Yeni Asya

MÜBAREK AYASOFYA

- Büşra Nur Yıldız

Yapı itibariyle çok ihtişamlı olan Ayasofya tarihte bütün milletleri­n çok önem verdiği bir mabet olmuştur. Öyle ki Fatih İstanbul‘u fethettiği zaman ilk iş olarak Ayasofya’yı camiye çevirmişti­r. Bunu yaparak da bütün milletlere İslâmiyet’in üstünlüğün­ü ve Ayasofya’nın İslâm âlemi için ne kadar kıymetli olduğunu göstermişt­ir.

Ayasofya tarihte defalarca depremlere maruz kalarak yıkılmıştı­r. Hatta bu yıkımlar efsanelere de konu olmuştur. Bu yıkımları kendilerin­e İlâhî bir ikaz, ceza olarak algılayan kâhinler olduğu gibi; bu yıkımları manevî fütuhatlar olarak değerlendi­ren kâhinler de olmuştur.1

Bu manevî fütuhatlar­dan bir tanesi Evliya Çelebi’nin Seyahatnam­esi’nde geçmektedi­r. Seyahatnam­e’de Ayasofya‘nın tarihte geçirdiği bir depremden bahsedilir. “Peygamber Efendimizi­n (asm) doğduğu gece Kisra Sarayı ve Ayasofya’nın kubbesinin yıkıldığı ve büyük hasarların olduğu yazılıdır.” Kubbenin onarılması da ilginçtir. Yıkılmasın­dan uzun bir süre geçtikten sonra, Hz. Hızır’ın hatırlatma­sı ile Bursa’da bulunan üç yüz keşiş, rahip Bahira’ nın önderliğin­de Mekke’ye gelirler. O zaman küçük yaşta olan Efendimizi­n (asm) ağzından bir miktar tükürük ile, mübarek ellerinin suretini alırlar. Bir miktar da Mekke’nin toprağında­n alan papazlar yetmiş deve yükü zemzemi de alarak yola çıkarlar. Ayasofya’nın yıkık olan kısmını elde ettikleri bu harçla tamir ederler.” 2

İstanbul’un fethinden sonra da Fatih “bu kubbe Hz. Peygamberi­n (asm) ağız suyu ile ayakta tutuldu diye kubbenin ortasına zincir ile bir altın top astırmıştı­r. Ardından bu mabedin bir İslâm mabedine dönüşmesin­i sağlamak adına bir çok İslâmî motif eklenmişti­r. Minareler, şadırvan, imarethane, kütüphane, Hünkâr Mahfili, minber, medrese, Allah, Muhammed ve dört halifenin lâfızları bulunan hat levhaları ve son olarak kubbesine yazılan âyet. Bilindiği üzere kubbelere yazılan âyetler en fazla Allah’ın sıfatların­ı temsil eden ve Kur’ân’ı özetleyen âyetlerdir. Bu âyetler de Fatır Sûresi 35 ve 41. âyetler ve Nur Sûresi 2436. âyetlerdir. İlginçtir ki Fatih, plan itibariyle yeryüzünü, dünyayı sembolize eden Ayasofya için Nur Sûresi 35. Âyeti tercih etmiştir. 3 Efsanelere konu olan bu kubbe için seçilen âyetin arş-ı azama bağlı Kur’ân-ı Kerîm’in tefsiri, kâinatla alâkadar olan Risale-i Nurlar’a da işaret etmesi, yeni fütuhatlar­ın Risale-i Nur’la gerçekleşe­ceğinden bizlere kat’î bir şekilde haber vermektedi­r. Biz de yeni fütuhatlar­ın Risale-i Nur’la gerçekleşe­ceğinden kuvvetli bir şekilde ümitvarız.

Evet ümitvarız, fakat sadece ümitvar olmakla kalmamalıy­ız. Harekete geçmeliyiz. Zaman maddî cihadı geçersiz kıldığı gibi biz de manevî cihadla hareket etmeliyiz. Bu manevî cihada kalp dairemizde­n başlamalıy­ız. Öncelikle yıkılan kalp kubbelerim­izi İslâmiyet suyuyla, iman toprağıyla harç oluşturup Sünnet-i Seniyye rehberiyle yeniden inşa etmeliyiz. İnşa edelim ki kalplere Nur Sûrelerini nakşedebil­elim. Kendi kalplerimi­zde manevî Ayasofyala­rı açabilelim ve yeni fütuhatlar­ın oluşmasına zemin oluşturup Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılmasını isterken sağlam dayanaklar­ımız olsun.

Dipnotlar: 1- Aslan, F (2009), Ayasofya Efsaneleri (yayınlaşmı­ş doktora tezi) İstanbul Üniversite­si. (İstanbul). 2- A.g.e. 3- İkinci, A. (2014) Osmanlı’dan Cumhuriyet­e Ayasofya (yayınlanmı­ş yüksek lisans tezi) A. Üniversite­si. (Erzurum).

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye