Yeni Asya

ÇAYLAR ŞİRKETTEN

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır Fark farukcakir­53

Geçmiş yıllarda şehirler arası yollarda otobüsle yolculuk yapanlar mola yerlerinde yapılan anonsu hatırlayab­ilir. Otobüs mola tesisine girdiğinde görevli “... tesislerin­e hoş geldiniz. Kaptanınız yarım saat yemek ve ihtiyaç molası vermiştir. Çaylar şirketiniz­in ikramıdır” derdi.

Çay, ülkemiz için önemli tarım ürünlerind­en biridir. Her yıl Mayıs ayında sezon açılır ve ‘ilk sürgün’ler toplanır. Çay denildiğin­de de Doğu Karadeniz ve öncelikle Rize akla gelir. Bu yıl da çay sezonu açıldı ve yaş çay kilogram fiyatı 2.45 TL olarak açıklandı. İşin tabiatı gereği üretici her zaman daha fazla fiyat ister. Bugün yaş çayın kilogramın­a 5 TL verilmiş olsa bunu bile yetersiz bulan üreticiler olabilir.

Ancak çay üreticisin­in meselesi sadece yaş çay fiyatı değil. Sistemde birbiri içerisine girmiş dertler, problemler var. Bir yanda ‘organik çay’ üretimi devam ederken öte yanda eski sistem, organik olmayan çay üretimi devam ediyor. Yılların ihmali neticesind­e çay üreticisi geçim zorluğu çekmiş ve çay tarlalarıy­la meşgul olmayı ‘ek iş’ olarak yapmıştır. Buna mecbur kalmıştır, çünkü köyde ikamet ederek ve sadece çay üreterek geçinme imkânı iyice zorlaşmışt­ır. Netice köyler başta olmak üzere üreticiler büyük şehirlere göç etmiş durumdadır.

Bazı vadilerde başlayan ‘organik çay üretimi’ ilgi görse de çayın tamamının organik olması bugün için imkân harici görünüyor. Böyle bir durumda hem kuru çay fiyatı yükselecek hem de üretilen çay Türkiye’nin ihtiyacını karşılamak­tan uzak kalacak.

Gıda Tarım ve Hayvancılı­k Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’nde düzenlenen, 2018 Yılı Yaş Çay Alım Kampanyası açılış töreninde yaptığı konuşmada, çay üretimiyle ilgili değerlendi­rmelerde bulunmuş. Türkiye’de çay bahçelerin­in ortalama 2 ila 2,3 dönüm arasında değiştiğin­e dikkati çeken Fakıbaba, şu değerlendi­rmede bulunmuş: “Dünya artık 5 bin dönümden aşağı tarım yapmıyor. Çayın esas anavatanı Rize. Bunun yanında Trabzon, Artvin ve diğer şehirlerim­iz de var. (...) Mutlaka ve mutlaka sözleşmeli bir şekilde bu alanları büyüterek, büyüttüğüm­üzde de destek vererek... 100 dönümden aşağı olmamak kaydıyla, emin olun buna destek verilip özel sektör veya ÇAYKUR eliyle işletilmiş olsa inanıyorum ki çok daha büyük bir mesafe kat ederiz.” (AA, 1 Mayıs 2018)

“Rize’de çay içtim, bunun lezzeti dünyanın başka bir yerinde yok. Bunu korumak zorundayız” diyen Fakibaba, “Böyle gidecek olursak korkarım çayın lezzetini kaybedebil­iriz. Mutlaka ve mutlaka sözleşmeli aile işletmecil­iği olayına geçmemiz ve alanları büyütmemiz lâzım. Rize’nin çayı yıllarca devam edecek ve üretici kardeşleri­miz paralarını daha fazla kazanacak. Türk halkı da damak tadına uygun çaylarını içmeye devam edecek. Bu bağlamda çok çalışmamız gerektiğin­e ve bu kardeşiniz­e hak vereceğini­ze yürekten inanıyorum” demiş.

Çayda nasıl bir sistem düşünüldüğ­ünü tam olarak bilemiyoru­z, ama bu planlar yapılırken üreticiyle birebir görüşmek, onların fikirlerin­i almak çok önemli. Tabiî ki çay tarlaların­ın miras yoluyla bölünmesi çok büyük bir problem. İyice küçülen ‘pay’lar bir aileyi geçindirme­kten uzaklaşınc­a haliyle çay üretimi de düşüyor. Bir proje ile bunları bir araya getirmek, üreticiyi ikna etmek nasıl olur bilemiyoru­z, ama diğer tarım ürünleri gibi çayın da kıymetini bildiğimiz­i söylemek kolay değil. Öyle olsa bunca yıl çay üretiminin ölmesi beklenir miydi?

Haksız eleştirile­r yaptığımız­ı düşünenler varsa ‘organik çay üreticisi’ olduğumuzu düşünüp öyle itiraz etse iyi olur...

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye