DÜNYA ÇOCUKLARI TEHDİT ALTINDA
Çocuklarını korumayan ya da koruyamayan bir dünyanın geleceğinin parlak olması mümkün olur mu? “Save the Children/çocukları Kurtarın Vakfı”nın bir raporuna göre dünya çapında 1 milyar 200 milyon çocuk yoksulluk, çatışma veya cinsel ayrımcılık tehdidi altında yaşıyor, 153 milyon çocuk ise her üç tehdidi günlük hayatlarında hissediyormuş. Bu ve benzer araştırma rakamlarına her zaman için itiraz etmek mümkün olsa da ortada ciddî bir problem olduğu her halde inkâr edilemez. 1 milyar 200 milyon çocuğun bir şekilde mağdur edildiği bir dünyayı ‘medenî dünya’ olarak görmek mümkün müdür? Çocuklarla ilgili bu kuruluş hakkında sanal âlemde yer alan bilgiler arasında dikkat çeken bir nokta oldu. “Kâr amacı olmayan” şeklinde tanıtılan bu vakıf 1919 yılında Londra’da kurulmuş. Böyle bir kuruluşun bir asır önce kurulmuş olması, o yıllarda da benzer dertlerle mücadele edildiğini de gösterir. Yardım kuruluşunun CEO’SU Helle Thorning-schmidt’in, “Dünyadaki çocukların yarısı (çeşitli sebeplerle) hayata dezavantajlı başlıyorlar” dediği raporda, çocuk işçiliği, eğitim hakkından yoksun bırakılma ve yetersiz beslenme çocukların çocukluklarını yaşamalarına en büyük engeller arasında sayılmış. Raporda, özellikle çatışmaların çocukları sağlık, eğitim, korunma ve korkusuz yaşama gibi haklarından mahrum bıraktığı ve bu sebeple çocukların çocukluklarının bir anda sonlandığı da ifade edilmiş. 175 ülkenin sıralandığı rapora göre dünya üzerinde çocukların en fazla tehdit altında yaşadığı ülkeler orta ve batı Afrika’da yer alıyor. Nijer’in en sonunda yer aldığı listede Almanya 12’nci, ABD 36’ncı, Rusya 37’nci ve Türkiye ise 64’üncü sırada yer almış. Yardım kuruluşunun CEO’SU Thorning-schmidt, çocukların hayatlarına daha iyi şartlarda başlayabilmeleri için hükümetlerin daha fazla girişimde bulunması gerektiğini hatırlatmış. (Deutsche Welle Türkçe, 31 Mayıs 2018) Raporun eksiği ya da fazlası olabilir. Ancak ortada bir gerçek var: Başta Afrika ülkeleri olmak üzere çocuklar çeşitli tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya. En temel insanî haklardan olan eğitim hakkından mahrum kalan bir çocuğun ‘ah’ı arşa çıkmaz mı? Eğitimin olmadığı yerde zenginlik ve huzur olabilir mi? Eğitim olmayınca cehalet dünyayı istilâ etmez mi? Cehaletin ‘en büyük düşman’lar arasında sayılması tesadüf değil ki! Dünyayı kurtarma iddiasında olan herkes, her ülke, her sivil toplum kuruluşu işe bu noktadan başlamalı ve 1 milyar 200 milyon değil, mümkün olsa 1 çocuğu dahi eğitimsiz bırakmamalı. Akılları ve kalpleri ikna eden bir eğitim sistemi kurulabilirse cehaletin o diyara yaklaşması dahi mümkün olmaz. Neticede en başta çocuklar kurtulur ve dolayısıyla da aileler, ülkeler sefaletten kurtulur. Hangi yöne gidilirse gidilsin işin başı da sonu da eğitimde düğümleniyor vesselâm.