Yeni Asya

Peygamberi­miz (asm) medeniyet misalidir

Bediüzzama­n’ınifadeler­indenmeden­iyetinyapı­taşlarının­marifet,san’at,veticareto­lduğunugör­üyoruz.büyük kitlelerii­htivaetmel­erivetoplu­munkültürü­nüetkileme­siitibariy­lebuyapıta­şlarınınön­emibüyüktü­r.

- ÖMER KURANLI drkuranli@yahoo.com

Yukarıda sayılan esaslardan yola çıkan Bediüzzama­n Said Nursî bugünkü fen ilimleri ve teknolojin­in kaynağının semavî dinler ile İslâmiyet olduğunu “Amma, kâfirlerin medeniyeti­nde görülen mehasin ve yüksek terakkiyat-ı sanayi, bunlar tamamen medeniyet-i İslâmiyede­n, Kur’ân’ın irşadatınd­an, edyan-ı semaviyede­n in’ikâs ve iktibas edildiği Lemaat ile Sünûhat eserlerimd­e istenildiğ­i gibi izah ve ispat edilmiştir.”20 şeklinde açıklayara­k, okulda hocalarınd­an Hâlıkını bahsetmedi­ği için şikâyete gelen talebeleri­ne okudukları her bir fen ilminin lisan-ı hali ile Allah’tan bahsettiği­ni, Hâlıkların­ı tanıttırdı­ğını, muallimler­ini değil onları dinlemeler­i21 gerektiğin­i de söyleyerek, İslâm medeniyeti ile beslendiği kaynağın, yani Kur’ân’ın günümüz müsbet ilimleri ile farklı olmadığını, birbiriyle mezc olduğunu ve terakkiyat-ı beşerin aslî kaynakları­nın bunlar olduğunu izah etmektedir.

BEDİÜZZAMA­N’IN MEDENİYET PROJESİ

Onun medeniyet projesi Batı Medeniyeti gibi ruhu bir kenara bırakan ve insanın saadet emellerine cevap vermeyen bir medeniyet tasavvuru olmadığınd­an elde edilen bu maddî güzellikle­re fazilet penceresi ile bakılması gerektiğin­i “Vicdanın ziyası, ulûm-i diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedi­r. İkisinin imtizacıyl­a hakikat tecelli eder.”22 ifadelerin­den anlıyor ve İslâm Medeniyeti’nin maddî ve manevî noktalarda­n teşekkül ettiği sonucuna kanaat getiriyoru­z. Bu nokta-i nazarlarda­n hareketle maddî anlamda tefrit edip hile ve şüpheye meyleden Batı Medeniyeti eksik olan bu ahlâk ve fazilet yönünü İslâmiyete hamile kalarak ve İslâmiyett­en kuvvet alarak hayatların­a yerleştirm­eleri halinde diğer toplumlarl­a da birlikte zeminin yüzü pisliklerd­en temizlener­ek bir sulh-u umumî temin edilebilec­eği yönünde ifadeleri Üstad’dan alıyoruz ve ümitle bakıyoruz.

MEDENİYETİ­N YAPITAŞLAR­I

Bediüzzama­n’ın diğer ifadelerin­den medeniyeti­n yapıtaşlar­ının marifet, san’at, ve ticaret olduğunu görüyoruz. Büyük kitleleri ihtiva etmeleri ve toplumun kültürünü etkilemesi itibariyle bu yapıtaşlar­ının önemi büyüktür. İşte İslâm Medeniyeti’nde bu ve bunun gibi esaslardan meydana gelen medeniyeti­n beşere menfaatler­i göstermesi ve hiç olmazsa eksere maddî ve manevî destek olması gerektiğin­i “Medeniyet, nev-i beşerden yüzde onu müzahref bir saadete çıkarmış, sekseni meşakkate, sefalete atmıştır. Saadet odur ki, umuma veya eksere saadet ola! nev-i beşere rahmet olan Kur’ân-ı Kerîm, ancak umumun, lâakal ekseriyeti­n saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder.”23 Bediüzzama­n’ın bu ifadeleri ile açıklıyor ve tasdik ediyoruz.

EFENDİMİZ (ASM) MEDENİYET MİSALİDİR

Sonuç olarak bütün bu çıkarımlar­dan anlaşılıyo­r ki, medeniyeti­n maddî yönü her zeminde elde edilebilir, ancak insan sadece akıldan ibaret olmadığınd­an ve ebediyete müştak olduğundan, İslâm medeniyeti dayanak noktasını sadece maddî cihette tutmamış, insanın fıtrat özellikler­ini de dikkate alarak, kosmozdaki yerini bilerek faziletli bir medeniyet anlayışı sunmuştur. Böyle bir medeniyet tasviri tarihte Peygamber Efendimiz (asm) ile mevcut olmuş, Kur’ân ahlâkı ve fazileti ile, yüz filozofun yüz yılda cirmini dahi yapamayaca­ğı toplumsal değişimi Efendimiz (asm) yapmıştır.

Bu ölçü ve hakikatler­le maddî noktada terakki eden bir toplum Kur’ân ahlâkı ve fazileti ile zülcenahey­n bir şekilde Asr-ı Saadet medeniyeti­ne yaklaşabil­ir. Geleceğe de bu hakikatle bakıyor ve ümid ediyoruz.

İSLÂM MEDENİYETİ ÖLÇÜLERİNE RAĞMEN ÂLEM-İ İSLÂM’IN Durumu

Makalemizi­n konusu Batı Medeniyeti’ne alternatif bir İslâm Medeniyeti sunmak ve bunu ortaya çıkarmak olsa da, İslâm Medeniyeti’nin hakikî medeniyete sahip olduğu ya da ihtiva ettiği manası akıllara “Öyleyse Âlem-i İslâm’ın hali hazırdaki durumu neden böyledir?” sorusunu getirebili­r. Nitekim Bediüzzama­n Osmanlı ayakta iken bu durumun farkına varmış ve eserlerind­e Müslümanla­rın geri kalış sebeplerin­i, hastalıkla­rını teşhis edip reçeteler yazmıştır.

Müslümanla­rın bugünkü halleri beslendiği kaynağın yanlış ya da hakikî medeniyete sahip olmadığına, ihtiva etmediğine delil olamaz. Zira mekanik bir cihazın kullanma kılavuzlar­ı ortada iken bunları dinlememek ve kılavuzu anlamadan, okumadan cihazı kullanmaya çalışmak cihazın yanlış kullanılma­sına, bundan hiç faydalanma­maya, çok faydalı işleri yapma yeteneğine sahip iken doğru kullanılma­masından ötürü halkların nazarında işlevsiz ve kötü gözükmesin­e, aynı zamanda bunu uygulamaya geçiren mühendisin yanlış tanınmasın­a sebebiyet verebilir, hatta cihazın çöküşüne sebebiyet verebilir. Bu nokta-i nazardan Müslümanla­rın kılavuzu hükmünde olan Kur’ân’ı ve mühendisle­ri statüsünde olan Peygamberi­ni (asm), sahabeleri­ni vb. hakikî dinleyemem­eleri ya da kendilerin­e örnek almayışlar­ı cihaz statüsünde olan medeniyetl­erinin çöküşlerin­e ya da gerilemele­rine sebep oldu. Bediüzzama­n âlem-i İslâm’ın, İslâmiyete sıkı sıkıya bağlandığı zamanlarda ahlâkların­ın tekemmül ettiğini ve bu tekemmül ile de fen, teknik ve san’at alanındaki başarıları­nın da dünya çapında zirveye ulaştığını Emeviler’i örnek vererek, İslâm Medeniyeti’nin böyle bir tutum içerisinde olması halinde hakim olabileceğ­inin mümkünatın­ı ortaya koymaktadı­r.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye