“BAĞIMSIZ YARGI” VAADLERİ!
OHAL altında “olağanüstü baskın seçim” sath-ı mâilinde siyasî iktidardan sık sık “adâlet” ve “yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı” vaatleri duyuluyor.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 56. kuruluşunda, “Yürütme daha güçlü, yasama daha itibarlı ve yargı daha bağımız olacak” diyen Cumhurbaşkanı, en son partisinin “seçim beyannâmesi” açıklamasında, “Hedefimiz, daha bağımsız yargı” vaadini tekrarladı.
Bu söylem, sanki“yargı bağımsızlığı’var da‘daha bağımsız olacak!” algısını oluşturmaya yönelik basit bir propaganda olarak kayıtlara geçerken, yakın tarihlerde başta Cumhurbaşkanı ve hükûmet sözcülerinin “AYM kararlarına saygı duymuyoruz” çıkışlarını hatırlattı.
Bilindiği gibi, Ocak ayında Aym’nin Şahin Alpay ve Mehmet Altan’ın tutuklamalarına dair “hak ihlâli” kararının yerel mahkemelerce dinlenilmemesine karşı, Adalet eski bakanı hükûmet sözcüsü, Twitter’de “Anayasa Mahkemesi, Anayasa ve yasaların çizdiği sınırı aşmıştır” diye tavır koymuştu.
Doğrusu, yargıya güvenin dibe vurduğu, hukukun siyasi çıkarlara fedâ edildiği vartada, OHAL Khk’larıyla, yüz binleri MİT raporlarıyla tek kelime savunmaları alınmadan kamu hizmetinden ihrâcı, “terör yanlısı” damgalanmasıyla özel sektörde çalışmaları dahi engellenen varken “yargının bağımsızlığı” vaadinin hiçbir kıymeti kalmıyor.
Vakıa şu ki, “yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı” için öncelikle, sorgusuz, sualsiz, “istihbarat raporları”yla görevlerinden ihrâç edilen yüz binlerce kamu görevlisinin âcilen görevlerine iâdesi gerekir. Aralarında 17 bini kadın ve bine yakın bebek bulunan 77 bin vatandaşın yargısız infazla tutuklanması fecaatini savunanların “bağımsız yargı” vaadleri pek inandırıcı olmuyor.