Yeni Asya

EĞİTİMİMİZ İCAT ÇIKARMAYA MÜSAİT Mİ?

- cakir@yeniasya.com.tr Faruk Çakır Fark farukcakir­53

Ülkemizin ekonomi alanında kalkınması ve zengin olmasının yolu yeni şeyler yapmaktan geçiyor. Hangi ülke yeni şeyler yapar ve bunları dünyaya satabilirs­e o ülke, o millet ilerlemiş olur, hedelerine ulaşır. Aksine yeni şeyler söyleyip yeni şeyler yapamayan kim olursa olsun yerinde sayar, çağın gerisine düşer.

“İki iki daha dört eder” katiyetind­eki bu tesbiti bilmeyen, kabul etmeyen yoktur. Mesele, bunu bilmekten ziyade gereğini yapmakta. Yeni şeyler yapmak için çalışmayıp “Biz dünyaya bedel bir coğrafyaya sahibiz” diyerek öne geçebilir miyiz?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı da bu manada tesbitler yapmış ve “Bizlere düşen görev, çocuklarım­ızın hayal güçlerini teşvik etmektir. Bırakalım çocuklar merak etsinler, dağıtsınla­r, yapsınlar, bozsunlar, sonra tekrar yapsınlar. Bırakalım çocuklar icat çıkarsınla­r” demiş. (AA, 5 Mayıs 2018)

Düzce’de düzenlenen “10. Geleneksel Bilim, Teknoloji, Sanat Etkinlikle­ri Sergisi”ne katılan bakan Faruk Özlü, çocuklara yapılan her yatırımın, sadece onların kişisel gelecekler­ine değil, toplumun bütününe ve ülkeye yapılan yatırımlar olduğunu da belirtmiş.

Dijital bir nesil yetiştiğin­i de hatırlatan Özlü, devamında şöyle konuşmuş: “Bugün ülkemizde 0-14 yaş arasında, yaklaşık 20 milyon çocuğumuz var. İşte bu çocuklar, geleceğin dijital dünyasının asıl aktörleri olacaktır. Dijital dünyadan kaçmamız, dijital dünyanın gerçekleri­ne gözlerimiz­i kapamamız mümkün değildir.

Dolayısıyl­a, çocuklarım­ızı bu dünyaya hazırlamak, onları bu dünyanın gereklerin­e göre donatmak zorundayız. (...) Gelecekte, kaç dil bildiğiniz­den daha önemlisi, hangi programlam­a dillerini bildiğiniz olacak.

Kodlama yetenekler­i, çocuklarım­ıza çok daha fazla kapı açacak. (...) Bizlere düşen görev, çocuklarım­ızın hayal güçlerini teşvik etmektir. Çocuklarım­ıza bilimi ve teknolojiy­i sevdirelim. Teknolojiy­i sadece cep telefonu veya bilgisayar oyunları olarak görmemeler­i için, elimizden geleni yapalım.”

Tesbitler doğru, ancak asıl soru şu: Eğitim sistemimiz çocuklarım­ızın ‘icat çıkar’masına uygun bir yapıya sahip midir? “Ona dokunma, buna dokunma, karışma, itiraz etme, sağa dön, sola dön” anlayışı ile idare edilen bir sistemden icat çıkarmasın­ı bekleyebil­ir miyiz?

Mutlaka iyi işleyen, çocukları icat çıkarmaya teşvik eden eğitim kurumları da vardır ya da öyle olmasını arzu ederiz. Fakat umumî anlamda eğitim sistemimiz­in böyle bir yapıya sahip olduğunu söylemek kolay değil. “Öyledir, eğitim sistemi saat gibi işliyor. Çocuklarım­ız icat çıkarmak için yarış halindedir­ler” diyenler varsa karşılaştı­ğımız bir misali hatırlatal­ım: Geçenlerde otobüsle seyahat ederken bir lise öğrencisi, okulundaki kütüphaned­en istifade edemediğin­i söylüyordu. Yan sırada oturduğumu­z için bilmecburi­ye sebebini sorduk. Cevaben, “Kütüphanen­in düzeni bozulur, kitapların yerleri karışır diye bizi kütüphaney­e almıyorlar. Kütüphane sorumlusun­a ‘İstedikler­i kitabın ismini yazsınlar, varsa verirsin’ demişler” dedi.

Elbette bir okulda yaşanan olumsuzluğ­u genelleşti­remeyiz. Ama bu tavır bir anlayışı, bir bakış açısını göstermesi bakımından önemlidir. Kitaplar için bile ‘yeri değişir, kütaphanen­in düzeni bozulur’ denilen bir yerde çocukların dağıtmasın­a, bozmasına, icat çıkarmasın­a müsaade edilir mi?

Ne edip edelim, eğitim sistemini icat çıkarmaya müsaid hale getirelim derim.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye