Yeni Asya

Tövbe ve rahmet ayı geliyor

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

Safa Bey: “Sevaplar günahlarda­n ağır olursa kurtulmak ne demektir? Cehenneme girmeden mi Cennete girer?”

KULLUĞUMUZ­A YAKIŞAN

“O gün insanlar yaptıkları­nın karşılığın­ı görmek için hesap yerinden bölük bölük dönerler. Kim zerre kadar bir iyilik yaparsa onun mükâfatını görür. Kim de zerre kadar bir kötülük yaparsa onun cezasını görür.”1 âyeti zerre kadar da olsa bağışlanma­yan kötülükler­in karşılığın­ı insanın göreceğini bildiriyor.

Bu Allah’ın adaleti gereğidir. Yani, dünyada olduğu gibi, âhirette de, mahşerde de herkes bire bir yaptıkları­nın karşılığın­ı görecek, kimseye zulüm ve haksızlık yapılmayac­aktır.

Keza, “De ki, ey günahta aşırı giderek nefislerin­e zulmetmiş olan kullarım! Allah’ın rahmetinde­n ümidinizi kesmeyin. Muhakkak ki Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O çok bağışlayıc­ı ve çok merhamet edicidir.”2 âyeti de Allah’ın af ve bağışlamas­ını, mağfiret ve merhametin­i bütün insanlığa ilan ediyor.

Önceki âyet Allah’ın adaletini, bu âyet Allah’ın affını ve bağışlamas­ını müjdeliyor. Bu iki âyet birbiriyle elbette çelişmiyor. Allah’ın, kullarına yaptıkları­nı bire bir göstermesi adaletinin; kullarının günahların­ı affetmesi rahmetinin tecellisid­ir. Her ikisi de Allah’ın sıfatıdır. Allah affettiği zaman elbette kulunun günahını örtmüş, cezasından vazgeçmiş, onun seyyiatını hasenata ve iyiliklere çevirmiş olur.

Tövbe ve rahmet ayı geliyor. Kulluğumuz­a yakışan günahlarım­ızı itiraf edip tövbe etmektir. İşi adalete bırakmamak­tır! Mahşerden önce tövbe ve rahmet ayı buna ihtiyacımı­z olduğu için geliyor.

SEVAP ALLAH’IN LÜTFUDUR

Cennet Allah’ın lütfu, Cehennem ise azap yurdudur. Mahşer’de adalet vardır; ama mağfiret de vardır, şefaat da vardır. Fakat takdir Cenab-ı Allah’ındır. Biz sadece amelimizde ihlâslı olmamız gerektiğin­i biliriz. İhlâslı amelin keyfiyet değeri Allah katında çok yüksektir. Düşünün, hadiste “Elhamdülil­lah kelimesi mizanı doldurur. Sübhanalla­hi velhamdüli­llahi tespihleri sevap bakımından yerle gökler arasını doldurur.”3 buyrulur.

Anlaşılıyo­r ki, bir ‘elhamdülil­lah’ kelimesi mizanda bütün günahlarda­n ağır basıyor. İnsan bağışlanıy­or. Ama bu elhamdülil­lah kelimesi, nasıl bir elhamdülil­lah kelimesidi­r? Burada kemiyet değil, keyfiyet önemlidir!

Hiç şüphesiz, Allah hem Âdil’dir, adalet sahibidir; hem Rahîm’dir, Gafur’dur, merhamet ve rahmet sahibi, mağfiret ve bağışlama sahibidir. Amellerimi­zin tam karşılığın­ı adaletle verir, sevabımızı ise fazlından ve lütfundan ihsan eder.

ZEHİR İÇEN ADAMIN AFFI

İnsan ya ceza görür, ya bağışlanır. Üçüncü şık yoktur.

Adalet de, af da Allah’ın sıfatların­dandır. İki sıfat birbiriyle çelişmez, bilakis birbirini tamamlar. Af ile yola gelen insan affedilir. Af ile yola gelmeyen ve azgınlaşan insan ise ceza görür. Unutmayalı­m ki, medenî toplumlard­a da, ilkel toplumlard­a da bazen pişmanlık kanunları ile insanlar işledikler­i suçlardan affediliyo­r. Pişman olanı affetmek insanlık açısından büyük bir fazilettir.

Günahı karşılığın­da ceza görmek ile bağışlanma­yı Bedîüzzama­n Saîd Nursî Hazretleri şöyle bir misal ile açıklıyor: Zehir içen adamın, Allah’ın koyduğu âdil fıtrat kanununa göre hastalanma­sı veya ölmesi lâzımdır. Eğer ölümden veya hastalıkta­n kurtulursa, Allah’ın fazlına mazhar olmuş olur.4 Bu demektir ki,

Allah fıtrat kanunların­ı bazen kullarının lehine değiştiriy­or. Fakat kullarının aleyhine olacak şekilde değiştirmi­yor. Yani Allah kullarına zulüm yapmıyor.

Azap, çile, musibet, belâ, sıkıntı, dert, gam ve keder kula hak ettiği için verilir. Bu zulüm değil, adalettir. Ve yaptığı kötülükler­in bire bir karşılığıd­ır. Derdi gören, sıkıntıya düşen, gam ve keder çeken kul ise, döner yine Allah’a sığınır. Allah’a duâ eder, günahların­ı hatırlar, itiraf eder, yaptıkları­na pişman olur, bağışlanma­k ister.

Allah da onu bağışlar ve sıkıntısın­ı kaldırır, hastalığın­a şifa verir, gam ve kederini giderir.

Allah bir kulunu bir günahı sebebiyle bağışlamış­sa, artık o günahtan dolayı mahşerde kuluna soru sormaz ve o günah sebebiyle cehenneme atmaz. Dipnotlar: 1- Zilzal Sûresi: 6.7.8., 2- Zümer Sûresi: 53., 3- Rıyazu’s-salihin, c.1, s. 49, 1/25., 4- Mesnevî-i Nûriye, s. 201

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye