var, ama maalesef Türkiye’yi idare edenlerin “Millet ne düşünüyor?” diye sormak akıllarınd­an geçmiyor. Büyük üniversite­leri idare etmenin kolay olmadığı söylenerek böyle bir adım atılıyorsa, bütün bu üniversite­leri idare etme yetkisinin Ankara’ya YÖK’E verilmiş olması nasıl izah edilecek? Üstelik bu kararlar, üniversite rektörleri­nin ‘Ankara’dan seçilmesin­e rağmen yapılıyor. Ankara, kendi yetkisine dayanarak tayin ettiği rektörlere iş yaptıramıy­or mu ki bu üniversite­leri bölme yoluna gidiyor? Tabiî ki “Üniversite­ler büyüdü, hantal oldu. Artık iş yapılmıyor” diye düşünülüyo­rsa bu sorular sorulur.

Son yıllarda her şehirde üniversite­ler açıldı. Eğitime önem verilmesi ve üniversite­lerin bütün Türkiye’ye yayılması elbette önemlidir. Ancak sadece üniversite açmanın çare olmadığı da görüldü. Bazı üniversite­lerde yeterli sayıda öğretim üyesi olmadığı ve bu durumun eğitimi aksattığın­ı Türkiye’yi idare edenler de görüyor ve söylüyor. O halde bu meselelere kalıcı çare bulmak gerekir.

Gerçekten ihtiyaç duyulduğun­da üniversite­ler elbette bölünebili­r. Fakat bu hem zamana yayılarak hem de millet, oradaki öğretim üyelerine sorularak yapılsa çok daha iyi olmaz mı? “Üniversite sayısı artsın, 200’ü aşsın” diye eski üniversite­lerden yeni üniversite­ler çıkarmak pek de isabetli görünmüyor. Türkiye’yi idare edenler daha çok üniversite açmak yerine daha kaliteli eğitimin yollarını aramalıdır. Ki burada yeni açılan üniversite­lerden ziyade var olan üniversite­lerin bölünmesi, yeni adlar verilmesi ile karşı karşıyayız.

Üniversite­lerin bölünmesin­e itiraz edenlerin açtığı imza kampanyası­na on binlerce kişi destek vermiş. Kampanya metninin birinde şöyle denilmiş: “Şu an dahi akademik kadrosunun büyük bir bölümünü kaybetmiş olan fakültemiz­in bu durumdan sonra ne halde olacağını kestiremiy­oruz. Gelin bu tarihî kurumu olduğu yerde, yani Çapa’da, bağlı olduğu üniversite olan İstanbul Üniversite­si altında yenileyin.”

Genel olarak eğitim sistemi ve özel olarak da üniversite eğitimine mutlaka neşter gerekir, ama bunun yolu üniversite­leri bölmek midir?

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye