MANŞETLER ve İKTİDAR
Cumhurbaşkanı-akp Genel Başkanının sıkça tekrarladığı sözlerden birinin şu olduğu herkesçe mâlûm: “Manşetlerle çarpışarak buraya geldik.” Özellikle 28 Şubat sürecinde, görünüşte Erdoğan’ı engellemek için atılan veya attırılan kimi manşetlerin, tam tersine ona yükseliş yolunu açtığı, bilinen bir vakıa.
Meselâ okuduğu bir şiir sebebiyle hapis cezasına çarptırıldığı zaman atılan “Muhtar bile olamaz” manşeti bunlardan biri.
Arşivlerde buna benzeyen daha epeyce malzeme ve örnek var. Yazılar hakeza.
Ama bu aleyhte yayınlar, dediğimiz gibi tam tersi bir netice verdi. Medyanın parlatmaya çalıştığı nice siyaset aktörü sahneden silinip giderken, hedefe koyduğu ve her fırsatta yıpratmaya gayret gösterdiği isimlerden biri olarak Erdoğan ipi göğüsledi.
Bu durum, seçmen tercihlerinde medya etkisinin tam tersi yönde olabileceğinin en ilginç, tipik ve manidar örneklerinden biri.
Manşetlerle vuruşarak bu noktaya gelen Erdoğan, bugün manşetlerin, daha doğrusu kendi iktidarına bağlı medya organlarının neredeyse tamamında aynîleşen bir manşet tekelinin desteğiyle yürüyor.
Dün çarpıştığı manşetler bugün tamamen ona çalışıyor. Öyle ki, “Eğer bütün gazeteler aynı manşetle çıkacaksa bunca israfa ne gerek var, tek bir gazete çıksın, yeter” dedirten bir tablo söz konusu.
Ancak demokrasi tarihimizde benzeri görülmeyen bu durum, şakşakçılık yapılan lidere bile fayda değil, zarar getiriyor.
Çünkü onu gerçeklerden koparıyor. İyi niyetli ve yapıcı bir muhalefet ve eleştirinin getireceği check&kontrol ve hatalarını düzeltme imkânından mahrum ediyor.
İniş ve zeval süreci de böyle başlıyor. Tek taraflı bir propaganda aracı olarak kullanılan medya tekelinin, iktidarı ilânihaye sürdürme hedefi açısından işe yaramayabileceğinin çarpıcı örneği, hiçbir muhalif sese hayat hakkı tanımayan tek parti devri Chp’sinin 1950’deki hezimeti.
Bütün gazetelerin CHP’YE çalışıyor olması, bu partiyi sandıkta milletin vurduğu tarihî şamarı yemekten kurtaramadı.
Ki, “Manşetlerle vuruşarak buraya geldik” sözü bile bu tesbitin ifadesi değil mi?
İbret alınsa tarih tekerrür eder mi?
CB “Bir yerde adalete olan özlem çok fazla ifade ediliyorsa orada zulüm var demektir” dedikten sonra: “Seçimin ardından yargıyı daha da bağımsız hale getirmeyi hedefliyoruz.” Şimdi çok bağımsız ya! Asıl önemlisi: Yargıyı bu hale getirenler, bu halden çıkarma sözü veriyor. Bravo!!
KRT’DE Çağlar Cilara’nın konuğuyduk (5): Siyasette başarılı olmak istiyorsanız adalete riayet edin - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/siyasetinizindevami-icin-adalete-riayet-edin_458730