Ali VAPURLU: BEDİÜZZAMAN SAHABELERİ REHBER DİNMİŞTİR
Yeni Asya Gazetesi Yönetim Kurulu üyesi Ali Vapurlu yaptığı açış konuşmasında, Bediüzzaman Hazretleri’nin, hakkı, adâleti, meşvereti, liyâkati ve kanun hakimiyetini esas alan, hakikat-ı adaleti ve gerçek hürriyeti taşıyan, meşrûtiyet-i meşrûa anlamındaki mana-yı dindar cumhuriyeti esas alan, Asr-ı Saadet’teki sahabelerin takip ettiği sistemi her yönü ile hayatı boyunca kendisine rehber edinerek çağımıza taşıdığını belirtirek, “Bediüzzaman Hazretleri, günümüzdeki gerçek anlamda demokratik cumhurî anlayışın karşılığı olan meşrûtiyet-i meşrûa için ‘ve şavirhum fil emr’(işlerinde onlarla istişare et) ve‘ve emruhum şûrâ beynehum’(onların aralarındaki işleri istişare iledir) âyet-i kerimelerinin tecellisidir ve meşveret-i şer’iyedir’ tesbitini yapmıştır. ‘Meşrûtiyetin yani demokratik cumhuriyetin ruhu Kur’ân’dandır, hayatı da ondandır.’ izahıyla Asr-ı Saadetteki idarî sistemin gerçek manadaki demokrasi ile bihakkın örtüştüğü gerçeğini ortaya koymuştur”dedi.
Bediüzzaman Hazretleri’nin, İslâm Âleminin, dün olduğu gibi bugün de en büyük hastalığının ve düşmanının cehalet, zaruret ve ihtilâf olduğunu; bunlara karşı san’at (sanayi), marifet (eğitim) ve ittifak (birlik ve bütünlük) silâhlarıyla cihad edilmesi gerektiğini belirttiğini ifade eden Alu Vapurlu, “Bu ehemmiyetli teşhisin tedavisinin de ‘Mü’minler ancak kardeştirler’ âyetinin bihakkın hayata geçirilmesiyle mümkün olacağını bildirmiştir” şeklinde konuştu.
Dünya BARıŞı İÇİN İTTİHAD-ı İSLÂM
Bediüzzaman Hazretleri’nin dünya barışı için iki önemli hakikati her vesileyle nazara verdiğini dile getiren Ali Vapurlu, “Bunlardan birisi, İttihad-ı İslâm’ın tahakkukudur; diğeri ise; beşeri sefahate, dalâlete ve zulme sevk eden bozulmuş İkinci Avrupa zihniyetine karşı, Müslümanların, insanlığın içtimaî hayatında faydalı ilim ve san’atları, adalet ve hakkaniyete hizmet eden müsbet bilimleri takip eden Birinci Avrupa anlayışıyla beraber hareket ederek mücadele vermelerinin gerekliliğidir” şeklinde konuştu. Vapurlu, dünya barışının anahtarı olan İttihad-ı İslâm idealinin tahakkuku için öncelikle bu ülkenin istibdad-ı mutlak kaydından kurtularak gerçek anlamdaki demokratik cumhuri sisteme geçmesinin gerektiğini ifade etti.
“yaşasın sıdk, Ölsün yeİs”
Ali Vapurlu konuşmasını şöyle tamamladı: Bediüzzaman Hazretleri’nin şu gelen tesbit ve müjdeleri de fevkalâde ehemmiyetli ve anlamlıdır: “Evet, ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır.”“yaşasın sıdk, ölsün yeis, muhabbet devam etsin, şura kuvvet bulsun. Bütün levm ve itab ve nefret; heva ve hevese tabi olanlara olsun. Selam ve selamet hüdaya tabi olanlar üstüne olsun. Amin.”