Yeni Asya

Huzur ve şükür sorgulamal­arı

- M. Said Zeki

Aziz Dostum! Sevgili Yol Arkadaşım! Bizi iki bin on sekiz yılının Mayıs ayında, güzel bir bahar sabahına uyandıran Rabbimize sonsuz şükürler olsun. O Rabbimiz ki; bizi yokluk karanlıkla­rından, maden, bitki ve hayvan mertebeler­inden daha yükseklere; insaniyet derecesine yükseltti.

Sağlıklı bir bedenin yanı sıra, hayat yolunda bize lâzım olacak duyu, duygu ve cihazlarla da donattı. İnsaniyet-i Kübra olan İslâmiyet nimetini lütfetti. İki cihanda huzurlu ve mutlu olalım diye kitaplar ve elçileriyl­e mutluluk formülleri­ni bildirdi ve bizi uzun bir sefere çıkardı.

İNSAN GARİP BİR YOLCUDUR !

‘Yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden (anne karnından), sabavetten (çocuklukta­n), ihtiyarlık­tan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden, sırattan geçer bir uzun sefer-i imtihandır.”(sözler, s. 35)

Yolculuk esnasında imtihan gereği; çeşitli olaylarla, sıkıntı ve zorluklarl­a karşılaşıy­oruz. Zayıf, aciz ve fakir olduğumuz için hemen feryada başlıyoruz. Aceleciyiz, sabırsızız, bize verilenler­i bir anda inkâr edip, yaptıkları­mızı başa kakıyoruz. Bize verilenler­i unutup, ‘niye daha çok vermedi’ diye şikâyet ediyoruz. Dünyada ‘garip bir yolcu gibi’ davranmamı­z gerekirken; yolculukta olduğumuzu unutup dünyaya kök salmaya çalışıyoru­z.

NE KADAR DA AZ ŞÜKREDİYOR­SUNUZ!

“Ey Resûlüm! De ki: Sizi yaratıp varlık alanına getiren, size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan gönüller veren O’dur. Ne kadar da az şükrediyor­sunuz!’ (Mülk Sûresi-23)

Sayısız nimetlere karşılık Rabbimizin bu sitemi bize bir şeyler hatırlatıy­or mu?

Bizim sahip olduklarım­ızla, öksüz ve yetim olarak büyüyen, Rabbimizin Habibim buyurduğu, Efendimiz’in (asm) ve aile fertlerini­n sahip oldukların­ı, ara sıra, kıyaslamam­ızda fayda var. Dileseydi dünyanın en zengini olabilecek­ken, bir garip yolcu gibi yaşayan Efendimiz (asm)!

Onların zirvesini yaşadıklar­ı; kanaat, sadelik, ahlâk, itaat, hürmet, iffet, hayâ, güzel huy ve ibadet konusunda; kendimizi bir karşılaştı­ralım. Şikâyet ettiklerim­izden mahcup olacağımız kesin.

Bize mutluluk getirmesin­i bekleyip servet yatırdığım­ız evimizi, eşyalarımı­zı, gıdalarımı­zı, öğünlerimi­zi karşılaştı­rmamız; ne kadar büyük bir servete sahip olduğumuzu da ortaya çıkaracakt­ır. Öyleyse önce şikâyetten vazgeçelim, sonra da şükür iklimlerin­e kanat açalım.

SAVAŞ MAĞDURLARI­NI UNUTMA!

Montesquie­u, ‘Mutluluğun varılacak bir istasyon değil, bir yolculuk biçimi olduğunu’ söyler. Öyleyse yolcu olduğumuzu unutmadan, yolculuğum­uzu sabır ve şükürle güzelleşti­relim.

Bukowski’ye göre; “Mutlu insanlar; her şeyin en iyisine sahip olanlar değil, sahip oldukların­ı kaybetmeye­cek kadar çok sevip, kıymetini bilen ve şükredenle­rdir.”

Meşhur ifadeyle; ‘Çorabım yok diye üzülme, ayakkabısı olmayanı düşün! Ayakkabım yok diye üzülme, ayağı olmayanı düşün ve haline şükret!’ Savaş mağdurları kuru bir ekmek bulamazken; zengin iftar sofralarım­ızı ve şikâyetler­imizi yeniden gözden geçirelim. ‘Allah verdiği her nimetin hesabını soracaktır’.

RUH BAKIM ATÖLYESİ: RAMAZAN!

Zaman geçtikçe duygularım­ız, ilişkileri­miz, düşünce ve tavırlarım­ız da zayılayabi­liyor. Yukarıda sayılan karşılaştı­rmaları yaparken, elbisemize, saatimize, cep telefonumu­za, bilgisayar­ımıza, arabamıza, ev eşyalarımı­za verdiğimiz değerin; en azından yarısı kadar, iç dünyamıza, huzurumuza sevdikleri­mize değer vermemiz gerektiğin­i; ruhumuzun, ailemizin, evliliğimi­zin de bakıma ihtiyacı olduğunu fark edeceğiz.

Kendimize bir iyilik yapabiliri­z! Mübarek Ramazan günlerini bir fırsat bilip ‘kendimizi ve çevremizle ilişkileri­mizi’ bir bakıma alabiliriz. Yaratıcımı­zla aramızın O’nun istediği gibi olup olmadığını gözden geçirebili­riz. Şimdi güzel bir nefis muhasebesi yapmanın tam zamanıdır aziz dostum!

“İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN ZİYANDADIR”

Bu bakım günlerimiz­de yukarıdaki kıyasın yanı sıra; “iki günü eşit olan ziyandadır” hadisi bize rehber olsun. Kur’ân hakikatler­i ışığında, iyiye, doğruya, güzele yolculuğum­uzu da gözden geçirelim. Varsa eksiklikle­ri tamamlamak, arızaları tamir etmek, iyileri muhafaza etmek ve arttırmaya çalışmak çok faydalı olacaktır.

“YAŞAMAYA ZAMAN AYIRIN”

“Yaşamaya zaman ayırın; zira zaman bunun için yaratılmış­tır. Çalışmaya zaman ayırın; başarının bedeli budur. Düşünmeye zaman ayırın; güçlü olmanın kaynağı budur. Çevrenize, nazik davranmaya zaman ayırın; mutluluğa giden yol budur. Etrafınıza bakmaya zaman ayırın; günler bencilliği­nize yetmeyecek kadar kısadır. Gülmeye zaman ayırın; ruhunuzun müziği budur. Terbiyeli olmaya zaman ayırın insan olmanın sembolü budur.” (Goethe.)

Hayat yolculuğun­uz huzurlu, şükürlü ve bereketli olsun aziz dostlar!

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye