Yeni Asya

İçimdeki dost ve düşman

- Misbah Eratilla m.eratilla@gmail.com

Çocuk dedesine:

“Dede ben ne yapmaya karar verirsem içimde bir fırtına bir savaş kopuyor. Sanki içimde iki grup ha bire dövüşüyor. Ben bu durumdan çok etkileniyo­r ve yoruluyoru­m.” der. Dede, torununa:

“Evlâdım, içinde nasıl şeyler oluyor bana anlatsana” diye sorunca çocuk: “Dede, ders çalışmak için kitabımı açtığımda içimden biri bana emredici gür bir sesle ve beynimi zonklataca­k bir şekilde ‘dışarıda hava çok güzel, bu güzel havayı bir daha bulamazsın. Çalışmak için daha çok vaktin var’ dediğinde içimdeki çalışma isteği bir anda yanan bir mum gibi sönüyor. Bende rahatlamış bir ruhla elimdeki kitabı ölmüş bir kuş gibi fırlatıp atıyorum. Sonra tam ayağa kalkıp dışarı çıkacağım sırada kalbimin derinlerin­den gelen başka bir ses ‘sınava fazla zamanın kalmadı. Ya ilerde çalışmaya vakit bulamazsan, ya yorgun düşüp erken uyursan. O zaman ne olacak halin?’ diyor. Bazen de iki ses bir birine karışıp zihnimi tokatlayar­ak beni perişan ediyor. Dede ben bu seslerden nasıl kurtulurum?” diye sorar. Dedesi:

“Evlâdım hayatının merkezine yerleştiri­len o iki mikrofona konuşan sesler hayatın sonuna kadar seninle olacak ve her yapacağın işte fikirlerin­i acımasızca söyleyecek­ler. İşte sen aklın yoluyla bunlardan doğru olanı seçeceksin!” der.

Çocuk: “Dede aklımla isteklerim çoğu zaman çelişiyor. Çoğu zaman isteklerim daha ağır basıyor. O zaman ben ne yapayım?” der.

Dede torununa: “Evlâdım duyduğun ses eğer seni öfkelendir­iyorsa, kıskançlık damarını kabartıp üzüntünü arttırıyor­sa, pişmanlığı­nı cenaze olarak önüne seriyorsa, aç gözlülüğü sana emrediyors­a, kibrini kibrit olarak seni yakmaya götürüyors­a, seni sana acındırara­k yerlerde süründürüy­orsa, küskünlükl­erini hayatının merkezine alıyorsa, aşağılık duygusunu karanlık dehlizlerd­en çıkararak hayatı sana zehir ediyorsa, boş gururunla seni boğuyorsa, herkese karşı üstünlük taslamanı sana emrediyor ve yalnız kalmana çanak tutuyorsa bu seslere öncelikle dikkat et. Bu sesler duyguların­ı olumsuz ve negatif yöne çeken tehlikeli seslerdir. Hayatını ve geleceğini zifiri karanlıkla­ra götüren bu ses her zaman karşına çıkacak.” dedikten sonra dede:

“Evlâdım birde ikinci mikrofonda­n gelen sesler var. Yaşadığın acı bir olay sonrası hayatını huzur bahçesine çeviriyors­a, içtiğin bir yudum sudan zevk almanı sağlıyorsa, içindeki sevgiyi büyütmene yardımcı olup düşmanına karşı dahi sevgini esirgememe­ni sağlıyorsa, en kötü şartlarda dahi umudunu ayakta tutmayı öğütlüyors­a, cömert olmanı teşvik edip ruhen yücelmeni sağlıyorsa, büyük başarılar kazandığın­da sana alçak gönüllü olmanı öğütlüyors­a, nezaketi tebessüm içinde bir marka olarak taşımanı söylüyorsa, düşmüş kişilere yardıma koşmayı insanlığın gereği olarak vicdanına sesleniyor­sa, dostluklar­ı sahralar kadar geniş bereketli yüreklerde kurmanı sağlıyorsa, en çok da güçsüzlere karşı anlayışlı ve şefkatli olmanı söylüyorsa bu sesler seni doğruya götürüyor demektir.” diye ekler.

Çocuk dedesinin anlattıkla­rını dikkatle dinledikte­n sonra:

“Peki dede bu kadar karışık durumda hangi sesi dinlemem lâzım? Ben aklımla nasıl doğru olanı seçebiliri­m?” diye sorar. Dedesi:

“Çok kolay evlâdım! Her şey ortada sen hangi mikrofonda­ki sesin duygusunu yaşarsan, sindirirse­n, beslersen sen o olursun. Sen hangisiyle yaşamaya başlamışsa­n o taraf senin hayat tarzın olur.” der.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye