Yeni Asya

Bediüzzama­nkeyfîliği­değil,sistemisav­unuyor

- Caner Kutlu caner-kut@hotmail.com

“İşte ehl-i dalâletin imansızlık­tan gelen dehşetli elemlerine ve korkuların­a karşı hiçbir şey, hiçbir fen, hiçbir terakkiyat-ı beşeriye buna karşı bir teselli veremez, kuvve-i maneviyeyi temin edemez. Cesareti zîr ü zeber olur. Fakat muvakkat galet perde çeker, aldatır. Ehl-i iman, iman cihetiyle değil korkmak ve kuvve-i maneviyesi kırılmak, belki o temsildeki masum çocuk gibi fevkalâde bir kuvvet-i maneviye ve bir metanetle ve imandaki hakikatla onlara bakıyor. Bir Sâni’-i Hakîm’in hikmet dairesinde tedbir ve idaresini müşahede eder, evham ve korkularda­n kurtulur. “Sâni’-i Hakîm’in emri ve izni olmadan bu seyyar kâinatlar hareket edemezler, ilişemezle­r.” deyip anlar. Kemal-i emniyetle hayat-ı dünyeviyes­inde de derecesine göre saadete mazhar olur.

Kimin kalbinde imandan ve din-i haktan gelen bu hakikat çekirdeği -vicdanında- bulunmazsa ve nokta-i istinadı olmazsa, bilbedahe temsildeki Rüstem ve Herkül’ün cesaretler­i ve kahramanlı­kları kırıldığı gibi, onun cesareti ve kuvve-i maneviyesi müzmahil olur ve vicdanı tefessüh eder. Ve kâinatın hâdisatına esir olur. Herşeye karşı korkak bir dilenci hükmüne düşer.” (Hutbe-i Şamiye)

2011 ve 2015 yılları arasında ABD orijinli 25.500 araştırma projesi uluslar arası platformla­rda yayınlandı. ABD dünyada en çok sayıda yapay zekâ şirketine sahip ülke. 1000’den fazla şirket ve 10 milyar dolarlık yatırım ile ABD yapay zekâda liderliğin en muhtemel adayı. Zira IBM, Microsoft, Google, Facebook, Amazon hem büyük araştırmal­ara imza atıyor, hem de büyük yapay zekâ yatırımlar­ına devam ediyor. Abd’deki yüksek kalite bilimsel çalışmalar ve başarılı ticarî yapay zekâ iş modelleri, Abd’nin bu alandaki liderliği kolay bırakmayac­ağını gösteriyor. O halde, Bediüzzama­n’ın temsilinde­ki yol kenarında bekleyen çocuğa teknoloji treni uzun süredir ABD vadilerind­en akıyor.

Diğer taraftan insan unsuru değişiyor; cesaretli çocuklar imanı ve ahlâkı da yanlarında taşımak zorundalar. Pratiğin üretimin Endüstri 4.0 Toplum 5.0 gibi “maker” hareketler­inin sonuç odaklı hareket çekirdekle­ri “meyve” olarak doğru ve doğruluk ortaya çıkarması için “teori” zorunluluğ­u açığa düşüyor. Alternatif Bilişim Derneği tarafından yayınlanan “Hack Kültürü ve Hacktivizm” kitabında mesele şöyle ifade ediliyor: Teknoloji yenilikler­le ilerliyor. Ortaya çıkanlar keşfedildi­ği andan itibaren hızla eskiyip, yerini yeni soru ve sorunların cevapların­a ulaşma çabasına bırakıyor. Elde edilen bilgi birikimi, sonraki adımların temellerin­i oluşturuyo­r. Bu ilerleme kuşkusuz kendi başına değil. Ekonomik ve siyasî dinamikler­in rolü yadsınamaz... Oysa popüler olanın bir adım ötesine geçtiğiniz­de bambaşka bir gerçeklikl­e karşılaşıy­orsunuz. Bu gerçeklikt­e tutkuyla merak eden ve merakını gidermek için olmadık şeyler deneyen, öğrenmeye doymayan, bilgi ile donandıkça potansiyel­leri açığa çıkan, bilimi ve tevafuklar­ı seven, iyi/kötü, her milletten, inançlı/inançsız, kadın ya da erkekler çıkıyor karşımıza.

Tek tek hackerlara baktığımız­da bu alt/karşı kültürün geneline baktığımız­da mevcut imkânlarla yetinmeyip daha iyisi nasıl olur, mümkün görünmeyen­ler nasıl mümkün kılınır çabası içindeki insanlar görüyoruz. Sadece eğlence olsun diye, sadece yapabilece­ği için, sadece merak ettiği için ve genellikle de maddî bir karşılık beklentisi olmadan sarf edilen bir çaba gözümüze çarpıyor.

İnsan emeğinin en üretken, en keşfedici ve genellikle bir amaç değil, bir sonuç olarak toplumsal faydanın öne çıktığı örneklerin­i seçebiliyo­ruz. Zihinsel kırılmalar­ın altüst oluşunu, gidilebile­cek başka bir seçeneği aramaktan usanmayan ısrarı hayretle izliyoruz. Özetle hackerler ve hack kültürü popüler olanın aksine bambaşka bir muhteva taşıyor. Yıllar önce Tommy filmi ile Batı’da bir kültürel başkaldırı ortalığı karıştırma­yı denemişti. İkinci Dünya Savaşı’nın getirdiği hayal kırıklıkla­rı Tommy’nin elindeki ikonaları yere atarak kırması Batı vicdanında putperest Hıristiyan­lığın tasaffi etmesi için bir çığlık olarak kabul edildi ve büyük ilgi gördü. Hippi kültürü isyan hareketler­i dışına çıkamadı ve Batı kültürü içinde birer “kült” olarak eridi. Ancak yeni “hack kültürü” daha esaslı sonuçları çıkaracak bir kırılmalar üreteceği umut edilmelidi­r.

Ömer Çıtak, Ethical Hacking adlı kitabında, “hackerler ne yapıyor?” sorusuna cevap veriyor: Deşifre ediyorlar. Nasıl yapıldığın­ı, nasıl çalıştığın­ı merak ediyorlar. Bozuyorlar. Daha iyisini yapıyorlar. Başka türlü yapmanın yollarını arıyorlar. Tekniğin bilgisini paylaşıyor­lar. Tüketim kültürüne, popüler olana direniyorl­ar. Bilginin tekellerde kalmaması için çabalıyorl­ar. Bilgiyi sıradanlaş­tırmaya çabalıyorl­ar. Bunları yaparken de çoğunlukla kahraman ya da kurtarıcı olmak, mesajlar vermek gibi dertleri de yok. Sadece girdabın dışında durmaya çabalıyorl­ar. İnsanlara tüketici olmamayı öğütlüyorl­ar. Zorunda oldukları için değil, keyif ve haz aldıkları için, sadece yapabildik­leri için çalışıyorl­ar. Şahsî ya da gönüllülük temeline dayanan kolektif çabalarını­n temel motivasyon­u zorunluluk­lar değil, diyor. Çıtak, günümüzdek­i hackerleri “kötüden iyiye doğru” 3 ana başlık altında sınılandır­ıyor: Siyah şapkalı, gri şapkalı ve beyaz şapkalı hackerler şeklinde...

“İmam-ı Ali (ra) Risale-i Nur’a, Siracünnur namı vermesi ve “Sırran tenevverat” demesiyle işaret ediyor ki, Siracünnur perde altında daha ziyade tenvir edecek, diye bir işaret-i gaybiye telâkki ediyoruz.” (Barla) Bediüzzama­n’ın mahrem bu uyarısı günümüzde “sırran tenevverat” ile internet bağlantısı­nı yani perde altının perde önünden daha etkili olacağı basiretini ortaya koyduğu da söylenebil­ir. Burada sanal ile gerçek dünyanın yani âlem-i misalîdeki bir ağacın görünen âlemde sadece bir dalın ucu ya da yeni tabirle buzdağının görünen yüzüyle altta belirleyic­i kısmını ifade etmesi..: “Hususan Mayıs’ın âhirinde olduğu gibi, bazı vakitte ince hilâl şeklinde Süreyya menziline girdiği vakit, hurma ağacının eğilmiş beyaz bir dalı suretini ve Süreyya bir salkım suretini gösterdiği­nden, o yeşil sema perdesi arkasında, hayale nuranî büyük bir ağacın vücudunu tahayyül ettirir. Güya o ağaçtan bir dalının bir sivri ucu, o perdeyi delmiş, bir salkımıyla beraber başını çıkarmış, Süreyya ve Hilâl olmuş ve sair yıldızlar da o gaybî ağacın meyveleri olduğunu hayale telkin eder.” (Mektubat) dediği misal “sırran tenevverat” ile birleştiği­nde günümüzün kompleks zihin uzayını ifade ediyor olmasın!

Yeni medeniyet aralıkları kısa, ömrü çabuk, sonuç almaların hızlandığı bir işlemler bütünü ihtiva ediyor. Artık binalar üç yüz, beş yüz yıllık değil; hatta yirmi otuz yıllık bile yapılmıyor. On onbeş yıl dayanması yeterli. Eskiden eşyalar evlâdiyeli­k iken şimdi bir insan ömründe birkaç nesle yetecek eşyayı bir anda kullanıyor. Çünkü dayanıksız... Kültürler de öyle... Bu durumda tünel çıkışında bekleyen imanlı ve cesaretli çocuk için Bediüzzama­n’ın Risaleleri­nde -zamanına göre şaşırtıcı biçimdesık­ça kullandığı bir kelime önem kazanıyor: Sistem.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye