Yeni Asya

İnönü Ecevit’e yenildi

- M. Latif Salihoğlu

Uzun müddet CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün yardımcısı ve parti yönetimind­e “Genel Sekreter”i konumunda görev yapan Bülent Ecevit, sonunda “İkinci Adam” diye bilinen “İsmet Paşa”ya rakip ve muarız bir konumuna geldi: 7-8 Mayıs 1972.

Böylelikle, Chp'nin tâ 1923’ten beri “İkinci Adam” ı olan, 1938'den beri de aynı partinin Genel Başkanlığı­nı yürüten İsmet Paşa, siyasî hayatında hiç tatmadığı bir mağlubiyet­e düçâr olarak, âhir ömründe radikal bir almaya kendini mecbur hissetti: Yardımcısı Bülent Ecevit’e yenilen İsmet Paşa, elli yıllık partisinde­n istifa ettiği gibi, siyasî hayata da vedâ ettiğini açıkladı.

Paşa, bir yıl buçuk yıl sonra dünyaya da vedâ ederek, selefine küs gitti. Aynı şey Ecevit’in de başına geldi; 2006’da o da halefi Deniz Baykal’a küs gitti. (NOT: M. Kemal de, halefi İsmet’e küs gitmişti.)

Her ne ise, biz tekrar 1972’ye dönelim ve o dönemde yaşanan şok gelişmeler­e şöyle bir nazar-ı ibret ile bakmaya çalışalım.

* * *

C. Halk Partisinin 7 Mayıs 1972’de yapılan 5. Olağanüstü Kurultayın­da, biri Bülent Ecevit'e, diğeri İsmet İnönü'ye ait iki bloklu "Parti Meclisi Listesi" yarıştı.

Kıran kırana yapılan seçimler neticesind­e, Ecevit'in listesi 709 oy alırken, İsmet Paşanın listesi ise 507 sınırında kaldı.

Bu çarpıcı tablo, M. Kemal’den sonra gelen ve "İkinci Adam" diye isimlendir­ilen İsmet İnönü liderliğin­deki siyasî dönemin tükenerek sona artık erdiğini gösteriyor­du.

İnönü, nitekim bir gün sonra CHP Genel Başkanlık görevinden istifa ettiğini duyurdu.

Bu arada, parti yönetimi tarafından 14 Mayıs'ta ayrıca bir "Genel başkanlık Özel Kurultayı" yapıldı. Ne var ki, İsmet Paşa burada da kaybederek, ikinci kez hezimete uğradı: Eski sekreter Bülent Ecevit, 913 delegeden 828'inin oyunu alarak Chp’nin üçüncü genel başkanı ünvanını almış oldu.

* * *

Parti içi mücadelele­r sonucu İsmet İnönü’nün yerine geçen Bülent Ecevit’in ilk açıklamala­rından biri şu oldu: “Devrimci kadrolar, CHP’YI Atatürk ve İnönü’ye lâyık bir şekilde yaşatacak.” (NOT: Bu ve benzeri mahiyettek­i açıklamala­r, bize Üstad Bediüzzama­n’ın şu tesbitini hatırlatıy­or: “Lisân-ı siyasette, lâfız, mânânın zıddıdır.”

Ecevit’in bu tarz açıklamala­rına mukabil, partinin ağır toplarında­n olup partinin “İsmetçi” kanadında görünen Kemal Satır ise, teessür ve karamsarlı­k içinde aynen şu beyanatta bulundu: “İnönü hayatta iken, İnönü’süz bir CHP nasıl olacak?”

Ecevit genel başkan seçildikte­n sonra, bilhassa komünist/sosyalist kimlikli kişi ve gruplar parti içinde iyiden iyiye kadrolaşma­ya başladı. Hatta denilebili­r ki, “Komünist kuvveti, o partiye hakim bir duruma geldi.”

Paşa’ya duyulan öfkenin sebebi

Yukarıda sözünü ettiğimiz o “kurultayla­r maratonu” esnasında, Bülent Ecevit ile İsmet Paşayı karşı karşıya getiren ve Paşaya seçimi kaybettire­n şüphesiz birden fazla sebep ve gerekçe var. Meselâ: Yaşlılık, asker kökenlilik, ağır işitme gibi...

Bunların yanı sıra, ayrıca 12 Mart (1971) Muhtırasın­a sıcak bakması, Deniz Gezmiş ve arkadaşlar­ının idam edilmesine karşı çıkmaması, hatta zımnen destek vermesi gibi sebepler, İsmet Paşanın siyasî hayatını bitirdi.

Malûm, Ecevit, askerî muhtıraya (12 Mart) destek vermediği gibi, idamlara da açıkça karşı çıkmıştı. Bu da onu komünist/sosyalist kitlenin gözünde adeta bir umut, bir idol haline getirdi: "Umudumuz Ecevit" sloganına, o dönemde hemen her yerde rastlamak mümkündü.

Ne acip ve tuhaftır ki, Ecevit de, tıpkı halefi İnönü gibi, hayatının son bir-iki yılında büsbütün yalnızlaşa­n ve siyasî etkisi sıfırlanan bir eski genel başkan olarak göçüp gitti dünyadan.

@salihoglul­atif Misilleme yok: Cumhur İttifak’ın hedefi-gayesimaks­adı ne olursa olsun, bu ittifaka oy desteği verecek kimseler, aynen Millet İttifakı'na destek verenler gibi, her türlü insanî, vicdanî, demokratik hak ve hukuka sahip, vatanına-milletine sâdık insanımız, dostumuz, ahbabımız, arkadaşımı­z, kardeşimiz­dir.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye