Birbirinden güzel tavsiyeler
“Bediüzzaman Said Nursî, ‘Mektubat’ adlı eserinde ‘nasihat ve tavsiyelerin te’sirli olabilmesi için realiteye ve fıtrata uygun olması gerektiği’ üzerinde durur. Öğüt ve tavsiyelerin unutulmaması da ‘belli bir sıralama ve sistematik ile karşı tarafa sunulması’na bağlıdır. Bugün pek çok nasihat eğer unutulup gidiyorsa bunda uygulanabilir oluşunun zorluğu yanında karışık bir şekilde anlatılması da önemli bir rol oynar!
“Yabancı ülkelerde son yıllarda bu türden pek çok eser yayınlandı, ülkemizde de bu konuda benzer çalışmalar yapıldı… Geçmişte Batıdan aldığımız çözüm yollarının merkezinde yanlış felsefî görüşler veya ideolojiler yer almıştı, o yüzden çözümler gecikti! Bu kitabın merkezindeyse âyetler, hadîsler ve asrımızın eşsiz tefsiri Risale-i Nur Külliyatı bulunuyor. Yüz tavsiyenin yer aldığı kitabımızın âcil çözümler için faydalı olacağına inanıyoruz…”
“YAZARIMIZ Süleyman Bayşu, âyetler, hadîsler ve Risale-i Nur’u merkeze alarak belli başlı 100 tavsiyeyi kapsayan (…) bir eser hazırladı. (…) Sizlere sunduğumuz bu kitaptaki 100’le sınırlanan tavsiyeler pek çok konuyu kapsıyor: İbadetler, toplum hayatı, borçlar, ticarî hayat, anne-baba hakkı, çocuklar, yetimler, selâmlaşma, komşu hakları ve daha pek çok konu… (…)
“Bu kitap ferde odaklanarak toplumsal yaraları sarmak amacıyla hazırlandı.
“Evet, fertlerdeki problemleri çözersek toplumu içten içe kemiren pek çok hastalığı tedavi edebiliriz. Tek tek fertlere karşılıksız yardımlaşmanın güzelliklerini öğretmek, Allah’ı doğru olarak tanıtmak, Kur’ân ve İslâmiyet’i doğru olarak anlatmak zorundayız…” Üstteki ifadeler, genç yaşta Rahmet-i Rahmana tevdi ettiğimiz merhum yazarımız Süleyman Bayşu’nun “Ölmeden Önce Yapabileceğin 100 Tavsiye” adlı kitabının, yayınevince hazırlanan “takdim” yazısından. Yeni Asya Neşriyat (YAN) tarafından yayınlanan kitap büyük bir ilgiyle karşılanmış ve ilk baskısı kısa zamanda tükenmiş. Kitapta sıra no’lu 100 tavsiye, konuyla ilgili âyet, hadîs ve hattâ Risale-i Nur’dan ibareler eşliğinde nazara veriliyor. (Elimizdeki nüsha Mayıs 2014 tarihli “2. baskı” olup, 13,5 x 19,5 cm ebadında ve 152 sayfa.)
İşbu “tanıtım” yazısının sınırları elvermediğinden, “içindekiler”kısmında bile dört sayfaya baliğ güzelim “tavsiyeler” listesinin bir kısmını dahi buraya alamıyoruz maalesef!
Tahmin edileceği üzere mevzuubahis nasihatler “şunu yapın, bunu yapmayın” şeklinde; ki bunlara uyup uymamak okuyuculara kalmış! Zaten yazar da “son söz”ünde “Tavsiyelerimizden beğendiklerinizi alın, beğenmediklerinizi bırakın.” demiş.
“YEPYENİ BİR OLUŞUN EŞİĞİNDEYİZ”
Şimdi de sözü, bu kitabı ortaya çıkaran “saik”e (faktör) getirelim. Yazarımız bununla ilgili olarak şunları kaydetmiş:
“Geçtiğimiz günlerde elektronik ortamda yayınlanan makaleleri okurken bir şey dikkatimi çekti: ‘Ölmeden önce yapmanız gereken 100 şey!’ Makale başlığı bu şekildeydi. Galiba Müslümanlar için güzel bir şeyler hazırlamışlar, diye düşündüm ve ilgili makaleyi açtığımda 100 maddeden sadece bir tanesi dindarları ilgilendiriyordu! Hemen Üstad Bediüzzaman’ın ‘Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki bütün vaktini ona sarf ediyorsun?’ cümlesini hatırladım… Bu çalışmamda âyetler, hadîsler ve Risale-i Nur Külliyatı’ndan yararlanarak 100 maddelik bir tavsiye listesi hazırladım. Bu listede ehl-i îmanı ilgilendiren pek çok konuya yer verdim.”
Aynı bağlamda “son söz”de de şöyle denmiş:
“İslâm kültürünün bilgi envanteri uçsuz bucaksız bir okyanus gibi araştırılmayı, öğrenilmeyi, okunmayı, anlaşılmayı ve yaşanmayı bekliyor. Kur’ân, Hadîs ve İslâm âlimlerinin eserleri, ölmüş kalpleri canlandırıyor, insanlığa her zaman diriltici ilham sunuyor.
Bizim görevimiz, İslâmiyet’in kültür hazinelerine işaret etmek.
“Yaşanan bütün gelişmeler, cihan çapındaki hadiseler, dünyanın yepyeni bir oluşun eşiğinde olduğunu gösteriyor. Yakın gelecekte insanlık büyük topluluklar hâlinde son din İslâmiyet’i öğrenmek, daha ötesinde Müslüman olmak isteyecek!
“Bu kitap, çok daha iyi eserler yazılsın, kâmil insanları yetiştirme yolunda küçük bile olsa bazı adımlar atılsın diye hazırlandı…”
Merhum yazarımıza bir kere daha rahmet ve mağfiret diliyor, kabrinin Cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını niyaz ediyoruz.