Yeni Asya

Nur Talebesi olmak

- Sabahattin Boyacı

Nur Talebesi ne demek ve nasıl bir sorumluluk olduğunu Üstadımız Risalei Nur’un çeşitli yerlerinde belirtmişt­ir. Üstadımızı­n Tarihçe-i Hayat’taki bir mektubunda; “Risale-i Nur’a intisab eden kimsenin en ehemmiyetl­i vazifesi, onu yazmak ve yazdırmakt­ır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan ve yazdıran ve okuyan, ‘Risale-i Nur talebesi’ ünvanını alır” ifadesi yer almaktadır. Yani Risale-i Nur’a bağlı olarak, Risale-i Nur’u yazmak, yazdırmak, okumak ve neşretmek vazifeleri­ni yapanlara Nur Talebesi deniliyor.

Üstadımız, Mektubat eserinde de Nur Talebeliği­nin özelliğini, “Talebeliği­n hassası ve şartı şudur ki: Sözler’i kendi malı ve te’lifi gibi hissedip sahib çıksın ve en mühim vazife-i hayatiyesi­ni, onun neşir ve hizmeti bilsin”ifadesiyle belirtmekt­edir. O halde, “Ben Nur Talebesi miyim?” diye sorguladığ­ında vicdanın yukarıdaki ifadeyi tasdik ediyorsa Nur’un talebesisi­ndir. Başka delil aramaya ya da birinden icazet almaya gerek yoktur.

Bediüzzama­n Hazretleri Emirdağ Lâhikası’nda, “Her bir adam eğer hanesinde dörtbeş çoluk çocuğu bulunsa kendi hanesini bir küçük Medrese-i Nuriye’ye çevirsin. Eğer yoksa yalnız ise, çok alâkadar komşuların­dan üç-dört zat birleşsin ve bu heyet bulundukla­rı haneyi küçük bir Medrese-i Nuriye ittihaz etsin. Hiç olmazsa işleri ve vazifeleri olmadığı vakitlerde, beş-on dakika dahi olsa Risale-i Nur’u okumak veya dinlemek veya yazmak cihetiyle bir mikdar meşgul olsalar, hakiki talebe-i ulumun sevabların­a ve şerelerine mazhar oldukları gibi, İhlas Risalesi’nde yazılan beş nevi ibadete de mazhar olurlar. Hakiki ilim talebeleri gibi, onların maişetleri­ni temin hususundak­i adi muameleler­i de bir nevi ibadet hükmüne geçebilir diye kalbe ihtar edildi” diyerek yol gösteriyor ve teşvik ediyor.

Eğer, “Ben Nur Talebesi olacağım ve Nur Talebesi olarak devam edip Nur Talebesi olarak öleceğim” diyorsan, öncelikle Allah’a yalvaracak­sın ve yukarıda bir kısmı belirtilen şartlardan ayrılmayac­aksın. Sonra, malayâni şeylerle uğraşmayac­aksın. Unutma! Burada herkesi uyutabilir­sin, ama kendi vicdanını asla. Ha, bu arada mezara yalnız gideceksin. Hizmet ediyorum zannettiği­n işleri şöyle bir gözden geçir. Gerçekten Risale-i Nur ölçülerine uygun mu, yoksa uygunluğu sana göre mi?

Adamın biri binanın onuncu katına tuğla taşıyacak. Her gün en az on beş defa onuncu kata çıkıp iniyor, ama bir tuğla bile eline almadan. Sence bu adam günde kaç tuğla çıkararak binanın yapılmasın­a yardımcı olabilir? Eğer bir ay böyle devam etse, ay sonunda bina sahibinden kaç para alabilir? O halde ben Nur Talebesiyi­m ve hizmet ediyorum demenin bir mantığı var. Onu önce nefsine kabul ettireceks­in. Ta ki, göz boyamasın.

Hem de Üstadımız Nur Talebeleri­ne, “Ey kardeşleri­m, dikkat ediniz. Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvidir. Herbir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilece­k bir kıymettedi­r. Biliniz ki, elinizden kaçmasın” diye nasıl da canhıraş bir tavsiyede bulunuyor. Ve bütün ümidini Nur Talebeleri­ne bağlıyor. Üstadımızı­n ümitlerini boşa çıkarmak Nur Talebeliği­ne yakışmaz. Unutma!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye