AKP DEVLETLEŞ(TİRİL)İNCE
AKP 16 yıla yaklaşan iktidarı boyunca, yapması beklenip de yap(a)madıklarını hep birtakım mazeretlere bağladı. İlk dönem, 28 Şubat’ın devam eden etkileri, asker ve yargı vesayeti, cumhurbaşkanlığında farklı dünya görüşüne sahip birinin oturuyor olması bunların en fazla öne çıkanları ve haklı görünenleriydi.
Zaman içinde çoğu aşıldı. Vesayetler önemli ölçüde kırıldı. 2007’de cumhurbaşkanlığına AKP içinden bir isim seçildi, böylece Çankaya da engel olmaktan çıktı.
Buna rağmen 2008’de açılan kapatma davası vesayet sisteminin en son atraksiyonuydu ve kıl payıyla “direkten döndü.”
Sonrasında Akp’nin, devletin bütün kilit noktalarına “hâkim olmuş gibi” göründüğü, ama bu durumla paralel ve eşzamanlı olarak “devlet”le bütünleştiği bir tablo ortaya çıktı. Açıkçası, AKP “devletleşti(rildi.)”
Bunu hem söylemlerinde, hem icraatlarında görmek mümkün. Artık MGK’Yı ve “gizli anayasa, kırmızı kitap” olarak maruf MGSB’YI sahiplenen, “devlet dili”yle konuşan, terörle mücadelenin başarısını “etkisiz hale getirilmiş terörist sayısı” ile ölçen, 2004 MGK kararının hedef gösterdiği cemaati “terör örgütü” olarak ilan edip 28 Şubatçıların bile yapamadığı antidemokratik, hukuk dışı ve insafsız operasyonlarla masum insanların üzerine giden, “Atatürkçülük” yarışını kimselere bırakmayan bir AKP var.
Gelinen noktada asker ve istihbarat iktidarın kontrolünde gibi görünse de, gerçek durum için, iktidarın bu kurumlar aracılığıyla “derin devlet” tarafından teslim alındığı yorumunu yapmak da pekâlâ mümkün.
Özellikle menhus 15 Temmuz kalkışması gerekçe gösterilerek ilan edilen 20 Temmuz OHAL sürecinde yaşananlar, bu yorumdaki tesbiti doğrulayıp pekiştiriyor.
Akp’nin tek adam sistemine rampalamış olması, bu sürecin en son aşaması.
Böylece AKP, daha doğrusu başındaki “reis” gücü elinde topluyor göründükçe daha çok bütünleştiği statüko tarafından teslim alınıyor ve bu durum onu halktan, hattâ kendi seçmeninden, tabanından ve dahası partinin kurucu kadrolarından bile uzaklaştırıyor.
Toplumdaki alternatif arayışının güçlenmesi ve Millet İttifakına gösterilen ilgideki artış, Akp’deki bu değişimin de bir sonucu.
Atatürkçü Düşünce Derneğinin 27 Mayıs’ı Tsk’nın “anayasa ve hukuk dışına çıktığı”nı iddia ettiği bir siyasal iktidara karşı “direnme hakkını kullanması” ve “yönetime el koyması” olarak övmesine niye şaşırıyorsunuz ki? Atatürkçülük budur zaten. Atatürkçülük=darbecilik. Nokta...
Seçim broşürümüz daha çıkmadan birilerini niye rahatsız etti? - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/secim-brosurumuz-daha-cikmadan-birilerini-niye-rahatsizetti_463070