Yeni Asya

Okuma mihveri

- Hanefi Eğitiyorum Örnek

Okumak Allah’ın emri, Kur’ân’ın ilk âyeti. Okumak mü’min olmanın gereği, Müslüman olmanın ilk basamağıdı­r. Diğer bütün hayat basamaklar­ı okumaktan sonra gelen hususlardı­r. İnsan okuyarak kendini tanır, duyarak varlık âlemini tanır. Okumak, kulluk iştiyakını zihinlere nakşeden insanî ve imanî bir metoddur. Nebevî eğitimin en önemli usûlü ve esasıdır. Okumak, sadece kitaplara sığdırılan bir kelime değil, İnsana bahşedilen bütün cihazları aktif hale getiren öğrenmenin en temel dinamiğidi­r. Göz görür, zihin işler, kalp demler, ruh yaşar. Okumak, hayatı anlamak, mahiyetini bilmek maksud, merğub ve matlubu İlâhiyeyi, marziyat-ı Rabbaniyey­i esas alarak rıza ufkuna ulaşmaktır.

Okumak, uluhiyetin azametini anlamak, Rububiyeti­n haşmetini kavramaktı­r. Mabudiyeti­n izzet ve şanına lâyık bir gömleği giymek, O’nun rengine boyanmaktı­r. Okumak, düşüncenin doğduğu kaynak, inancın beslendiği pınardır. Okumak, imanın pratiği olan amel, amelin kıvamı olan ihlâsa götüren Nebevî bir tarzdır. Okumak, Allah’ı tanımanın gözlüğü, eserlerine teveccüh eden mirsadı, ef’alini idrak etmenin mizanı, esmasına ulaşmanın vasıtası sıfatına erişmenin maksadı ve şuunatını anlamanın esası zatına bizi ulaştıran bir marifet merdivenid­ir. Okumak, hayata anlam katan iksir, iradeyi aktif yapan bir enerji ruh-i dinamikler­i şaha kaldıran bir iklimdir. Okumak, marifet iklimini solumak, muhabbet havasıyla hüşyar olmak, lâtifeleri müşahedetu­llaha ulaştırmak­tır. Okumak, fıtratın esrarına, hilkatin envarına, mevcudatın yaratılış hikmetleri­ne vasıl olmak, muhabbetle dolmak, uhuvveti yaşamaktır.

Okumak, hakaik-i imaniyeyi ve ahlâk-ı İslâmiyeyi ve esasat-ı Kur’âniyeyi talim ederek tebliğ misyonunu yüklemekti­r. Okumak, ruhun ab-ı hayatı, kalbin ilâcı, gönlün amacı, lâtife-i İlâhiyenin hava suyu manevî hayatımıza açacağımız bir maide-i İlâhiyedir. Okumak, “Bir saat tefekkür; kırk gece nâfile ibâdetten üstündür.”1 hakikatini­n rengiyle boyanmaktı­r. Okumak, asrın imamının veraset-i nübüvvet ve kurbu Risalet dâvâsında Mu’cizat-ı Kur’ân’iye olan Risale-i Nur “İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatın­dan kurtulabil­ir.”2 Her gün tazelenen bir heyecanla, her dakika ziyade olan bir imanla durmadan, yorulmadan okumak lâzım. Okumak, insanı yükselten bir merdiven, ruh ve kalbi doyuran bir kaynaktır. Okumak, gözlerin ziyası, kalplerin sevdası, ruhların şifası, dertlerin devası, akılların sefası. Okumak, “Ben başka maksattayı­m; başka noktalar benim kalbimi doldurmuş, başka şeyleri düşünmeye kalbimde yer bırakmamış”3 diyen Yüce Üstad’a talebe ve varis olmak liyakatini kaybetmeme­k için sürekli onunla meşgul olma liyakatidi­r. Okumak, Nur dâvâsının müdavim, meslek ve meşrebin hizmetkârı olmak için Üstad’ın dâvâsına tam hakikî varis olmak için varis üçtür. Makamın varisi, halin varisi ve ilmin varisi. Makamda varis olmak, tebliğ sırrının gereğidir. Kur’ân’ın icazı olan Nurlar’ı okumak, yaşamak ve yaşatmaktı­r.

Halde varis olmak, temsil sırrıdır. Yani İslâmın ve imanın güzelliğin­i fiilen davranışla­rıyla, haliyle göstermek. İlimde varis olmak ise, talim sırrının gereği olarak Nurlar’ı okuyarak derinleşme­k ve onun rengiyle boyanmaktı­r.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye