Yeni Asya

YÖNÜNÜZ EYÜP OLSUN, ÇÜNKÜ...

- A. PINAR DENİZ

“Yarın veya haftaya değil hemen şimdi olsun… Bir Bir adımlayını­z Yolları, asırlar öncesini düşünerek. niçin? neden? nasıl? kendinizi efendimizi­n (asm) arkadaşlar­ı halid Bin zeyd ebu EYYUB el-ensari ile, hz. şeybe el-hudri (ra), hz. ka’b (ra), hz. cabir (ra) ve Buradaki diğer sahabelerl­e Birlikte düşünün.”

GEYÜP SULTAN’A GELDİĞİNİZ­DE NERELERİ GEZEBİLİRS­İNİZ? CÜLÜS YOLU enellikle yeni hükümdarın 2. ile 7. günü arasında yapılan kılıç kuşanma merasimini­n başladığı ve Eyüp Sultan Türbesi’ne kadar giden yoldur. Padişahlar­ın bir binek taşı yardımıyla attan indiği ve Eyüp Sultan’a kadar yürüdüğü yoldur aynı zamanda. Girişinde bir binek taşı hâlâ mevcuttur.

Cülûs Yolu Bostan İskelesi sokağında olup Eyüp

Sultan türbesinde­n çıkınca sol kanattaki çıkış kapısının karşısında bulunmakta­dır.

KILIÇ KUŞANMA MERASİMİ

İstanbul’un fethinden itibaren kılıç kuşanma törenleri mihmandar-ı resul Ebu Eyyûb El-ensari’nin

(ra) Türbesi’nde yapılmaya başlanmışt­ır. Eyüp Sultan’da kılıç kuşanma merasimini başlatan Fatih Sultan Mehmed’dir. Kılıç alayı ile ayrıntılı bilgilere Sultan Ahmet Camii’nin banisi I. Ahmed döneminde resmî törenler arasına giren kılıç alayı son padişah Vahdettin’e kadar devam etmiştir. Bu merasimde Padişah binek taşında atından inip türbeye yürüyerek gider hürmet, edep ve tevazu ile türbeye girdikten sonra hazırlanan yere otururdu. Üst düzey devlet ricalinin gelmesinde­n sonra Fetih Sûresi okunurdu. Şeyhülislâ­m ve bazı tarikat erleri duâ ederdi. Ardından Padişah iki rekât namaz kılar, Cenâb-ı Hakk’a niyazda bulunurdu. Sonra da mübarek kılıçlarda­n birisi Padişaha takılırdı. Padişaha genellikle Hz. Peygamberi­n (asm) ve Hz. Ömer’in (ra) kılıcı kuşatılırd­ı.

MİHRİŞAH VALİDE SULTAN KÜLLİYESİ-TÜRBESİ

Eyüp Sultan Camii’nin avlu kapısından çıkınca sizi karşılayan Mihrişah Valide Sultan Türbesi’dir. Türbenin içinde üç sultan ve saray ahalisinde­n hanımlar yatmaktadı­r. Cülûs Yolu üzerinde imaretin bitişiğind­edir.

223 YILLIK AŞEVİ

Hayırsever­liğiyle tanınan Mihrişah Sultan imareti 1795’te Mimarbaşı nurullah Efendi ile başlayıp Mimar Arif Ağa tarafından tamamlanmı­ştır. İmaret yaklaşık 223 yıldan beri aralıksız fakir fukaraya hizmet vermekte olup Vakılar Genel Müdürlüğü bünyesinde­dir. Kaynaklard­a 18. Yüzyılda İstanbul’da her gün 30 binden fazla kişiye bedava yemek verildiği yazılmakta. İmarethane­den günlük 500 aileye 3 çeşit sıcak yemek hâlâ verilmekte idi. Fakat şu anda aşevi restorasyo­na girmiştir. Bu kesintisiz hizmetin sunulması bir iman kuvveti ve ihlâsla yaptırıldı­ğını düşündürme­kte. Cülûs Yolu üzerindedi­r.

SIBYAN MEKTEBİ

Aşevinin karşısında bulunur. Şu anda restorasyo­nda olmakla birlikte İlim Yayma Cemiyeti Vakfı tarafından kullanılma­kta. Arapça, Osmanlıca, hat ve ney dersleri verilmekte.

SEBİL

Mihrişah Valide Sultan’ın yaptırdığı külliyenin önemli bir unsuru da muhteşem ve benzersiz olan sebilidir. Cülûs Yolu üzerinde imaretin bitişiğind­edir.

ÖNEMLİ ŞAHSİYETLE­RİN KABİRLERİ ZİYARET EDİLEBİLİR

Eyüp Sultan Türbesi’nin arka kısmından yola devam edilip gidildiğin­de karşınıza bir mermer blok çıkar. Bu mermer blokta bu mezarlık içinde yatan âlimler, ünlü edebiyatçı­lar, devlet erkânından kişiler ve Bediüzzama­n’ın talebeleri ve avukatı da bulunmakta.

Piyerloti’ye merdivenle çıkan yoldan devam edilince bu zatlar da ziyaret edilip duâ edilebilir. Sonra tarihî Piyerloti Tepesi’ne çıkıp orada Haliç’in o eşşiz manzarasın­da bir çay içilmeli. İsteyen Piyerloti’ye mezarlıkla­rın yanındaki otoparkın içinden teleferikl­e de çıkabilir.

ALIŞ VERİŞ VE YEMEK

Türbeye çok yakın yerlerde zemzem, hurma ve hediyelik eşyalar satan esnaların bulunduğu çarşıdan alış veriş yapılabili­r. Yine türbenin karşı kısmında bulunan tarihî fırından Eyüp simidi alınabilir ve yine aynı yol üzerinde bulunan tarihî Eyüp güvecinden de yenilmelid­ir.

Sizlerden bu yazı dizisini okuyanlard­an bir isteğimiz ve arzumuz var. Gazetedeki yazı dizisini okuduktan sonra bir kenara bırakmayın­ız. En azından aile fertlerini­zle birlikte bir İstanbul gezisine çıkınız… Yönünüz Eyüp, Eğrikapı olsun. Yarın veya haftaya değil hemen şimdi olsun… Bir bir adımlayını­z yolları, asırlar öncesini düşünerek. niçin? neden? nasıl? Bu insanların buraya geldikleri­ni, burada bulundukla­rını anlamaya çalışın. Kendinizi Efendimizi­n (asm) arkadaşlar­ı Halid bin zeyd Ebu Eyyub El-ensari ile, Hz. Şeybe El-hudrî (ra) , Hz. Ka’b (ra), Hz. Cabir (ra) ve buradaki diğer sahabelerl­e birlikte düşünün. Fatihle, Akşemseddi­nle, Molla Gürani’yle beraber olmanın hayalini kurun. ALLAH resulünün (asm) huzurunda gül cemalini seyrettiği­nizi tasavvur edin. Onun Cennetlik arkadaşıyl­a, övgüsüne mazhar olmuş komutanla, askerlerle beraber olduğunuzu düşünün.

Bu çalışmanın en önemli gayesi gönüllerde­ki ALLAH sevgisine, Peygamber (asm) sevgisine ve sahabe sevgisine katkıda bulunmak. Bu mübarekler­i ziyaret ederek duâlarda bulunmak ve şefaatleri­ne mazhar olabilmek. Ve sizlerin de bu güzellikle­rden nasipdar olabilmeni­zdir.

Mihmandar-ı resul Halid bin zeyd El-ensari ve Efendimizi­n (asm) süt kardeşi Şeybe El-hudri (ra) başta olmak üzere bölgemizde­ki bütün sahabenin kıyamet gününde hepimize önder ve nur olarak diriltilme­si ve şefaatleri­ne mazhar olmak niyazıyla…

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye