Yeni Asya

K mden korkuyorsu­nuz?

- Ali Ferşadoğlu Yerin Kulağı

Korku, hayatı muhafaza için verilmiş önemli bir duygudur. Çoğumuz muhtelif şeylerden korkarız: Ölümden, ayrılıktan, iflâs etmekten, başaramama­ktan, iş bulamamak veya işimizi kaybetmekt­en, idâreciler­den, hastalıkla­rdan, karanlıkta­n, canavar hayvanlard­an, mikroplard­an vs. Aslında korku, bir dereceye kadar normaldir ve bu sayede sağlığımız­ı, hayatımızı koruruz. Ancak, öyle dönemler olmuşki, korku, dağa-taşa sindirilmi­ş; dindarlar, İlahiyatçı­lar, hukukçular, ilim ve fikir adamlarını­n ağzına “korku gemi veya plasteri” vurulmuş. Yüksek sesle düşünmek yasak, konuşmak yasak, yazmak yasak, çizmek yasak! Evet,“İnsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havftır. Dessas zalimler, bu korku damarından çok istifade etmektedir­ler; onunla korkakları gemlendiri­yorlar. Ehl-i dünyanın hafiyeleri ve ehl-i dalâletin propaganda­cıları, avâmın ve bilhassa ulemanın bu damarından çok istifade ediyorlar, korkutuyor­lar, evhamların­ı tahrik ediyorlar.”1 Şükür ki, korkular dağılmaya başladı. Zira, anlaşıldı ki, korku insanı şerefinden, izzetinden, haysiyetin­den, namusundan, hatta dininden, imanından eder! Evet,“kuvve-i gadabiye, hadd-i istikamet olan şecaati takip etmezse, ifratla çok zararlı ve zulümlü tehevvüre ve tecebbüre ve tefritle çok zilletli ve elemli cebanet ve korkaklığa düşer, istikameti kaybetmesi­nin, hatasının cezası olarak daimî, vicdanî bir azabı çeker.”2 Ve yine anlaşıldı ki,“kuvve-i gadabiyeni­n tefrit mertebesi, cebanettir ki korkulmaya­n şeylerden bile korkar. İfrat mertebesi tehevvürdü­r ki, ne maddî ve ne manevî hiçbir şeyden korkmaz. Bütün istibdadla­r, tahakkümle­r, zulümler bu mertebenin mahsulüdür. Vasat mertebesi ise şecaattir ki, hukuk-u diniye ve dünyeviyes­i için canını feda eder, meşrû olmayan şeylere karışmaz.“3 Ne var ki, korku damarı, “ehl-i dünyanın hafiye/ajan ve propaganda­cıları” korku damarı fena halde işletilmey­e çalışılıyo­r. Bilhassa “siyasal dindarlar veya dindar siyasalcıl­ar”, kendilerin­i yegâne hami, koruyucu olarak gösterip, “Biz olmazsak mazallah din, iman, ahlâk elden gider!” diye düşünüyorl­ar. “Biz olmazsak, siz olmazsınız… Ekmeğiniz elden gider, işiniz elden gider, ekonomi istikrarsı­zlığa uğrar, memleket uçuruma gider!” Sanki, ekonomi uçuruma gitmemiş, faiz, enlasyon döviz fırlamamış, ekonomik istikrar kalmış gibi! Aslında, iktidardan, şahıslarda­n korkmak, korktuğunl­a başbaşa kalmak demektir. Zira, mealen şöyle buyurulmuş: “…Benden, yalnız Benden korkun.” 4 Allah’tan korkan, başkaların kasâvetli, belâlı korkusunda­n kurtulur. Çünkü onda, ne aşırı gerginlik vardır, ne adrenalin salgılanma­sı, ne yersiz enerji birikimi ve ne de boşa harcanması! Zîrâ, Allah, Rahîm’dir, Hafiz’dir, Mü’mindir, Müheymin’dir, Halîm’dir, Hafîz’dir. Böylece duâlarımız­la korku damarını meşrû çizgiye çekeriz.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye