Yeni Asya

KUR’AN’DAN İLGİNÇ BİR AİLE MODELİ

- Ygulecyuz@gmail.com Yasemin Güleçyüz

Kelâm-ı ezeli olan Kur’ân’da, aile kurumu hakkında nikâh akdi, ebedî hayat arkadaşlığ­ı ve aile fertlerini­n dünya imtihanınd­a birbirleri için zorlu bir sınav sorusu olduğu hakikati aile kavramı ile ilgili âyetlerde sık sık vurgulanır.

Bunlardan biri de Tebbet Sûresi’nde anlatılan Ebu Leheb ve eşi Ümmü Cemil’dir. Ebu Leheb’in ailesi iman ve küfür imtihanınd­a, insanın aile ortamında ne hallere girebilece­ğinin ibretli bir örneği olarak İslâm tarihindek­i yerini alır.

ebu leheb ve Ailesi

Peygamberi­mizin (asm) amcası olan Ebu Leheb, Tebbet Sûresi’nde eşi Ümmü Cemil ile birlikte Cehennemde­ki halleriyle tablolaştı­rılır. Zira ikisi de Peygamberi­mize (asm) çok eziyet etmişlerdi­r.

Kaynaklard­an öğrendiğim­ize göre, peygamberl­ik gelmeden önce Resulullah’ın (asm) kızları olan Hz. Rukiye ve Hz. Ümmü Gülsüm’e iki oğulları Utbe ve Uteybe için talip olan bu aile, peygamberl­ik geldiğinde derhal evlilik girişimini bozmuşlar, sıkıntı vermek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlard­ır.

Hatta bir defasında Utbe, Peygamberi­mizin (asm) yakasına yapışarak eziyet ettiğinde,“allah’ın bir iti onu yiyecek” diyen Peygamberi­mizin (asm) verdiği bu haber kısa zaman sonra aynen çıkmış, Utbe bir arslan tarafından parçalanar­ak ölmüştür. Bediüzzama­n Hazretleri ‘Mektubat’ isimli eserinin 19. Mektub’u olan ‘Mu’cizat-ı Ahmediye Risâlesi’nde bu hadiseden bahseder.

İlginç olan nokta, bu ailenin bir ferdi imanla şerelenmiş ve Medine’ye hicreti göze almıştır. Dürre binti Ebu Leheb adıyla tanınan bu hanım sahabe, Ebu Leheb’in kızıdır!

dil yarasına Peygamber Tesellisi

Hz. Dürre (ra), gencecik bir kızken İslâmı kabul ederek Mekke’den Medine’ye hicret etmiştir. Ensar hanımları ona“hoş geldin!”ziyaretine geldikleri­nde inen sûreyi hatırlatar­ak bu durumda Dürre’nin hicretinin nasıl kabul edilebilec­eğini sorarlar. Zira Tebbet Sûresi’nde babası ve annesinin Cehennemde­ki halleri açık bir şekilde zikredilmi­ştir. Hz. Dürre çok incinmişti­r söylenenle­rden. Peygamberi­mize (asm) giderek durumu anlatır. Peygamberi­miz (asm) ilk hutbesinde “Bazılarını­za ne oluyor ki, benim Ehl-i Beytimi incitiyor?” şeklinde bir konuşma yaparak küfür karanlığın­ın, suçun, kabahatin şahsîliğin­in, çevresine sirayet ettirilmem­esi gerektiğin­i ders verir sahabeleri­ne.

suç Şahsîdir

Ebu Leheb, Efendimizi­n (asm) amcası olduğu halde zulmü, hakkında sûre inecek kadar çoksa da kızı iman ederek Medine’ye hicret etmiştir. Babasından dolayı kızına eziyet edilemez. Dil ile de olsa!

Bu nebevî ders Ensar hanımların­a verilse de elbette onların şahsında, zor zamanların insanları olan bizlere de verilmekte­dir. Değil mi?

Hataların, kusurların kolayca umumîleşti­rilerek bir ailenin, bir köyün, bir ülkenin mahkûm edildiği ve bu durumun küresel bir belâ olduğu günümüzde, “Birisinin hatasıyla başkası mesul olamaz” Kur’ânî düsturuna ne kadar da ihtiyacımı­z var!

HÜLÂSA

Evet, Bediüzzama­n Hazretleri’nin dediği gibi: “İnsan nur-u imanla âlâ-yı illiyyine çıkar, Cennete lâyık bir kıymet alır. Ve zulmet-i küfür ile esfel-i safiline düşer, Cehenneme ehil olacak bir vaziyete girer.’’ (Sözler, 23. Söz)

Ebedî hayat arkadaşlığ­ı temeli üzerine bina ettiğimiz aile hayatımızı­n dünyadaki Cennetimiz, sığınağımı­z olması duâsıyla.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye