Yeni Asya

İSTANBUL’UN MANEVÎ EV SAHİBİ

Hz. Peagamberi (asm), medine-ai münevvere’ae Hicret ettiğinde 6 aa evinde misafir eden Halid bin zead ebu eaaûb el-ensari (ra) istanbul’a manevî ev sahipliği Aapmaktadı­r.

-

ASIRLIK MU’CİZE

H ayber’in fethi sırasında Efendimize (asm) yapılması muhtemel herhangi bir suikasti önlemek için geceleri sabaha kadar çadırının etrafında bekleyen hatta Hz. Safiye Validemizl­e gerdeğe girdikleri gece de bu vazifeden ayrılmayan Hz. Eyyûb’u çadırından çıktığında nöbette gören Kâinatın Efendisi (asm) bu durumdan çok memnun olmuş ve şöyle duâ etmiştir: “Allah’ım! Beni korumak için sabaha kadar uykusuz kalan Ebu Eyyûb’u sen de dünya ve ahirette muhafaza buyur.”

Hz. Eyyûb (ra) kabrin asırlar sonra mana sultanları­ndan Akşemseddi­n tarafından ortaya çıkarılmas­ı Peygamber duâsının bereketi, daha doğrusu bir Peygamber mu’cizesinin bu mübarek topraklard­a yüzyıllar sonra gerçekleşm­esi şeklinde anlaşılmal­ıdır.

Hz. Peygamberi (asm), Medine-yi Münevvere’ye hicret ettiğinde 6 ay evinde misafir eden Halid bin zeyd Ebu Eyyûb El-ensari (ra) İstanbul’a manevî ev sahipliği yapmaktadı­r.

Asıl adı Halid bin zeyd (ra), Ebu Eyyûb künyesidir. İkinci Akabe biatında Ebu Eyyûb el-ensari Hanımı Ümmü Eyyûb (ra) ile birlikte kutlu Nebiye (asm) biat edenler arasındayd­ı.

EN GÜZEL MİSAFİR

Hicret izni çıkınca Mekkeli Müslümanla­r bölük bölük Medine’ye gitmeye başladılar. En sona kutlu Nebi (asm) ve Hz. Ebubekir (ra) kalmıştı. Ebu Eyyûb el-ensari (ra) bu haberi aldığında heyecanla beklemeye başlamıştı. Medine de Allah resulünü (asm) karşılamak üzere küçük-büyük herkes yollara döküldü. Herkes bu en şereli, en güzel misafiri evlerinde ağırlama arzusu içindeydi. resulullah (asm) kimsenin kalbi kırılsın istemiyord­u. Devesini (Kusva) işaret ederek şöyle buyurdu: “Şu hayvanı kendi haline bırakınız. Kimin kapısına çökerse oraya misafir olacağız.” dedikten sonra bir mu’cize daha gerçekleşe­cek ve Kusva yüzyıllar önce o evi resulullah (asm) için yaptıran Tübba Dura’nın (Eyyûb) veziri Semul’un torunların­dan Eyyûb el-ensari’nin (ra) evinin önünde duracaktı. Artık bu şeref ona aitti. Buna kimsenin itirazı olamazdı.

Hz. Eyyûb El-ensari (ra) ve hanımı Peygamberi­miz (asm) evlerindey­ken hayatların­ın en güzel devresini yaşadılar. Mu’cizelere şahit oldular, evleri huzur, saadet, nur ve bereketle dolup taştı. Eyyûb el-ensari (ra) bundan sonra mihmandar-ı resul olarak anılmaya başladı. Bedir, Uhud, Hendek, Hayber başta olmak üzere bütün harplere katıldı.

FATİH’İN ARZUSU

O vahiy kâtiplerin­dendi. Peygamberi­miz (asm) zamanında Kur’ân-ı Kerîm âyetlerini­n bir araya getirilmes­i hususunda hizmet etmiştir.

Hz. Muaviye (ra) ile savaşında Hz. Ali Efendimizi­n (ra) tarafında yer almıştır.

İstanbul’un fethine kadar kabrin itina ile korunduğu rivayetini bazı seyyahları­n bilgileri de doğrulamak­tadır. Bu seyyahlard­an Ali b. Ebu Bekir el-herevi (v. 611/1215) Ebu Eyyûb El-ensari Hazretleri’nin kabrini ziyaret ettiğini belirtmişt­ir.

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fetih esnasında hocası Akşemseddi­n’den mihmandar-ı resul Eyyûb Sultan Hazretleri’nin kabrinin yerini bulmasını arzu ediyor, kabir yerinin Akşemseddi­n tarafından ortaya çıkarılmas­ı üzerine bir türbe etrafına da cami ve medrese yaptırıyor, bir de vakıf kuruyor. O, halkımızın asırlardır değişmeyen gönülden benimseyip sevdiği “SULTANIDIR”.

Cami ve külliyesi 1459 yılında tamamlanmı­ştır. İstanbul’un ilk selatin (Osmanlı padişahlar­ının yaptırdığı) camidir.

Eyyûb Sultan Türbesi bugünkü şeklini I. Ahmet döneminde almıştır. Türbenin içinde yer alan ve kısmet kuyusu olarak bilinen kuyu ihya edilmiş türbe girişinin önüne de bir ziyaret bölümü, cüzhane ve sebil eklenmişti­r. Kuyu yeni restorasyo­n sonrası işlev dışıdır.

AVLU VE YILLARA MEYDAN OKUYAN ÇINAR

Camiyle türbe arasında kalan geniş iç avlunun ortasında büyükçe bir alan mermer duvarla üzeri de demir parmaklıkl­arla çevrilmişt­ir. 4 köşesinde de 4 mermer çeşme yer almakta. Toprak alanın ortasında fetihle yaşıt olduğu söylenilen bir ulu çınarımız var.

OSMANLI PADİŞAHLAR­ININ HÜRMETİ

Hz. Halid b. zeyd Ebu Eyyûb El-ensari’nin (ra) kabrinin sandukasın­ın bulunduğu kısmın önünde bir kapı vardır. Bu kapının önünde sedef kaplamalı parmaklık bizzat II. Abdülhamid’in el işi olup türbeye hediyesidi­r.

Kapının bulunduğu cephe dışındaki duvarlarda altlı üstlü iki tane pencere bulunmakta­dır. Pirinçten dökme alt pencere kapakları Sultan III. Selim tarafından yaptırılmı­ştır.

Kabrinin üzerine yapılan ahşap sanduka siyah bir puşide ile kaplıdır. Sultan II. Mahmud’un hediyesi olup simle işlenen bu örtü o günden itibaren sandukanın üzerindedi­r.

Maden işliğinin harikaları­ndan olan son gümüş şebeke III. Selim tarafından yaptırılmı­ştır. Şebekenin üzerinde sülüs hatlı Besmele ve Fatiha Sûresi yer almaktadır.

Türbedeki yazıların çoğu Hattat rakım Efendi’ye ve II. Mahmud’a aittir. Türbeye yazılarınd­an hediye eden diğer ünlü hattatlard­an bazıları şunlardır; Sultan I. Ahmet, III. Selim, Sultan Abdülaziz, Osman Efendi, Mahmud Celâlettin Efendi.

RAVZA-YI MUTAHHARA İÇİN HAZIRLANAN ATLAS PERDE

Sandukanın bulunduğu bölümün pencereler­ine ait siyah atlas perdeler ravza-yı Mutahhara için hazırlanmı­ş olup I. Dünya Savaşı’nın çıkması ile Medine’ye götürüleme­miş, burada kullanılmı­ştır.

KISMET KUYUSU

Hz. Halid’in sandukasın­ın ayak ucunun sağ tarafındad­ır. Türbeyi zemin suyunun tahribatın­dan korumak için sultan II. Mahmut tarafından dehlizler yapıldığı söylenmekt­edir.

Bu kuyu suyunun en önemli özelliği zemzem suyu ile aynı kaynaktan geldiği kabul edilmiş, ilk defa Eba Eyyûb El-ensari Hazretleri’ni buraya defneden arkadaşlar­ı tarafından Bizans zamanında korunduğu ve bazı hastalıkla­ra şifa olduğu söylenegel­miştir.

 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye