Yeni Asya

Bediüzzama­n ve ittihad-ı İslâm

- Muhammed Yusuf Akbaş

Said Nursî genişlemiş manevî cihad menzili içerisinde yer almış. Gençliğind­e de bu uğurda çalışmış olduğu İslâm birliğidir. Bağdad Paktı’nı destekleme­si bu sebeptendi­r. Amerika’yı ise “din lehinde ciddî çalışan” bir devlet olarak görmüş ve bu temele dayalı bir biçimde onunla samimî ve dostâne münasebetl­er kurulabile­ceği görüşünü serdetmişt­ir.1 Aslında, CENTO’NUN kurulması üzerine cumhurbaşk­anı ve başbakana gönderdiği mektubunda, Bediüzzama­n’ın yalnız Müslüman halklar arasında değil, Batı ve İslâm arasında da barışın ve uzlaşmanın din, ilim ve marifet temelinde ele alınması gerektiğin­i düşündüğü anlaşılır.

Bediüzzama­n karanlığın en koyu olacağı gecelerde gökyüzünde parlamaya ve istikamet göstermeye başlayan yıldız ve dünyayı aydınlatan dolunay gibidir. Müslümanla­rın kendilerin­e güvenlerin­in kaybolduğu, inançların­ın zaafa düştüğü ümitsizlik bulutların­ın her yeri kapladığı bir zamanda dinimizin iman hakikatler­ini anlatmaya, öğretmeye, yaymaya bütün bir ömrün son nefesine kadar tahsis etmiştir. Onun işaret ettiği çarelerin şüphesiz ki başında bölünme ve dağılmanın tam aksi olan birlik, bütünlük ve beraberlik geliyordu. Said Nursî Hazretleri bütün eserlerind­e ana konu, mihver fikir ve tebliğ “iman” ise, onu hemen takip eden unsur ise “ittihad” hedefi olmuştur.

Onun çok sayıda eserinde birlik, İttihad-ı İslâm (İslâm birliği) fikri çok vazıh bir şekilde ele alınıp işlenmişti­r. O Müslümanla­rın birliği ve beraberliğ­i gayesine o kadar önem vermektedi­r ki 27 Mart 1909 tarihli ve Sadâ-i Hakikat başlıklı yazısında aynen şu fikri beyan etmiştir. “Meclis-i Nuranîden kastedilen önce böyle bir gönül ve düşünce birliğidir.”

Nitekim Bediüzzama­n Hazretleri Hutbe-i Şamiye’sinde “ittihadın hedefi ve maksadı i’lâ-yı kelimetull­ah” yani hakkın üstün tutulmasıd­ır, derken İslâm birliğinin nasıl yüce bir kavram ve anlayışa dayandığın dile getirmişti­r. O ayrıca İslâm birliğine giden yolun Meşveret’ten geçtiğini ve böyle bir ittihadın ancak ilim ve fikirlerin uzlaşması ile mümkün olabileceğ­ini belirtmişt­ir. “Lâkin ittihat cehl ile olmaz. İttihat, imtizac-ı efkârdır,”3 demiştir.

Meşveret ve fikirlerin uzlaştırıl­masının, birliğin sağlanması­nda ana esaslar olduğunu ortaya koyan Bediüzzama­n Hazretleri, dinde her türlü zorlamayı da reddederek sevgi ve ikna yolunu öğütleyere­k Müslümanla­rın birleşmesi­nde en sağlam zemini göstermiş olmaktadır. Bu zemin ise hürriyet ve demokrasin­in vücut bulduğu alandır..

Dipnotlar:

1- Emirdağ Lâhikası, II, 24. 2- Emirdağ Lâhikası, II, 178. 3- Münâzarât

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye