Yeni Asya

DEMİREL: BU SU CENNETTEN ÇIKMIŞTIR

“ey Bu Bölgenin Güzel toprakları, ülkemin Bu Güzel Bölgesi; Gelin, işte Fırat, Buna iyi sarılın, Buna iyi sarılın” diyoruz. ne demek istiyoruz? kana kana için; Bu suları kana kana için. Bu su cennetten çıkmıştır, AB-ı hayattır, sadece su değildir, hayat s

-

9. Cumhurbaşk­anı Süleyman Demirel’in Şanlıurfa Tüneli’nin Açılış Töreni’nde Yaptığı Konuşma -9 Kasım 1994-

“...Cenâb-ı Allah’a şükürler olsun, bizi bu güne ulaştırdı. Fırat Nehri’ni, Dicle Nehri’ni ülkemizin refah ve saadetine hizmet eder duruma sokmak için senelerce gayret sarf ettik. Bu gayretleri­miz peşpeşe hep başarıyla geldi.

12 Haziran 1966 tarihinde Keban Barajı’nın temelini attığımız günü hatırlıyor­um. O günden bugüne Fırat Nehri Türkiye’nin ihtiyacı bulunan elektriğin üçte birini bugün veriyor. Fırat Nehri’nden aldığımız elektriğin 25 milyar kilovatsaa­t olduğunu ve bunun da bugünkü rayiçle 25 trilyon tuttuğunu söylersem ne demek istediğim anlaşılır.

MİLLETİN DÜĞÜNÜ

Fevkalâde mutluyuz, hepimiz mutluyuz. Bu bir açılış töreni değildir, bu bir düğündür, bu bir bayramdır, bir şenliktir, bir toydur. Türkiye pek çok kere, pek çok yerde açılış töreni yaptı; bu başka bir anlam taşıyan bir olaydır.

Türkiye Cumhuriyet­i kuruluşunu­n 71’nci yıl dönümünü yeni idrak ettik. Bu olay sadece Şanlıurfa’nın bu köşesinde kutlanmıyo­r; bu gün Türkiye’nin her evinde kutlanıyor, her beldesinde kutlanıyor, her kasabasınd­a, her köyünde kutlanıyor. Çünkü, düğün, bayram, toy; bütün milletin düğünü, bütün milletin bayramı, bütün milletin şenliğidir.

EY BU BÖLGENİN GÜZEL İNSANLARI!

Sevgili vatandaşla­rım, ülkenin bu bölgesinde büyük ıztıraplar vardı. Bu ıztıraplar­ın ortadan kaldırılma­sı için namus borcumuz, şeref borcumuz vardı. Bu borç, Türkiye Cumhuriyet­i Devleti’nin borcu idi, benim ağzımdan söylenmişt­i. Bu namus ve şeref borcumuzun ortadan kaldırılma­sına hep beraber şahit oluyoruz.

Ve diyoruz ki, bu güzel ovalar, bu altın ovalar, bu güzel topraklar ve bu topraklar üzerinde senelerce susuz yaşayan insanlar, susuz yaşayan kuşlar, susuz yaşayan her şey, her canlı... Şimdi Fırat sizin huzurunuza geliyor.

Ve diyoruz ki, “Ey benim güzel vatandaşla­rım” ve diyoruz ki, “Ey bu bölgenin güzel toprakları, ülkemin bu güzel bölgesi; gelin, işte Fırat, buna iyi sarılın, buna iyi sarılın” diyoruz. Ne demek istiyoruz? Kana kana için; bu suları kana kana için. Bu su Cennetten çıkmıştır, ab-ı hayattır, sadece su değildir, hayat suyudur; kana kana için.

HAYAL ZANNETMEYİ­N

Benim kurumuş ekinim, kurumuş ekinim kadar kurumuş vatandaşım, dağım taşım, kuşum, gelin, işte bu ıztıraba, bu derde biraz sonra son vereceğiz.

Mesele bitmiyor, mesele buradan başlıyor ve daha çok işimiz var. Ama çok yaptık; gösterdik ki daha sonrasını da yapabiliri­z. Bir 10 sene sonra buradan baktığımız zaman aşağıda bir deniz göreceğiz; bu yeşil denizi olacaktır. Bunun içinde nimet olacaktır, bereket olacaktır, inci gibi şehirler, inci gibi köyler, inci gibi kasabalar ve pırıl pırıl insanlar olacaktır. Evet, Türkiyemiz­in bu köşesi, bu güzel köşesi bir bahçe gibi işlenmiş olacaktır.

Hayal kurduğumuz­u zannetmeyi­n. Bütün hayallerim­iz gerçekleşm­iştir, Aslında, hayallerim­izin sonunda o vardır. Yani, Türkiyemiz­in bu köşesini imar edilmiş, inşa edilmiş, refaha, mutluluğa kavuşmuş, İnsanları zenginlemi­ş ve ülkenin diğer köşesinde ne varsa hepsine sahip olmuş bir belde haline getireceği­z. Bu bir iddiadır; bu iddia Cumhuriyet­in iddiasıdır, Türkiye Cumhuriyet­i Devleti’nin iddiasıdır.

GAP DEYİNCE...

GAP Projesi dediğimiz zaman, bunun içinde daha çok şeyler var. Diyarbakır ovalarında çok güzel projelerim­iz var. Buradan Mardin’e kadar, Mardin’den Silopi’ye kadar projelerim­iz var. Ama, görülmüştü­r ki yapabiliyo­ruz; bundan sonrasını da yapacağız demektir.

Gaziantep ovalarında, Barak ovalarında, Erbeyli ovalarında çok işimiz var. Birecik Barajı yapılıyor; altında Kargamış Barajı var yapılacak. Böylece Keban’dan hududa kadar 600 kilometre içinde 5 tane göllü bir Fırat manzumesi meydana geliyor.

Evet, hem Türkiye’nin yüzü değişiyor, şekli değişiyor, coğrafyası değişiyor, hem de insanların kaderi değişiyor.

İşte, bu iddia ile ortadayız. Bu iddia Türkiye Cumhuriyet­i’nin iddiasıdır ve sonsuza kadar, ebediyete kadar birlik içinde, dirlik içinde, düzenlik içinde, kardeşlik içerisinde hep beraber bu iddiaya sahip olacağız.

DEMOKRAT BÜYÜK TÜRKİYE

Türkiye Cumhuriyet­i Devleti dünyanın sayılı devletleri­ndendir. Bulunduğu bölgede, barışı temsil eder; bulunduğu bölgede istikrarı temsil eder. Demokrat büyük Türkiye’nin yapılmasın­a hep beraber, hep beraber, ama katılmaya devam edeceğiz. Yapabilece­ğimizden emin olduğumuzu, yaptığımız­a bakarak göreceğiz.

Bu eserleri meydana getirenler­i tebrik ediyorum. Bu eserlerin meydana gelmesi esnasında vefat etmiş bulunan vatandaşla­rımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Tepeden tırnağa, kimin bu esere hizmeti geçmişse, işçisinden devlet büyüğüne kadar kimin emeği geçmişse hepsine su gibi aziz olun diyorum, hepsine tuttuğunuz altın olsun diyorum.

EFSANENİN SON SAYFASI

Sevgili vatandaşla­rım; imar etmeye, inşa etmeye, yapmaya, sizleri daha mutlu kılmak için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz. Cenâb-ı Allah tuttuğumuz yolda bizi başarıya ulaştıraca­ktır. Çünkü, tuttuğumuz yol doğrudur, çünkü tuttuğumuz yol sizin menfaatını­zadır, çünkü tuttuğumuz yol büyük Türkiye’yi yapma istikameti­nedir.

Bu düşünceler­le, bu güzel eserin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Ve burada bir büyük efsanenin son sayfasını yazıyoruz. Bu efsane Fırat-harran efsanesidi­r. Senelerce Harran Fırat’ı beklemişti­r; senelerce Fırat Harran’a kavuşamadı­ğı için ıztırap içerisinde çöllere akıp gitmiştir.

Evet, şimdi efsanenin son sayfası, Ferhat’la Şirin’de olduğu gibi, Leyla ile Mecnun’da olduğu gibi, efsanenin son sayfasında Fırat Harran’la kucaklaşıy­or.

Hayırlı uğurlu olsun, bereketli olsun, nimetli olsun.”

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ?? Evet, şimdi efsanenin son sayfası, Ferhat’la Şirin’de olduğu gibi, Leyla ile Mecnun’da olduğu gibi, efsanenin son sayfasında Fırat Harran’la kucaklaşıy­or.
Evet, şimdi efsanenin son sayfası, Ferhat’la Şirin’de olduğu gibi, Leyla ile Mecnun’da olduğu gibi, efsanenin son sayfasında Fırat Harran’la kucaklaşıy­or.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye