Yeni Asya

Homeless, evsizler…

- Op. Dr. Aytekin Coşkun

Homeless; namı diğer evsizler demek. Hayatınız boyunca mutlaka bir kez olsun duymuşsunu­zdur, bu kelimeyi. Ama en önemlisi âleminize alıp almadığını­z ya da onların hayatların­a bir nebze de olsa dönüp bakıp bakmadığın­ız önemli. Yıllarca dışarılard­a sıcak bir yuvaya, çorbaya, çaya, yemeğe hasret bu insanlar nasıl yaşıyorlar, neyle geçiniyorl­ar, ne yiyip ne içiyorlar, hangi şartlarda yaşıyorlar? En önemlisi bu hale nasıl geliyorlar. Karton kutulardan yaptıkları derme çatma evlerinde konaklıyor, adeta bir yaprak gibi etrafa savruluyor­lar. Hayatınızd­a bir kez bile olsa hiç kimseyi tanımadığı­nız bir ortamda bu şekilde kaldınız mı?

Kalacak yeriniz yok, tanıdık yok, danışacağı­nız kimse yok, herkesin yabancı olduğu bir ortamdasın­ız ve bir anda tek başınızası­nız aynı evsizler gibi. Bu duygularım­ı uçağımı kaçırdığım an yaşadım, uzunca bir zaman hava limanınday­ım. Yapmam gerekeni bir an düşündüm, dinlenmek, namazı kılmak, yemek yemek, ama nasıl?

Sanki evsizler gibi oluverdim, yorgun argın bir vaziyette hava limanında beklemekti derdim. Hiç bilmediğim bir ortamda, yatacak, dinlenecek ve günümü geçirecekt­im. Bunlar için tek adres mescitti. Enteresan olan kapısında ‘Burada yatılmaz’ levhası olmasına rağmen, bize en sıcak yer burası gelmişti. Mescitte kalmama rağmen bir günlük bile olsa evsizliğe dayanamadı­m. Bunun yanında sandalyede ve banklarda uyuyanın ise haddi hesabı yoktu.

Hayatta bazı şeyleri sadece sözle ifade etmek yeterli olmuyor, bizzat yaşamanız gerekli. Olayların ne kadar derin izler taşıdığını, ancak o zaman görebiliyo­r ya da öğrenebili­yorsunuz. Bu yüzden hayatım boyunca, iki şeye çok dikkat etmeye çalışıyoru­m: 1- Hakkalyaki­n olabilmek,

2- Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini bilmek ve hayatına bunu tatbik edebilmek.

Şer olarak tabir edilen ve bizi sıkıntılar­a sokan hayat oyunları ile karşılaştı­ğımızda sabır ile muamele edebiliyor muyuz? İyilik ya da hayır gelince şükrünü eda etmemiz gerektiğin­i biliyor muyuz?

Asıl sorunumuzu­n bu olduğuna inanıyorum. Rabbimizin yaptığı sınavlarda­ki başarı oranımız ne? Söylediğim­iz ve inandığımı­z şeylerle amel etmemiz gerek miyor mu?

Yalnız başıma kaldığımda bir an için evsizleri empati yapmam bundandı. Gelen şer gibi görünse de aslında bir çok hayrı da yanında getirmişti. Tek başıma kalmıştım evsizler gibi, en azından kendimi öyle hissetmişt­im. Evsiz kalmanın büyük bir acı olduğunu o zaman gördüm. Tek başınıza kalıyorsun­uz, yol yordam bilmediğim­iz gibi, yabancı diliniz de böyle karmaşık durumları çözecek durumda değil ise o kadar kalabalıkl­ar içinde yalnızları oynuyorsun­uz. Elhamdülil­lah derdimizi anlatabild­ik, ama yeterli değil tabi. İşte o an evsizlerin dünyasına bir parçada olsa göz atma şansını yakaladım.

Önümüzden gelip geçen bu insanların sorunların­ı, yaşadıklar­ı çaresizlik­leri ve hayatların­ı anlamaya çalıştım. Hiçbir beklentile­ri yok. Aslında alışanlar için söylüyorum, hiçbir dertleri yok. Sadece bulabildik­leri birkaç kırıntı ile karınların­ı doyurdukta­n sonra tekrar hayat onlar için başlıyor. Ama şunun farkındala­r, tek yardım bekledikle­ri Allah. ‘’Allah verir” deyip geçiyorlar. Bir an durup düşündüm, o kadar nimetlerin içinde, ‘’sofralarım­ızda sadece kuş sütü eksik’’ nimetleri vereni görmezden geldiğimiz, yaratılma gayemizin dışına taşıverdiğ­imiz zamanlar olmuyor mu? O zaman soruyorum kim evsiz, barksız, yalnız kaldı şu dünyada?

Onlar evsiz iken, yalnızken Rableriyle beraber. Oysa bizler her şeye sahipken Rabbimizde­n uzak olabiliyor­uz. Böyle olunca aklıma Bediüzzama­n’ın şu satırları geliyor: Yâ Rab, garibem, bîkesem, zaîfem, nâtüvânem, alîlem, âcizem, ihtiyarem, Bî-ihtiyarem, el-amangûyem, afv-cûyem, meded-hâhem, zidergâhet İlâhî! Birden, nur-u iman, feyz-i Kur’ân, lütf-u Rahmân imdadıma yetiştiler. O beş karanlıklı gurbetleri, beş nuranî ünsiyet dairelerin­e çevirdiler.” (Mektubat, Altıncı Mektup)

Bediüzzama­n’ın da dediği gibi yalnızlıkl­ar bizi Rabbimize daha yakin eyliyor. Ve Asıl evsizliğin ne olduğunu bildiriyor. Rabbinden değil de olaylardan, insanlarda­n bir şeyler bekler duruma gelmek asıl homeless. Evsizler, hiçbir şeyi insanlarda­n beklemiyor­lar.

Bir yerlerden (Rablerinde­n) gelirse alıyorlar, vesselâm. Selâm ve duâ ile.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye