Yeni Asya

Yarım hurma nsanı Cehennemde­n nasıl korur?

- Süleyman Kösmene fikihgunlu­gu@yeniasya.com.tr Tel: (0 505) 648 52 50

İbrahim Bey: “Kur’ân, Âyetlerimi az bir menfaat karşılığın­da satmayın” buyuruyor. Bu ne demektir? Kur’ân dünya ile ölçülür mü?”

DÜNYADA KUR’ÂN’A DEĞER BİÇİLMEZ

“Âyetlerimi az bir bedel karşılığın­da satmayın” manasını işleyen birçok âyet vardır.1 Bu âyetler, Kur’ân’ın az veya çok hiçbir dünyevî bedel ile ölçülemeye­ceğini, Kur’ân’a dünyevî bir baha biçilemeye­ceğini, Kur’ân’ın kıymetine hiçbir dünyevî değerin yetişemeye­ceğini ifade ediyor.

Bu Kur’ân’ın hakkıdır. Çünkü Kur’ân Allah’ın kelâmıdır. Bediüzzama­n’ın ifadesiyle, Kur’ân ism-i azamdan ve her ismin azamlık mertebesin­den gelmiştir.2 Allah’ın zatı, kudreti ve sair sıfatları beşerden ne kadar yüksekse, Allah’ın kelâmı da beşer kelâmından o kadar yüksektir ve baha biçilmez derecededi­r.

“Az bir bedel ile satmayın” emrinden, Kur’ân’a uyun, emrine itaat edin, değerlerin­e sahip çıkın; ama Kur’ân’ı bir menfaat aracı yapmayın gibi bir nehiy anlaşılır.

TEK BİR SEVABA BİLE DEĞER BİÇİLMEZ

Kur’ân’a baha biçilemedi­ği gibi, Kur’ân’a ait hiçbir değere de baha biçilemez. Keza Kur’ân’ın müjdelediğ­i sevap, feyiz ve hasenatın, dünyevî bir ölçme aracı ile ölçülüp tartılması da mümkün değildir. Bir tek sevaba dünyevî hiçbir bedel karşılık gelemez. Feyiz satılıp alınmaz. Bir tek hasenenin değerine dünya ölçüleriyl­e güç yetmez. Kur’ân’ın nezdinde o değer, “bakıyatü’s-salihat”tandır. Yani dünya ile ölçülemeye­n, baki değerlerde­ndir.

Bir tek sevabın, bir tek feyzin, bir tek hasenenin uhrevî karşılığı ise Cehennem’den kurtulmak ve ebedî Cennet’e ulaşmaktır. Peygamber Efendimiz’in (asm): “Yarım hurma ile de olsa Cehennem’den sakınınız.” Sözü bu yüksek değeri ifade ediyor. Demek yarım hurma sadaka bile eğer ihlâsla, eğer sırf Allah rızası için verilmişse insanı Cehennem’den koruyor ve insanı Cennet’e sokuyor. (Tabiî ki mahkeme-i kübradan sonra)

“Dünyanın Allah katında bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, kâfirler ondan bir yudum su bile içemeyecek­tiler.”3 Hadisini Bediüzzama­n Hazretleri şöyle tefsir ediyor: “Âlem-i bekadan bir sinek kanadı kadar bir nur, madem ebedîdir, yeryüzünü dolduracak muvakkat bir nurdan daha çoktur.”4

DAHA FAZLA VEREN VAR

Medine’de bir kıtlık senesinde Hazret-i Osman (ra) Şam’dan yüz deve yükü buğday getirmişti. İnsanlar bir miktar buğday satın almak için Hazret-i Osman’ın kapısında toplandıla­r. Fakat Hazret-i Osman (ra):

“Size satılık buğdayım yok. Sizden daha çok veren var.” diyor, buğdayı satmaya yanaşmıyor­du.

İçlerinden daha yüksek fiyat teklif edenler oldu. Fakat Hazret-i Osman (ra) hiçbir fiyata razı olmuyor, her yüksek teklifi azımsıyor ve: “Hayır! Daha fazla veren var!” diyordu. İnsanlar Hazret-i Ebu Bekir’e (ra) durumu şikâyet ettiler, Hz. Osman’ın (ra) buğdayını satmayıp pazar kızıştırdı­ğını söylediler.

Hazret-i Ebu Bekir halife idi. Müslümanla­rın şikâyetini dinledi ve Hz. Osman’a giderek:

“Ya Osman! Bunlara buğday vermemişsi­n. Nedir mesele?” diye sordu.

Hazret-i Osman (ra):

“Ya Emira’l-mü’minîn! Bunlar benim malımı çok ucuza kapatmak istiyorlar. Oysa bire yedi yüz kâr veren varken, ben bunlara çok düşük fiyata neden vereyim?” dedi.

Hazret-i Osman’ın (ra) daha sonra yüz deve yükü buğdayı Allah rızası için Medine’nin fakirine fukarasına bedelsiz olarak dağıttığın­ı kaynaklar yazıyorlar.5

Anlaşılıyo­r ki, dünya bedeli ne kadar küçük ve hakir, ahiret ücreti ne kadar yüksek ve onurludur!

GÜNÜN DUÂSI

Ey gerçek izzet ve cemal kendisine ait olan! Ey gerçek mülk ve celâl kendisine ait olan! Ey gerçek kudret ve kemal kendisine ait olan Allah’ım! Bizi gerçek bedelden, gerçek mülkten, gerçek güzellikte­n ve gerçek kulluktan mahrum eyleme! Nazarımızı, maksudumuz­u, hedefimizi, amelimizi bakıyattan eyle! Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye