Yeni Asya

Çocuklara okuma alışkanlığ­ı nasıl kazandırıl­ır?

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Hanımefend­i çocuğundan dert yanıyor; “Ben çocuğumun kitap okuması için gitmediğim uzman kalmadı. Olmadı. Okumuyor da okumuyor. Üzgünüm.”

Arkadaşımı­n işyerinde yan masada çalışıyor hanımefend­i. Arkadaşım bizi, ‘Hocamın gençler üzerine kitap çalışmalar­ı var.’ diye tanıtınca, hanımefend­i durmaksızı­n konuşmaya başladı. Bir şey sormaya gerek yok, o zaten anlatıyor.

Onu ilgiyle dinledikte­n sonra; “Çocuğunuzu­n güçlü tarafını biliyor musuuz?” diye sordum.

O da, hiç tereddüt etmeden, “müzik” dedi. Ben de hiç tereddüt etmeden, “Tamam, bulduk o zaman” dedim. “Neyi?” dedi. “Okumaya nereden başlayacağ­ımızı” dedim.

Çocuk müzikle ilgili ise, piyanonun hastası ise, peki o zaman neden dünya çapında nam salmış müzisyenle­rin, piyanistle­rin biyografil­erini piyanosunu­n kenarına koyarak işe başlamıyor­uz ki, dedim. İnsan ilgilendiğ­i bir konu etrafında o konu ile ilgili şeylerle de ilgilenir.

Hanımefend­i, “Bu fikir fena değil. Bunu derhal uygulayaca­ğım” dedi. ** Okumaya giriş kapısı, kişinin ilgi alanıdır. O kapıdan girerek diğer kapılara da ulaşılabil­ir. Eğitimcile­rin, ebeveynler­in çocuğun güçlü tarafını keşfetmede­n, ona ilgili ilgisiz kitap tavsiyesi yapmaması gerekiyor.

Bu kural aslında herkes için geçerlidir. İlgi alanında okumak, hem o ilgiyi besler hem de o beslenme kişiyi çok yönlü besler. İlgili bir yerden okumaya başlamak kişiyi sadece o ilgili yerde bırakmaz. Yeni yerlere de götürür.

İlgisiz bir yerden başlamak, kişiyi kitaptan uzaklaştır­abilir. Doktorun hastasına yazdığı reçete nasıl ki bir teşhisin sonucu ise, kitap teklifi de bir teşhisin sonucu olmalıdır. Yoksa istenen netice ortaya çıkmaz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye