Yeni Asya

Bediüzzama­n neden hürriyetçi­lerden yana olmuştur? (2)

- Ali Ferşadoğlu Turhan Celkan fersadoglu@yeniasya.com.tr

Aslında Bediüzzama­n, “dördüncü devir ücretlilik” ile diğer sosyologla­rla birlikte aynı tasnifi yapıyor; beşinci dönemde, ayrılıyor. Onlar, “komün / toplu bir hayat olacak, kişi söz ve mal sahibi olmayacak, devlet olacak” diyordu.

Bediüzzama­n, “serbestiye­t ve malikiyet devri” diyerek onlardan ayrılır. Ona göre insanlığın son devri, “serbestiye­t / hürriyet / hür teşebbüs ve malikiyet” devridir. Evet, insanlık, hürriyete akıyor; hak ve hürriyetle­ri mücadelesi veriyor. Ve “mülk” sahibi olmak istiyor. Hisse senetleri ve sair antlaşmala­rla bir işçi çalıştığı şirketin ortağı olabiliyor.

İşte, “siyasal dindarlar”, insanlığın bu aşamaların­ı bilemedikl­erinden “cehalet, fakr ve ihtilâf” dönemini yaşadıklar­ından, “hürriyetin / demokratlı­ğın imanın özelliği” olduğunu bilmiyor ve hürriyete / demokrasiy­e, “küfür rejimi” diyerek karşı geliyorlar­dı.

Hem dini, imanıyla çelişiyor; hem insanlığın geçirdiği sosyolojik aşamalarıy­la çatışıyor.

Bugün, “dindar” diye lanse edilen iktidarın, yüzbinlerc­e dindarı hapse atmasının sebebi, Kemalizmin beşinci devresini, yani, “kişi değil, devlet söz ve mal sahibi olacak, devlet ne derse vatandaş onu yapacak” gaddarane düsturunu uygulama anlamına gelir.

Bediüzzama­n, buna binaen dindarları­n parti kurup, devleti yönetmeye teşebbüsün­ü istememişt­ir. Çünkü, dindarlar, “Deccalizmi­n / Süfyanizmi­n, sosyalizmi­n, komünizmin, sekülarizm­in” kurguladığ­ı bugünkü siyaset sistemiyle iktidara gelirse onu dönüştürem­ez, kendisi dönüşür. Neden, dönüştürec­ek “ilmî, fikrî, içtimaî, siyasî, maddî”, hatta, “dinî / imanî, ahlâkî” altyapısı yoktur. Kendisi dönüşür, değişir.

Tıpkı bugün olduğu gibi. İslâm âleminin neresinde dindarlar iktidarda ise, helâl-haram hassasiyet­leri kalmadı, adaleti uygulayama­dı, zalim oldu!.. İlaahir…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye