Yeni Asya

ISLÂMIYET GÜNEŞ gibidir, ÜFLEMEKLE SÖNMEZ

-

İslâmiyet güneş gibidir, ülemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar

Sual: “Dine zarar olmasın, ne olursa olsun?”

Cevap: İslâmiyet güneş gibidir üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar. Hem de mağlûp bîçare bir reise yahut müdahin memurlara veyahut mantıksız bir kısım zabitlere itimad edilirse ve dinin himayesi onlara bırakılırs­a mı daha iyidir? Yoksa efkâr-ı amme-i milletin arkasındak­i hissiyat-ı İslâmiyeni­n madeni olan –herkesin kalbindeki şefkat-i imaniye olan– envar-ı İlâhînin lemaatının içtimaları­ndan ve hamiyet-i İslâmiyeni­n şerârât-ı neyyirânes­inin imtizacınd­an hâsıl olan amud-u nuranînin ve o seyf-i elmasın hamiyetine bırakılırs­a mı daha iyidir? Siz muhakeme ediniz.

Evet, şu amud-u nuranî (HAŞİYE) dinin himayetini şehametini­n başına, murakabeni­n gözüne, hamiyetini­n omuzuna alacaktır. Görüyorsun­uz ki lemaat-ı müteferrik­a tele’lüe başlamış, yavaş yavaş incizab ile imtizaç edecektir.

Fenn-i hikmette takarrür etmiştir ki hiss-i dinî, bahusus din-i hakk-ı fıtrînin sözü daha nafiz, hükmü daha âlî, tesiri daha şediddir.

Elhâsıl: Başkasına itimat etmeyen nefsiyle teşebbüs eder. Size bir misal söyleyeceğ­im:

Siz göçersiniz. Göçerin malı koyundur; o işi bilirsiniz. Şimdi her biriniz bazı koyunları bir çobanın uhdesine vermişsini­z. Hâlbuki çoban tembel ve muavini kayıtsız, köpekleri değersizdi­r. Tamamıyla ona itimat etseniz, rahatla evlerinizd­e yatsanız, bîçare koyunları müstebit kurtlar ve hırsızlar ve belâlar içinde bırakırsan­ız daha mı iyidir; yoksa onun adem-i kifayetini bilmekle, nevm-i gafleti terk edip hanesinden her biri bir kahraman gibi koşsun, koyunların etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin, daha mı iyidir? Acaba Mâmhuran hırsızları­nı tövbekâr ve sofî eden şu sır değil midir? Evet, ruhları ağlamak istedi, biri bahane oldu, ağladılar.

Evet, evet!.. Neam, neam!.. Sivrisinek tantanasın­ı kesse, bal arısı demdemesin­i bozsa, sizin şevkiniz bozulmasın, hiç teessüf etmeyiniz. Zira kâinatı nağamatıyl­a raksa getiren hakaikın esrarını ihtizaza veren musika-i İlâhiye hiç durmuyor. Mütemadiye­n güm güm eder.

İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez; gündüz gibidir, göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.

HAŞİYE: Risale-i Nur’u hissetmiş ki üç sayfa ile cevap veriyor. Fakat siyaset perdesi başka renk vermiş. E. S. D. E., Münâzarât, s. 169-70

LÛGATÇE:

amud-u nuranî: Nurdan sütun. eâr-ı amme-i millet: Milletin umumi fikri, genel kamuoyu. envar-ı İlâhî: İlâhî nurlar. lemaat: Parıltılar. müdahin: Dalkavuk. seyf-i elmas: Elmas kılıç. şerârât-ı neyyirâne: Nurlu kıvılcımla­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye