“zamanında seçim”den 24 haziran’a
Bahçeli: 8 Kasım 2017; “MHP bir erken seçimden yana değildir. Terör ve uluslar arası ilişkiler bağlamında erken seçim zâfiyetiyle itibarsızlaştırmaya gerek yok.” Bahçeli: 23 Kasım 2017; “MHP, bir erken seçim senaryosuna iyi bakmıyor. Türkiye, son iki yılda üç defa sandık başına gitmiştir. Uyum yasaları çıkarılmadan erken seçimin siyasî belirsizlik doğurma ihtimali yüksektir, akıl kârı olmadığı da açıktır. Erken seçime asla râzı olamayız.” Erdoğan: 24 Ekim 2017; “Şu anda serken seçim gündemimizde yok. Kapatın artık bu konuları. Bu tartışmaları artık gündemden çıkarın. Çünkü bu tartışmalar en çok da ekonomiye zarar veriyor.” Erdoğan: 28 Ekim 2017; “Seçimin zamanı belli zaten. Nereden çıkıyor bunlar. Böyle bir çalışmamız kesinlikle yok.” Başbakan Yardımcısı R. Akdağ: 17 Aralık 2017; “Erken seçim neden olsun? Erken seçim bu ülkede ne zaman yapılır; siyaset buna ihtiyaç duyar, tıkanmıştır önü, hükûmet kurulamıyordur, ekonomi kötüye gidiyordur, vs. mecbur kalırsınız, erken seçim yaparsınız.” TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı M. Şentop: 19 Aralık 2017; “Seçimlerin zamanında yapılmasını prensip kabul ettik. Anayasal zorunluluk olmadığı sürece böyle bir gündem yok.” Başbakan Yardımcısı B. Bozdağ: 1 Mart 2018; “Seçimler vaktinde yapılacaktır. Bunu daha kaç defa tekrar edeceğiz. Erken seçim yok diyoruz, yok diyoruz, yok yok, yok, yok…” AKP Grup Başkanvekili N. Bostancı: 3 Mart 2018; “Erken seçim yok, Kim ne derse desin, seçimler zamanında yapılacak.” AKP sözcüsü M. Ünal: 20 Mart 2018; “Cumhurbaşkanımız ve biz sözcüler defalarca açıkladık, seçimler tarihinde olacak. Bu konuda son derece hassasız.” Erdoğan: 20 Mart 2018; “Seçimler 2019 Mart ve Kasım’da yapılacaktır” Bahçeli: 4 Nisan 2018; “Erken seçim yok, 2019’a iyi hazırlanıyoruz.” Ve Bahçeli’nin 17 Nisan 2018’de yüz seksen derece çarkla: “Türkiye’nin bugünkü şartların ağırlığı altında daha fazla kalması, 3 Kasım 2019’a kadar dayanması mümkün değildir” diye “erken seçim”çağrısı yaptığı gün partisinin grubunda üç kez “seçimler 2019’da” taahhüdünü tekrarlayan Erdoğan’ın, bir gün sonra -18 Nisan 2018’da- ise“suriye ve Irak merkezli hâdiseler” ve “Türkiye’nin belirsizlikleri aşması için 24 Haziran’da erken seçime gidilecek” açıklamasıyla bir çırpıda önceki bütün sözler sıfırlandı. Özetle, onca taahhüde rağmen daha “cumhurbaşkanı seçimi kanunu”dahil“uyum yasaları” çıkarılmadan, muhalefeti hazırlıksız yakalama oyunuyla Türkiye’nin “baskın seçim”e götürülmesi, siyasî iktidarın içte ve dışta ne denli tıkanıp çıkmaza girdiğini bir defa daha deşifre etti.