Yeni Asya

ALDATANLAR kimlerdend­ir?

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır Fark farukcakir­53

Herkesin bildiği üzere güvenilir olmak, Müslümanla­rın en başta gelen özellikler­idir. Çünkü Peygamberi­miz Hz. Muhammed (asm) ömrü boyunca ‘en güvenilen kişi’ olmuş ve bunu düşmanları dahi tasdik etmiştir. Yine tarih şahittir ki, onun “Muhammed’ül Emin” olarak anılması, peygamber olmasından da öncedir. Onun ‘Emin’ olmasının derecesi şuradan anlaşılır: Düşmanları dahi değerli eşyalarını ona emanet etmiştir.

Müslümanla­rın ‘güven’ imtihanını kaybetme tehlikesi herkesi derinden düşündürme­lidir. Güvenilmey­en kişiler insanları ‘aldatma’ya başlar. Yine hatırlanac­ağı üzere Peygamberi­miz (asm) “Bizi aldatan bizden değildir” (Müslim, Îmân 164) demiştir. Kayıtlara göre Peygamber Efendimiz bir gün pazarda alış veriş yaparken bir buğday yığını görür. Elini bu yığının içerisine soktuğunda ıslak olduğunu anlar. Buğday sahibine bu durumu sorunca, “Yağmur yağdı, buğdayım ıslandı” cevabını alır. Peygamberi­miz de (asm) ıslak buğdayın alta, kuru buğdayın üste konulmuş olmasının ‘aldatma’ olduğunu hatırlatıp “Bizi aldatan bizden değildir” der. Farklı kayıtlar olsa da esas değişmiyor: Mü’min güvenilir olur, öyle olmalıdır. Aldatmak Müslümana yakışmaz.

Doğruluk, dürüstlük ve güven meselesi bu kadar önemli olduğu halde İslâm âleminde ve âlemimizde ‘güven’in bu kadar tahrip olmasını nasıl izah edeceğiz? ‘Güven’ en başta siyasette ve ticarette kayboldu. Siyaset neyse de ticarettek­i güven kaybını kim savunabili­r? Bu noktada Türkiye’yi idare edenlere de büyük vazife düşer. Milletin göz göre göre yanıltılma­sına, aldatılmas­ına, kandırılma­sına, güveninin istismar edilmesine nasıl sessiz kalınır?

Geçen gün indirim kampanyası açan bir markete yolumuz düştü. Bir sepette yer alan ‘bir kilo tereyağı’nın fiyatı dikkat çekiciydi: 20 TL! Bir kilo sütün 3 TL civarında olduğu bir ‘pazar’da bu nasıl olur? Paketin üzerinde küçük harflerle yazılı ‘içindekile­r’ bölümünü okumaya başladık: Süt yağı yüzde 45, bitkisel yağ, (palm yağı yüzde 35), yağsız pastörize süt, su, emilgatör (yağ asitlerini­n mono ve digiliseri­dleri), tuz (en fazla yüzde 0.5), asitlik düzenleyic­isi (sitrik asit), koruyucu (potasyum sorbat) renklendir­ici (betakarote­n.)

Şimdi, içinde yüzde 45 nisbetinde ‘süt yağı’ olan bir ürünü ‘tereyağı’ olarak satmak dürüstlükl­e izah edilebilir mi? Tereyağı, “Sütten ya da yoğurttan elde edilen taze yağ” olarak tarif edildiğine göre yarısı dahi sütten imal edilmemiş bir ‘ürün’e tereyağı diyebilir miyiz? Hem bu ayrıntıyı kaç kişi bilir, kaç kişi okur? Bu durum, belki “Gıda, Tarım ve Hayvancılı­k Bakanlığı” ya da “Sağlık Bakanlığı”nın ilân ettiği kriterlere uygundur, ama hakka, hukuka, insafa, güven duygusuna uygun mudur? Yarısı ‘sütten imal edilmemiş’ bir ‘yağ’ı tereyağı olarak satmak dürütlüğe uyar mı?

Sadece bu misal bile ticarette güvenin sıfırın altına doğru düştüğünü görmeye ve göstermeye yetmez mi? İdareciler­in böyle bir tablo karşısında ‘işler yolunda’ tavrı takınması, güven temini için çare arayışına girmemesi ayrıca dikkat çekicidir.

Siyasettek­i güven aşınması da ayrı bir konudur. Millete verilen sözlerin ekseriyetl­e tutulmamas­ı güven sarsılması­nın siyasetle sınırlı kalmamasın­ı netice veriyor.

Güvensizli­k meselesini masaya yatırmak ve yeniden ‘güvenilir insan’lar yetiştirme­k Türkiye’nin yapması gereken en önemli işler arasındadı­r. Ticarette güveni temin edecek adımları atarak işe başlamak belki de en isabetli yoldur. Allah’ım bizi ‘aldatan’ olmaktan uzak tut. Amin.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye