fetih kadar fatih de önemlidir
Tar hç -yazar R fat Okyay:
Müslüman Türklerin dünyada bir çağ açarak bir çağı kapattıkları en önemli tarih olayı, Asya ve Avrupa’nın her tarihî dönemde en önemli stratejik merkezi olan Istanbul’un (Konstantiniyye’nin) fethidir. elbette fetih kadar fatih de önemlidir.
Hem tarihçi hem de bir eğitimci olarak “Türkiye’de genel tarih öğretimi” hakkında neler düşünüyorsunuz?
Kitabının tam ortasından söylüyorum: Türkiye’de genel veya kısmî hiçbir tarih ortaya konmamış; yazılmamış ve yazdırılmamış ki, eğitimi ve öğretimi olsun. Maalesef bu hal şekil değiştirerek devam ediyor. Şimdi de ilmî değil, “filmî” metotlarla... Osmanlı tarihine dair şimdilik iki kitap kaleme almışsınız. Zorlandığınız hususlar oldu mu? İlk kitabımızı hazırlarken fevkalade zorluk çektik. Şimdiki gibi arşivler tasnif edilmemişti ve arşivlere girmek de kolay değildi. Mesela Oruç Bey tarihinin mikro filmini makara şerit halinde Amerika’dan bir kütüphaneden getirttik. Osmanlı’nın parlak dönemlerini kitap olarak yazdınız. Çöküş dönemini de yazmayı düşünüyor musunuz? Kanaatimce esas bize lâzım olan tarih bahsettiğiniz dönemlerdir. Fakat neşriyatımızda bu dönemlerle alâkalı kitap yazan arkadaşlarımız var. Yazmaya da devam ediyorlar. Biraz da ihtisas alanlarının oluşması tarih ilminde çok şeyleri ifade eder. Sizin eserlerinizi diğer tarih kitaplarından ayıran orijinallıklar nelerdir? Bu alanda yeni çalışmalarınız olacak mı? Tarih konusunda ne yazmışsak kaynağını da yazmışız. Ve kesinlikle tarihi bir hakikatın delilleriyle anlatımının yanına, içerisine “kendi yorumumuzu” da...
Bu da tarihtir kanaatimce. Böyle olmalıdır vs. gibi cümlelerle tarih diye yazmadık. “Fatih ve Fetih’in” muhtevasını özetler misiniz? Müslüman Türklerin dünyada bir çağ açarak, bir çağı kapattıkları en önemli tarih olayı; Asya ve Avrupa’nın her tarihî dönemde en önemli stratejik merkezi olan Istanbul’un (Konstantiniyye’nin) fethidir. Elbette Fetih kadar Fatih de önemlidir.
Biz bu kitapla alakalı çalışmamızda hem Fatih’in her tür hususiyetlerini, çalışmalarını, şahsiyetini ve çalışma arkadaşlarını anlattık. Hem de Fatih Sultan Mehmed dönemindeki Istanbul’un fethinden önceki ve sonraki tarihi vak’aları ilmi kaynakları referans göstererek yazmaya çalıştık. Tarih ilminin gerektirdiği bütün düsturlara, prensiplere uymaya çalıştık. Fatih Sultan Mehmed’in şahsiyeti veya idareciliği hakkında dikkatinizi “en çok” çekenler nedir diye sorsak? Küçüklüğünden itibaren Sultan II. Murad’ın bir padişah olarak değil de bir baba olarak; Allah’tan korkarak; iki tane vezir seviyesinde lala’ya ve Akşemseddin gibi bir allame hocaya sadece şehzade Mehmet’e dinini öğretmeleri konusunda bütün selahiyetleri vermesi ve onun çok dindar bir genç olarak yetiştirilmesi Sultan Mehmed’in İslâm adına yaptığı her işte muvaffak olmasına ve yanlış yapmamasına yardımcı olmuştur diyorum.
Dinini çok iyi bilerek dünyevî her türlü ilim ve fenni tedrisatı hem yapmıştır, hem de yaptırmıştır. İşte bu hal üzerinde karşısına hem dininde, hem de dünyasında muvaffak olan bir Sultan Mehmed Fatih çıkmıştır. Tarikat Şeyhi Ebul Vefa’nın dizinin dibinden ayrılmak istemeyen Sultan Mehmed; kırk km’ye kadar gülle atabilen Vobüs toplarının da ilk bulanı ve babası olmuştur. Ve Osmanlı onun zamanında tabiri caiz ise devlet olmuştur. Kanunnameler, Divan ve Rumeli-anadolu idari yapılanmaları onun zamanında kurumsallaşarak ve yazılı kanunlar ile idare edilmeye kavuşmuştur. Onun temelini attığı bütün bu çalışmaların Sultan Süleyman zamanında meyvelerinin alındığını görürüz. İsteyenin ben bu devleti idare ederim değil de layık ve elyak olanın devleti idare edebileceğini yazılı düsturlar, prensipler haline getirmiştir. Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Tarih ilmi; iman ilmi hariç, diğer ilimlerden daha fazla öğrenilmeli ve bilinmelidir. Şahısların da, devletlerin de bekası buna bağlıdır. Tarih ilmi derken Bediüzzaman’ın şu ifadelerine muhakkak kulak verilmelidir:
“Hakiki vukuatı kaydeden tarih hakikata en doğru şahittir…” Hakiki ve hakikattar tarihleri yazmak ve okumak dileğiyle, teşekkür ediyorum.
İstanbul’un fethinin 565. Yıldönümünde, Yeni Asya Neşriyat tarafından yayınlanan “Fatih ve Fetih” kitabının yazarı Rifat Okyay’la fethi, Fatih’i ve tarih ilmini konuştuk.