EKMEK YOK, SILAH VERELIM!
Maalesef, Afrika Kıt’ası sadece açlıkla değil ihtilâlarla da mücadele ediyor. 2011’de Sudan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilân eden Güney Sudan, kıt’adaki yeni ülkelerden biri. Sudan, Afrika’nın en gelişmiş 3. ülkesiyken Sudan’dan ayrılarak Güney Sudan adını olan yeni ülke çok daha fazla sıkıntı içerisinde. Sudan’daki nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman. Güney Sudan’da ise Müslüman nüfusun nisbeti yüzde 20 olarak açıklanıyor. Yüzde 20 nisbetinde de Hırıstiyanlar nüfus yaşadığı ülkede farklı inançlara sahip farklı toplulukta yaşıyor. Güney Sudan’da ayrıca 200’ün üzerinde kabile olduğu da yine bilgiler arasında yer alıyor.
Sudan ve Güney Sudan arasında “Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi” (IGAD) [Intergovernmental Authority on Development] gözetiminde barış görüşmeleri yürütülse de henüz bir neticeye varılmış değil.
Güney Sudanlı kadınları temsilen Etiyopya’da yürütülen barış görüşmelerine katılan Güney Sudan Kadın Bloğu Temsilcisi Amer Deng ve Bloğun kadın üyeleri, ülkede yaşanan acıları ve halen korudukları barış umutlarını anlatırken çok önemli bir noktaya dikkat çekmişler. Amer Deng, “Ülkemizde silâh ya da mermi üretmiyoruz. Peki savaşanlar birbirini öldürmek için silâh ve mühimmatı nereden alıyor? Ülkemizde yiyecek kıtlığı var, su kıtlığı var, barınacak yer yok, ama yığınla silâh var. Bu silâhları bir temin eden olmalı” demiş. (AA, 30 Mayıs 2018)
Ülkede çatışan taraların birbirine karşı aşırı düşmanlık sergilediğini, barışa giden yolun bölgesel çıkar kavgaları yüzünden kapandığını belirten Deng, yaşanan krizin en büyük mağdurlarının ise kadın ve çocuklar olduğunu da ifade etmiş.
Güney Sudan Kadın Bloğu Temsilcisi Amer Deng’in çizdiği Güney Sudan tablosu şöyle özetlenebilir: Ekonomik kriz ve çatışma çok derin, acı da çok büyük. Gıda temini ve sağlık hizmetlerinde ciddî sıkıntılarla karşılaşılıyor ve birçok insan tedavi olamadığı için ölüyor. Ülkenin başşehrinde bile temiz su problemi var. Derme çatma kamplarda kendilerine yer bulamayan, ailelerini kaybetmiş çocuklar sokaklarda yaşamaya mahkûm. Yaşanan ekonomik kriz ve devam eden yolsuzluklar devletin çöküşüne sebep. Ülke içinde evsiz kalan veya komşu ülkelere göç eden Güney Sudanlıların içinde kaldıkları durum “utanç verici.”
Barış görüşmelerine katılan diğer kadın temsilciler de “Silâhları susturmaları ve acıları sonlandırmaları için idarecilere yalvarıyoruz” mealinde görüşler dile getirmişler.
Cehaletin açtığı yarayı görebiliyor muyuz? Ekmek bulamayan insanlara silâh veren tüccarlar ne gibi bir kâr elde ediyorlar ya da etmek istiyorlar? Başta çocuk ve kadınlar olmak üzere binlerce kişinin ölmesine yol açan bu silâhları cani ellere verenlere ‘dur’ diyecek bir dünya otoritesi yok mu? İnsanlara ekmek vermek yerine silâh vermek ne ile ve nasıl izah edilebilir?
Birleşmiş Milletler ya da onun gibi dünya barışını temin etmek için yola çıktığını ilân eden kuruluşlar Güney Sudan’lı temsilcinin sorusunu duymalı ve cevap vermeli: “Ülkemizde yiyecek kıtlığı var, su kıtlığı var, barınacak yer yok, ama yığınla silâh var. (Bu kişiler) Silâh ve mühimmatı nereden alıyor?”
Dünyaya hükmettiğini ilân edenler bu soruya cevap vermeli ve şunu da unutmamalı: Eğitime, ekmeğe ve huzura yapılan yatırım silâha yapılan yatırımdan daha kârlı, daha faydalıdır.
Afrika’nın silâha değil huzura ihtiyacı var vesselâm.