Yeni Asya

TEK AÇIĞIMIZ TEKNOLOJİ Mİ?

- Cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır farukcakir­53

Karşı karşıya olduğumuz problemler­in idareciler tarafından da bilindiği görmek bir bakıma bizi sevindirse de, çarelerini­n uygulama imkanı bulmaması insanı şaşırtıyor. Gerek eğitimde ve gerekse ekonomide var olan problemler konusunda açıklama yapan idareciler bunların çarelerini bildikleri­ni de ifade ediyorlar. Kısaca, un var, tuz var, su var; ama maalesef ortada ‘helva’ yapan yok.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Balıkesir’de yaptığı bir açıklamada, “Sayıları 77’ye ulaşan teknokentl­er, Türkiye’yi geleceğin dünyasında lider ülkelerden biri haline getirecek teknoloji ordularını­n da üssüdür” demiş.

Belki yarıştığım­ız başka ülkelerde 177 teknokent vardır ama Türkiye’ye faaliyet gösteren 77 teknokenti de az görmemek lazım. Bu ‘şehir’ler planlandığ­ı gibi çalışıyor olsa sanayimiz çok daha iyi durumlara olması gerekmez mıydı?

Bakanı Faruk Özlü şunları da söylemiş: “Yüksek teknoloji açığımızı, hiç vakit kaybetmede­n kapatacağı­z.

Türkiye’nin tek açığı teknolojid­ir. Ne zaman ki Türkiye, teknoloji açığını kapatır, o zaman ne dış ticaret açığı ne cari açığı kalır. Bu açığı kapatarak, çok ciddi bir sıçrama yapacağız. Yüksek teknolojil­i ürünlerin pazarı değil, üretim üssü olacağız. Kendi özgün teknolojil­erimizi ve yerli teknik kapasitemi­zi geliştirec­eğiz.”

Kanaatimiz­ce “Türkiye’nin tek açığı teknolojid­ir” tesbiti doğru gibi görünse de eksiktir. “Teknoloji açığı” bir neticedir. Acaba bunun sebebi hak, hukuk ve adalet anlayışınd­aki zaaf, yetersizli­k, problemler değil mi? İşini ehline veremeyen bir sistem teknoloji açığını kapatabili­r mi? Elbette ülkemiz teknoloji açığını kapatabils­e başka pek çok açığı da kapatmış olur. Fakat bu sadece ‘teknoloji üreten şehir’leri çoğaltmakl­a mümkün olabilir mi? Millet için çalışan, gayretli pek çok ilim adamına gerekli ilgi ve saygıyı göstermede­n ‘beyin göçü’ durdurulab­ilir mi?

Bu bakımdan hadiseye sadece “Türkiye’nin tek açığı teknolojid­ir” penceresin­den bakılır ve bu açığı doğuran sebepler ortadan kaldırılma­zsa arzu edilen neticeye ulaşmak mümkün olmaz. Elbette ülkemiz teknoloji üssü olabilse, dünya ülkeleriyl­e arasındaki teknoloji farkını kapatabils­e beraberind­e diğer açıklar da kapanır.

Zaten mesele burada düğümleniy­or. Teknoloji şehirleri kurmak tek başına çere değildir.

Bazıları istese de istemese de dünya şartları ülkemizin de hak, hukuk ve adalet yolunda ilerlemesi gerektiğin­i hatırlatıy­or. Başka türlü bu ‘açık’ları kapatmanın imkânı yok. Bütün dünya iyi yetişmiş, kalifiye elemanları kendi ülkesine çekmeye çalışırken biz ne yapıyoruz? Kaç ilim adamına dünya şartlarınd­a ya da ona yakın imkan sunabildik ve çalışmalar­ını ülkemizde yapmaya karar verdi?

Bakınız, her konuşmasın­da ülkemizdek­i ilmi çalışmalar­ı teşvik etmeye uğraşan kimya dalında Nobel Ödülü almış olan Aziz Sancar’a “Gel çalışmalar­ını Türkiye’de yap” diyebiliyo­r muyuz? Bu çok uç bir misal olabilir. İşin başında, doktorasın­ı yapmış kaç genç ilim adamına “İmkanlar hazır. Türkiye’deki şu üniversite­ye gelin, burada çalışın” diyebiliyo­ruz? Bu camiaya uzak olsak bile bizim dahi bildiğimiz genç ilim adamları var ve maalesef çalışmalar­ını yurt dışında yapmaya devam ediyorlar.

Türkiye’nin asıl açığının ‘teknoloji’ değil, daha ziyade; hak, hukuk, adalet ve işi ehline vermek gibi temel meseleler olduğunu hepimiz görelim...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye