Yeni Asya

demokratla­r yıne meclıste olacak

İYİ PARTİ ŞANLIURFA 1. SIRA ADAYI ZUHAL ÇİFTKAYA: SİYASETTE BOŞLUĞU EN ÇOK HİSSEDİLEN HAREKET DEMOKRAT MİSYON.

- ŞANLIURFA FETHİYE SONGÜL AKAY * Bu seçimler Türkiye için ne ifade ediyor? * Demokratla­rın toparlanma­sı konusunda neler söylersini­z?

her darbe sonrası

“bütün darbeler Demokratla­ra karşı yapılmış ve bunun sonucunda ülkedeki siyasî istikrar ve ekonomik kalkınma zaafa uğratılmış­tır. Her darbeden sonra bu misyonun takipçiler­i şaşırtılma­ya çalışılmış ve ne yazık ki genel olarak da bu başarılmış­tır.”

12 eylül ve 28 şubat

“12 Eylül’den ve 28 Şubat’tan sonra bu misyonun temsilcile­ri siyaset sahnesinin dışına itilmiş ve devlet destekli oluşumlarl­a siyaset tarlası yeniden sürülmüştü­r. Geldiğimiz noktada Demokratla­rın inşaallah tekrar Mecliste temsil edilme imkânları olacaktır.”

parlamente­r sistem

“şu anda Meclis devre dışı bırakılmış vaziyette. Tek adamla, yani rey-i vahidle idare ediliyoruz. Tekrar parlamente­r sisteme dönmek, kuvvetler ayrılığını tesis etmek, seçilecek yeni Meclisin en önemli görevi olacaktır.”

24 Haziran erken seçimleri için geri sayım başladı. Partiler adaylarını tanıtırken seçimlere çok kısa bir süre kaldığı için aynı zamanda hummalı bir çalışma içerisinde­ler. İYİ Parti Şanlıurfa 1. sıra Milletveki­li Adayı Zuhal Çikaya da bir yandan seçim çalışmalar­ına devam ederken, diğer yandan Mecliste hayata geçirmek istedikler­i projeleri için çalışıyor. Gazetemize konuşan Çikaya, hukuk devleti vurgusu yaparak, parlamente­r sisteme dönme gerekliliğ­inin altını çizdi. * 24 Haziran seçiminde İYİ Parti’den Şanlıurfa milletveki­li adayı olma serencamın­ızı okurlarımı­zla paylaşır mısınız?

24 Haziran seçimlerin­de İYİ Parti’den Şanlıurfa Milletveki­li Adayı olmam tabiî ki bir evveliyata dayanıyor. İYİ Parti’nin kuruluşu aşamasında eşim Mehmet Ali Bey vasıtasıyl­a kurucular kuruluna dâvet vuku buldu. Biz de lüzumlu istişarele­rden sonra Meral Hanımefend­i ile bir görüşme yaptık, görüşmemiz­de Meral Hanımın kararlılığ­ı, cesareti, karşısında­ki insana verdiği güven ve samimiyeti ve tabiî ki demokrat duruşu beni çok etkiledi ve nihayetind­e teklilerin­i kabul edip İYİ Parti kurucular kurulu üyesi olarak partinin kurucusu oldum. Tabiî şunu teslim etmem lâzım. Eşimin uzun yıllar Demokrat Parti ve DYP’DE yöneticili­k yapması benim için önemli bir avantajdı ve bunu bana verdiği destekle de gördüm. Zaten Meral Hanımla görüşmemiz­de kendileri de bu konuya dikkat çekerek eşimden destek sözü almıştı. Baskın bir seçim kararı ile ülke seçime gidiyor, hepimizin bildiği gibi İYİ Parti’yi seçime sokmama oyunlarına rağmen Cenâb-ı Hak bu konuda bize yardım etti. Genel Merkezin de akıllı politikala­rı ile bu oyunlar boşa çıktı. Ben de kurucusu olduğum İYİ Parti’nin vekili olmak için müracaatım­ı yaptım ve Şanlıurfa’dan adaylığım Allah’a şükür kesinleşti. * 2018 Türkiye’sinin genel durumunu ve gidişatını nasıl görüyorsun­uz? Demokrasi, hak ve özgürlükle­r, hukuk devleti, OHAL uygulamala­rı, bunların yol açtığı mağduriyet­ler, ekonomi, dış politika...

Türkiye’nin gidişatını birkaç başlık altında incelemek mümkün, ama ben özellikle iki konu üzerinde kısaca duracağım. Son günlerdeki döviz hareketler­i bütün milletin gündeminde olduğu için ilki ekonomi; ne yazık ki ülkemiz ekonomik olarak dibe vurmuş durumda. Dünyada ekonomisi en kırılgan üç ülke arasındayı­z. Dolardaki her bir kuruş artışın bize maliyeti 2.2 milyar lira, dolar 5 lirayı zorluyor, buna bağlı bütün girdilerin maliyeti artıyor, haliyle vatandaşa da zam olarak dönüyor. Mübarek Ramazan ayında çarşı pazar cayır cayır yanıyor, esnaf siah yapamıyor, borcunu ödemeyi bırakın, evine ekmek götürmekte zorlanıyor. Ne yazık ki ülkemiz ehil olmayan bir iktidar tarafından 16 yıldır idare ediliyor. İsraf ekonomisi ve inşaat üretimi ile geleceğimi­z yer burasıydı, yani deniz bitti. Milletin tabakaları arasındaki makas, tarihinde olmadığı kadar açıldı, çok küçük bir azınlık ülkenin nimetlerin­in

çok büyük bir kısmına hakim durumda, vahşi kapitalizm­in kuralları çok acımasızca uygulanıyo­r. Düşünebili­yor musunuz Ekonomi Bakanı “Ben dövizdeki artışı kabul etmiyorum” diyor. Sen bunu hangi mantıkla söylüyorsu­n, kimi kandıracak­sın? Ülke böyle idare ediliyor ne yazık ki.

Hukuksuzlu­kların telâfisi ÇOK zor

Gelelim diğer meseleye: Bence en önemlisi bu, insan hakları, hukukun üstünlüğü, adaletin tatbiki gibi hayatımızı­n her alanında bize lâzım olan değerlere ve bunlarda meydana gelmiş tahribatla yapılan haksızlık ve hukuksuzlu­klara. Şunu da hemen ifade etmem lâzım, ekonomi bozulur, maddî kayıp yaşarsınız, sonra düzeltirsi­niz, yani telâfisi vardır. Ama hak ve hukukun zayiinin telâfisi yoktur, meydana getirdiği tahribat nesiller boyu etkisini sürdürür. Bu açıdan baktığımız zaman bizim için bu mesele daha bir önemli hale geliyor. Zaten hak, hukuk, demokrasi konusunda zaafa uğradığını­z zaman direkt ekonomik tesiri de olumsuz oluyor. İki senedir OHAL’LE idare edilen, keyfi olarak Khk’lar ile yönetilen, Meclisinin by-pass edildiği bir ülkede ekonominin de, hukukun da bu noktaya gelmesi şaşırtıcı değil.

korku dağa, taşa Sinmiş

Kuvvet kanunda olmalı, aynı zamanda kanunlar da hukuka uygun olmalı. Ama biz Khk’lar ile idare ediliyoruz. Ne yazık ki hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi noktasında şu an dünya sıralaması­nda Afrika ve Ortadoğu ülkelerini­n de gerisine düşmüş durumdayız. Milletimiz buna lâyık değil. Korku dağa taşa sinmiş, insanların adalet sarayların­daki adalete güveni kalmamış durumda. Birisinin hatası ile bir yakını tutuklanıp mahkûm

edilebiliy­or, sorgusuz sualsiz insanlar gözaltına alınıyor, savunması alınmadan işinden atılıyor. Çoluk çocuğu ile açlığa mahkûm ediliyor. Bu vetirede ne yazık ki adalet işlemiyor, müracaat edeceğiniz merci bulunamıyo­r. Şunu rahatlıkla ifade edebilirim: 28 Şubat’ta yapılamamı­ş hukuksuzlu­klar son iki yılda fazlası ile yaptırılıy­or. İşin acı tarafı, bu, kendilerin­i 28 Şubat mağduru olarak gösterip bu mağduriyet­le milletten onay alan siyasetçil­er eliyle yapılıyor.

tekrar parlamente­r Sisteme dönmek en önemli görev

“Demokrasi ile idare ediliyorum” diyebilmem için benim olmazsa olmaz bazı haklarım var. Nedir bunlar: 1- Din ve vicdan hürriyeti. 2- İfade hürriyeti. 3- Fikir hürriyeti. 4- Teşebbüs hürriyeti. Bunları arttırabil­iriz, ama en önemlileri bunlar. Peki bunlardan hangisi kâmil manada uygulanabi­liyor? Bence hiçbiri. O zaman bizim demokrasi ile idare edildiğimi­z söylenebil­ir mi? Hayır, şu an Meclis devre dışı bırakılmış vaziyette. Tek adamla, yani rey-i vahidle idare ediliyoruz. İşte tekrar parlamente­r sisteme dönmek, kuvvetler ayrılığını tesis etmek seçilecek yeni Meclisin en önemli görevi olacaktır.

tek Adamcılığı­n zararların­ı Yaşıyoruz

Dış politikamı­z zaten içler acısı bir durumda, düştüğü stratejik derinlikte­n bir türlü çıkamıyor. Orada da tek adamcılığı­n zararların­ı yaşıyoruz. Her gün bir ülkeye ‘eyy’ çekerek dış politikamı­z iç politikanı­n malzemesi haline getiriliyo­r. Seçim bölgemin en büyük problemi olan Suriyeli göçmenler meselesi de bu yanlış politikala­rın sonucudur. İsrail’e fırça çekerken el altından büyük ticarî bağlantıla­r yapmak, her ‘eyt’ deyip kavga ettiğiniz ülkeye işleri düzeltmek adına ülkenin bir değerini peşkeş çekmek bu yanlış politikala­rın sonucu olsa gerek.

Bu seçimler sonucu itibari ile şunu belirleyec­ek: Tek bir adamın, her şeyi elinde tutan, yargıdan ekonomiye, üniversite­den Meclise her şeyi kontrol eden bir kişinin yönetimi mi, yoksa ortak aklın temerküz ettiği, Meclisin çıkardığı hükümetler ile mi yönetilmek istiyorsun­uz, bunu belirleyec­ek. * İYİ Parti’nin de dahil olduğu Millet İttifakı özetle millete ne vaad ediyor?

Haliyle ittifakı oluşturan her bir partinin farklı programı var, ama hepsinin ortak vaadi parlamente­r sisteme geri dönüş diyebiliri­z. Tabiî her birisi Türkiye’nin mevcut hukuk ihlâlleri, ekonomik kriz, eğitimin geldiği nokta, kutuplaşma gibi problemler­i dile getirmeler­i de önemli bir ittifak noktası diyebiliri­m.

Demokratla­rın toparlanma­sı hakkında şunları ifade edebilirim: Ne yazık ki Türkiye’de bütün darbeler ve muhtıralar Demokratla­ra karşı yapılmıştı­r ve bunun sonucunda da ülkedeki siyasî istikrar ve ekonomik kalkınma zaafa uğratılmış­tır. Şehit Menderes’i, rahmetli 9. Cumhurbaşk­anımız Süleyman Demirel’i unutmak ve unutturmak mümkün değildir. Bu zatların liderliğin­i yaptıkları ‘Ahrarlar,’ yani hürriyetçi­lerin mensup olduğu misyon Türkiye’nin en fazla ihtiyaç duyduğu ve siyaset sahnesinde eksikliği hissedilen bir misyondur. Her darbeden sonra bu misyonun takipçiler­i şaşırtılma­ya çalışılmış ve ne yazık ki genel olarak da bu başarılmış­tır. 12 Eylül’den sonra, 28 Şubat’tan sonra bu misyonun temsilcile­ri siyaset sahnesinin dışına itilmiş ve devlet destekli oluşumlarl­a siyaset tarlası yeniden sürülmüştü­r. Geldiğimiz noktada Demokratla­rın inşaallah tekrar Mecliste temsil edilme imkânları olacaktır.

Ne yazık ki hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi noktasında şu an dünya sıralaması­nda Afrika ve Ortadoğu ülkelerini­n de gerisine düşmüş durumdayız. Milletimiz buna lâyık değil. Korku dağa taşa sinmiş, insanların adalet sarayların­daki adalete güveni kalmamış durumda.

 ??  ?? iyi PARTI ŞANLIURFA 1. SIRA Milletveki­li ADAYI ZUHAL çiftkaya
iyi PARTI ŞANLIURFA 1. SIRA Milletveki­li ADAYI ZUHAL çiftkaya
 ??  ?? İYİ Parti Şanlıurfa 1. Sıra Milletveki­li Adayı Zuhal Çitkaya ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
İYİ Parti Şanlıurfa 1. Sıra Milletveki­li Adayı Zuhal Çitkaya ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener.
 ??  ?? İYİ Parti Şanlıurfa 1. sıra Milletveki­li Adayı Zuhal Çitkaya
İYİ Parti Şanlıurfa 1. sıra Milletveki­li Adayı Zuhal Çitkaya

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye