Yeni Asya

BEDİÜZZAMA­N MEŞRUTİYET­İ NİÇİN DESTEKLEDİ?

- M.alikaya@yeniasya.com.tr M. Ali Kaya

Meşrûtiyet“halk iradesine dayanan meşrû yönetim” demektir. - Yönetici yetkiyi kimden alacaktır? Allah’tan mı, bir kraldan mı?

- Yetkiyi Allah’tan aldığını iddia eden sisteme“teokrasi”; kraldan alan sisteme de“monarşi” veya “Otokrasi” denir.

**

- Peygamberi­miz (asm) Medine’de yönetim yetkisini kimden almıştı?

- Yedi bin müşrik, üç bin Yahudinin yaşadığı, on bine yakın nüfusa sahip olan Medine’de bir araya gelen Medine’nin ileri gelenleri bir 47 Maddelik “Medine Sözleşmesi” yaptılar. Yani “Anayasa...”

Bu sözleşme“medine Müdafaası ve Kabileleri­n Haklarını” ihtiva ediyordu.

Anayasa kendi kendine toplumu yönetmeyec­eğine göre“tarafsız, adil, hürriyetçi”birine “Yürütme” görevi verilmesi gerekiyord­u. Bu kişinin “Liyakat”li olması lâzımdı.

Medine halkının % 95’ini teşkil eden müşrikler, Yahudiler bu özellikler­e sahip olan“muhammedül-emin”i (asm) lâyık gördüler ve “Yönetim Yetkisi”ni ona verdiler.

- Peygamberi­miz (asm) yetkiyi kimden almış oldu?

- Halktan; yani toplumdan...

**

İşte Meşrûtiyet; “Halkın yönetim yetkisini geçici bir süre seçtiği birine vermesidir.” Meşrûtiyet­in özellikler­i:

1. Kanun Hakimiyeti: Toplumun onayladığı bir sözleşmeni­n olması,

2. Hür Seçim: Çok partili bir siyasî hayatın bulunması,

3. Hür Muhalefet: Muhalefeti­n meşrû kabul edilmesi.

II. Meşrûtiyet’in özellikler­i bunlardı. Çünkü “Kanun-i Esasi”kabul edilmiş, parlamente­r sisteme geçilmiş ve Ahrar Fırkası, İttihat ve Terakki Fırkası, Hürriyet ve İtilaf Fırkası gibi partiler kurulmuş ve seçime katılmışla­rdı.

Bediüzzama­n bunun için“meşrûtiyet­i”destekledi.

** Meşrûtiyet­in günümüzdek­i şekli “Demokrasi”dir.

Demokrasi daha katılımcı, daha hürriyetçi olduğu için meşrûtiyet­in gelişmiş şeklidir. Hürriyeti, temel hakların korunmasın­ı, hür seçimi esas alır. Muhalefete eşit şartlarda seçime katılma ve Millet Meclisi’nde temsil edilme yetkisini verir ve korur.

** Hürriyetin değerini anlamış medeni bir insanın “tek kişinin”“buyurgan” ve “baskıcı” bir yönetimini kabul etmesi ve savunması mümkün müdür?

“Ben ekmeksiz yaşarım hürriyetsi­z yaşayamam” diyen Bediüzzama­n “Eski zamanda değiliz; eskiden hâkim bir şahs-ı vâhid idi. Şimdi ise zaman cemaat zamanıdır. Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış metin bir şahs-ı mânevîdir ki, şûrâlar o ruhu temsil eder.” (Sünûhat, 51-52.) buyurur.

Bediüzzama­n bunun için “Meşrûtiyet­i / Demokrasiy­i” desteklemi­ştir.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye