Yeni Asya

BİR Aşka Benzİyor RAMAZAN

- Armadğiyae­nbibldaihk­lteiryiamr

Ooh, Ramazan...

Mis gibi “açlık...”

Olur olmaz isteklerim­e “tokluk” geliyor. Nedense çocukluğum geliyor yanıma! Annemin Ramazan hazırlığı geliyor. Babamın telâşeleri ah!

Ramazan geliyor birden... Ağlayanlar gülüyor.

Gülsün... diye yazıyorum, ha! Biliyorum; dünya kan ağlıyor. Biliyorum; bir yanda dünyayı yiyenler; bir yanda kurşun...

Zaman savuruyor takvimleri. Bulutlar durmuyor yerinde! Zengin-fakir farkı eriyor.

Bana en tanıdık ay Ramazan; Ta çocukluğum­dan aklımda kalmış. Sıkı bir arkadaş ha!

Oynaş kaynaş oluyoruz. Gözlerime bakıp bakıp gülüyor. Elimden tuttuğu gibi beni çocukluğum­a götürüyor.

Sanki durmuş da zaman;

İşte imsak, işte sahur, işte teravih... İftar sofraların­da kaç bayramlık heyecan... Dur, sus, duy, gör, bil, ayıl...

Oku işte bu ayda inmeye başladı Kur’ân. Bu belki de düne kadar telâşelerd­en duyamadığı­n ezan...

Ayrı bir ülke, ayrı bir mevsim bu Ramazan... *

Meselâ bir ay kabul et ömrünü... Meselâ kalbinle konuş biraz... Meselâ değer mi kırmaya kırılmaya... Meselâ belli olsaydı ayrılış saati...

Say ki Ramazan bir ömür işte...

*

Bizim olmadığını daha iyi anlıyoruz ekmeğin, suyun Ramazanda! Ne bizim ki! Şu sahip olmaları bırakalım bari bu Ramazanda! Misafirlik hafif şey, güzel şey! Ev sahibi gibilenip de hafileşme!

*

Bir aşka benziyor Ramazan;

Ne zaman baksam... gülüyor!

Her köşe başında selâmlaşıy­oruz; Teklifsizc­e koluma giriyor!

*

Bu iftarlarda bir sır var;

Koşa koşa gidiyor insan.

Kuş olup uçuyorsunu­z.

Bütün yüzler gülüyor sofrada. Suyundan ekmeğine ayrı bir gülüyor. Bu b/aşka bir sefa...

Kapılar açılıyor durmadan: Sevgiye, huzura, sonsuza...

*

Oruç mu? O tok gözlülüğü... açlığa karşı o tokluğu yok mu... bayılıyoru­m!

*

Geldi Ramazan geldi. Davulcunun sesi geliyor.

İyi; çocukluğum­dan kalma şeyler var. Zaman; aynı yerde mi duruyor; Çocukluğum­u uyandırır gibi...

Bir yandan annem sesleniyor bir yandan davulcu...

Vuruyor ha vuruyor.

Gitsem baksam mı acep!

Ve belki hâlâ çocukluğum;

Kaldığı yerde uyuyordur!

*

Ramazan...

Çocuk bakışlı,

Kur’ân nakışlı ay...

Ta çocukluğum­dan kalma...

Tam bana göre...

*

Silâhlar oruç tutmaz mı anne!

Silâhlı amcalar evlerine gitmez mi! Bu karanlık geceler bitmez mi!

*

Davulcu... tozunu savuruyor gecenin. Sokakların adını yeniden koyuyor. Erisin diye karanlık, zulüm, eşkiyalık...

*

Ramazan...

Gözlerimin içine içine bakar!

Bakar da peşine beni de takar. Günlerce aç, susuz, uykusuz...

*

İlk davul sesini duydum;

Anladım Ramazan...

Çook, çok uzaklardan çocukluğum...

Bir de rahmetli annem...

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye