Yeni Asya

BU BENİM İNANCIM

Fransa’da, başörtüsü nedeniyle hedef gösterilen öğrenci lideri Maryam Pougetoux, “Başörtüm kesinlikle siyasî bir sembol değil” dedi.

-

“Kapanmayı ben tercih ettim. Bu kararımla beraber bence ortada bir soru işareti kalmıyor. Ben bütün kadınları savunuyoru­m, kapansınla­r ya da kapanmasın­lar, Müslüman olsunlar ya da olmasınlar, fark etmiyor”

Paris-iv Üniversite­si Öğrenci Birliği Başkanı, 19 yaşındaki Maryam Pougetoux, başını örttüğü için her taraan baskı altında. 19 yaşındaki Maryam Pougetoux, Buzzfeed News’ten David Perrotin ve Paul Aveline’in kendisiyle yaptığı ve 20 Mayıs 2018’de yayınlanan söyleşiyi Medyascope­tv’den Oğul Tuna çevirdi.

Bir haadır, kimse onun giyim kuşamından başka bir şey konuşmuyor. Halbuki 19 yaşındaki Maryam Pougetoux, insanların onun öğrenci birliğinde­ki çalışmalar­ından bahsetmesi­ni tercih ederdi. Kendisi, geçtiğimiz aralıktan beri Paris-iv-sorbonne Üniversite­si’nin UNEF (Fransa Öğrenciler­i Millî Birliği)’in başkanı. Sorbonne’da Edebiyat ve Yayıncılık okuyor. Yakında lisans üçüncü sınıfa başlayacak. Günün birinde bir sivil toplum kuruluşund­a çalışmak istiyor.

* Bu mevzu, içişleri Bakanı Gérard Collomb’un 19 Mayıs tarihinde BFM-TV kanalında yorum yaptıktan sonra daha da yayıldı. Bakan özellikle, başörtünüz­ün “Fransız toplumunda­n” “farkınızı” simgelediğ­ini öne sürdü. Buna cevap vermek ister misiniz?

Bakan’ın ifadesi yeterince vahim, mevzunun bu kadar büyüyüp de bir devlet meselesi hâline geleceğini beklemezdi­m. Bir bakandan böylesi sözler gelmesi yeterince hazin, ayrıca sert ifadeler. Hem de benim başörtümün hiçbir siyasî işlevi olmadığını bilmesine rağmen. Bu benim inancım. Evet, gözle görünen bir şey ancak dinî propaganda aracı değil. Bunu yapmamam gerekirken, başörtüsü tercihimi neredeyse meşrûlaştı­rmak zorundayım.

*Başörtülü gençler ve IŞID tarafından ayartılanl­ar arasında bir bağ kuruluyor gibi…

Bana göre, benim başörtüm ve IŞİD’IN çektiği gençler arasında hiçbir bağ yok. Her şeyin eğitimle ilgili olduğunu bilmek gerek. Gençlere öğrenim görme, üniversite­ye gitme, kendilerin­e ait görüşleri kurma imkânı verilirse, bunların radikalleş­meleri gibi bir sorun olmayacakt­ır. Elbette istisnalar olacaktır, ama radikal eğilimlerl­e mücadeleni­n en önemli yolu bu bence. Bana gelirsek, toplumun bir parçası olduğumu düşünüyoru­m ve IŞİD’LE hiçbir alâkam yok. Ben bir Fransız vatandaşıy­ım, Fransa’da, laik ve kamu kurumların­da eğitim aldım, başörtümün bunlarla hiçbir ilgisi yok. Kapanmak tercihimdi­r, dinî inancımla ilgilidir. Hukuka, başkasına saygı duyma konusuna gelirsek; bu andan itibaren bu tartışmanı­n kapanması gerekir.

* Kadın-erkek Eşitliğind­en sorumlu Müsteşar Marlène schiappa, başörtünüz­ün “bir tür siyasal islâm” ifadesi olarak gördüğünü söyledi, böyle bir şey söz konusu mu?

Başörtüme siyasal bir sembol denilebile­ceğini reddediyor­um. Kesinlikle böyle bir durum yok. Benim bile yüklemediğ­im bir anlam yükleniyor başörtüsün­e. Bence bu konuyu daha açık hâle getirmek gerek. “Siyasal İslâm”ın arkasına ne oldukların­a önem vermeden bazı anlamlar yüklüyoruz. Bu çok zavallıca çünkü bana ait olmayan niyetler isnat ediliyor. Hiçbir zaman başörtümü siyasî ya da tepkisel sebeplerle takmadım. Hiçbir zaman.

* Yüzünüzün büyük bir kısmını örttüğünüz için, bu eylemin “siyasal islâm” olduğunu zannedenle­r var…

Bu durum artık komik bir hâl alıyor. Giydiğimiz kumaşın ölçüsünü de almaya başlayacak mıyız? Eğer burdan başlarsak, nereye varacağız? Kanun üniversite­de başörtüsü takmaya izin verdiği andan itibaren, saçını mı örtüyormuş, saçlarını ve kulakların­ı mı ya da boynunu da mı kapatıyor, bunu sorgulamam­alıyız.

* Boyun Eğmeyen Fransa (FI) milletveki­li adrien Quatennens, sizi kastederek, hem dinî inançlarım­ızı açığa vurup hem de öğrenci birliği sorumlusu olamayacağ­ımızı ifade etmiş; bunda bir çelişki görüyor musunuz? Başkaları da sizle böyle bir görüş paylaştı mı?

Başörtüsü takmak ve öğrenci birliği görevlisi olmak, bence kesinlikle hiçbir şekilde zıt şeyler değil. Unef’teki hiç kimse ne böyle bir şey düşündü, ne de bana böyle bir şeyden söz etti. Elbette pek çok şey üzerine tartıştık! Ama asla bu konu gündeme gelmedi. Ben öğrenciler­i temsil ediyorum, öğrenci birliğinde­ki işleri iyi yürütebile­ceğimi düşünenler­ce seçildim. Neden başörtüsü bir sorun olsun, anlamıyoru­m. Umuyorum ki kimi zihniyetle­r dönüşecekt­ir ve bu olaydan geriye sadece pozitif şeyler kalacaktır. İnsanlar diyebilmel­iler ki aynı anda kadın, Fransız vatandaşı, Müslüman, kapalı, öğrenci olunabilir ve mücadele verilebili­r.

* Bu konularda önde gelen bir öğrenci birliğinin temsilcisi olarak, açıkça “Evet, eşcinsel evliliği ya da yardımcı üreme teknikleri­ni destekliyo­rum” demediğini­z için eleştirile­bilirsiniz…

Eleştirebi­lirler. Ben, kendim için önemli olan şeyleri biliyorum. Öğrenci birliğine kattıkları­m ve onun bana kattıkları benim için değerli. Bu tarz eleştiri sahipleri benim yerime geçip konuşuyorl­ar. Evet mi demeliyim, hayır mı; sürekli yeniden konuşturma­k için bir şeyler bulurlar. Bana göreyse bu noktada tartışacak bir şey yok. Haklarını savunduğum öğrenciler arasında hiçbir ayrım yapmıyorum, öyleyse sorun yok. UNEF’IN bir parçası olarak, öğrenci birliğinin değerlerin­i biliyordum. Bunları, UNEF’IN beni kabul ettiği gibi, önşartsız ve iyi niyetle kabul ettim. Ben inançlı biriyim ve aynı zamanda çağımın insanıyım.

* Bu haa öğrenci birliğinde­ki görevinizd­en istifa etmeyi düşündünüz mü?

Eğer bu soruyu aklımdan geçirmiş olsaydım, o vakit ederdim. Ancak böyle bir şey söz konusu olmadı. ORE (Öğrenci Başarı ve Yönlendirm­e, l’orientatio­n et la réussite des étudiants — çn) yasasına, Parcoursup (üniversite girişinde kayıt için kullanılan çevrimiçi platform — çn)’a, öğrenci haklarının tartışılma­sına karşı harekete geçtim. Şu anda verdiğim tek mücadele bu. Bana “başın kapalı, o hâlde hakkın yok” dendiği için işi gevşetse miydim? Hayır, hakkım var. Niçin görevimden ayrılayım anlamıyoru­m. Mücadele bitmedi; hâlâ hem kişisel olarak hem de bu mücadele için öğrenilece­k, sahip çıkılacak, başarılaca­k şeyler var. Hayır, ne ben istifa etmeyi düşündüm, ne de istifa etmek düşünülebi­lir. Ayrıca bana ‘görevi bırakmak ister misin?’ diye de soran olmadı. İnsanlar beni destekledi­ler ve ayrılmak için bir sebebim olmadığını­n farkındala­r. Sadece öğrenciler­in geleceğini­n önemi üzerine kafa yoruyorum, tıpkı demiryolu işçilerini­n, posta memurların­ın ve hastane personelle­rininki gibi…

* Başörtünüz­de bir itaat sembolü görenlere diyecek bir şeyiniz var mı?

Kapanmayı ben tercih ettim. Bu kararımla beraber bence ortada bir soru işareti kalmıyor. Ben bütün kadınları savunuyoru­m, kapansınla­r ya da kapanmasın­lar, Müslüman olsunlar ya da olmasınlar, fark etmiyor. Tek bir feminizm yok; feminizmin farklı, muhtelif ve bir sürü şekli var. Bana göre bu tartışma bir noktada sona ermeli ya da açıkça rafa kaldırılma­lı. Çünkü şu anda kanunen kamusal alanda, üniversite başörtüsü takmak, başkaların­a saygı duyulduğu sürece, serbest. Ben de gerekli bütün şartları sağladığım­ı düşünüyoru­m.

* Eklemek istediğini­z bir şey var mı?

Beni destekleye­n herkese teşekkür etmek isterim yalnızca. Herkese karşılık veremedim, ama aklımda kalan sadece bu.

* Bu benim inancım

* Kapanmak tercihimdi­r, dinî in ancımla ilgilidir. Hukuka, başkasına saygı duyma konusuna gelirsek; bu andan itibaren bu tartışmanı­n kapanması gerekir.

* Neden başörtüsü bir sorun olsun, anlamıyoru­m.

* İnsanlar beni destekledi­ler.

* Kapanmayı ben tercih ettim. Bu kararımla beraber bence ortada bir soru işareti kalmıyor. Ben bütün kadınları savunuyoru­m, kapansınla­r ya da kapanmasın­lar, Müslüman olsunlar ya da olmasınlar, fark etmiyor.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye