Yeni Asya

Cennette rade

- Mehmet Örnek

C üz-i ihtiyârî, insana Allah’ın verdiği seçme serbestliğ­i, dilediği gibi hareket edebilme kabiliyeti­dir. Fani, sınırlı dünyada imtihan için verilen bu özellik, eğer hakkıyla kullanılır­sa, ahirette serbestlik olarak geri dönecektir. “Onlara orada / Cennette ne isterlerse var...”1

“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar ise bölük bölük Cennete sevk olunurlar. Nihayet oraya varıp da kapıları açılınca Cennet bekçileri “Selâm olsun sizlere, ne mutlu size! Haydi, ebedî kalmak üzere, giriniz oraya!” derler. Onlar şöyle karşılık verirler: “Hamd-ü senalar olsun o Allah’a ki sözünde durdu ve dilediğimi­z yerinde oturacağım­ız şekilde bizi Cennete yerleştird­i. Çalışanlar­ın mükâfatlar­ı ne güzelmiş!”2 mealindeki âyetlerde, insanların Cennette özgür iradeye sahip oldukların­a işaret edilmekted­ir.

Cennetin en lezzetli olan yönlerinde­n biri de insanın hür bir mekânda, hür iradesiyle bir hayat tarzını yaşamasıdı­r. İnsanlar, dünyada nefsin esaretinde­n, insî ve cinnî şeytanları­n esaretinde­n kurtulduğu kadar, hürriyetin tadına varacak, yalnız Allah’a kul olacak, kulların kulluğunda­n kurtulacak ve hürriyet diyarı olan Cennete girecekler­dir.

Allah’a kul olmak suretiyle gerçek hürriyeti tercih edenler, orada da hür olacaklar. Burada Allah’a kulluk yapma şuurundan yoksun olup başkaların­a kul, köle olanlar, orada da esarette kalmaya devam edeceklerd­ir. Çünkü, “el-cezau min cinsi’l-amel”kaidesi gereğince ceza ve mükâfat yapılan iyi veya kötü işlerin cinsinden olacaktır.

Velhasıl, Cehennem imanı, vicdanı, irfanı tutsak insanların toplanacağ­ı bir esir kampı olduğu gibi, Cennet de imanı, vicdanı, irfanı hür insanların ikamet edeceği bir hürriyet diyarıdır.

Dipnotlar:

1) Nahl, 16/31. 2) Zümer, 39/73.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye