“İsrail’e ihracat düşük”se neden iptal etmedi?
AKP iktidarında Ankara’dakiler, Kudüs’ün İsrail’in başşehri dayatmasını protesto edenlere karşı yapılan katliâmı yine “kuru kınama ve lânetlemelerle” geçiştirdiler. Ana muhalefetin ‘Mavi Marmara Anlaşması’nın iptaline dair verdiği önerge Meclis’te AKP’LI vekillerin oylarıyla reddedildi. Aynı zamanda Türkiye’nin İsrail ve ABD ile dış ticaretinin rekor hızla büyüdüğü bir defa daha ortaya çıktı.
Bu konuda CHP’LI Umut Oran’ın “Türkiye - İsrail toplam dış ticareti, 2002 yılında 1,4 milyar dolar olan hacmi, AKP döneminde rekor hızla büyüyerek 2013 yılında 5 milyar doları aştı, 2014’te 5,8 milyar dolarla rekor kırdı, 2017 yılı itibariyle de 5 milyar dolara yakın bir düzeyde gerçekleşti. İsrail ile ticaret 2002-2017 döneminde yüzde 249,4 büyüdü” tesbiti dikkat çekici. (gazeteler, 16.5.18)
Garabet, İsrail Tarım Bakanı Uri Ariel’in Türkiye’den “tarım ürünlerinin ithalatını dondurduğu” Tweetiyle ortaya çıktı.
Ancak asıl garabet, “Ülkemizin İsrail gibi küçük bir ülkenin ‘ithalatı dondurması’ndan çekinmesi asla düşünülemez. Bu tür tehditlere pabuç bırakmayacağımızı İsrail’in bilmesi gerekiyor” karşılığında bulunan Tarım ve Hayvancılık Bakanı’nın, “Hiçbir ekonomik kaygı, bizim Kudüs ve Filistinlilerin haklı dâvâsını savunmamızın önüne geçemez” tepkisiyle “almıyorsan alma” havasını vermesiydi.
Gerçekten; madem “Türkiye’nin tarımsal ihracatında İsrail’in payı düşük”; neden İsrailli Bakan’dan önce Tarım Bakanı bu “düşük paylı ihracat”ı iptal etmedi? Niçin AKP hükûmeti, bu önemsiz ticarî işbirliklerinden bir tek “anlaşma”yı dahi askıya almaya yanaşmadı? Neden İsraillilerin “bu tür tehditleri”ne pabuç bıraktı, bırakıldı?