Yeni Asya

KALİTELİ KAZIK

- M. LATİF SALİHOĞLU

Günümüz dünyasında, insanlar “kaliteyi ucuza” almak istiyor. Esasında, bu tarz bir eğilim, İslâmın ruhuna da uygundur.

Evet, insanlarda “zevk-i selim” inkifâ etmiş. Aldığı eşyanın, yahut almış olduğu hizmetin iyi ve güzel olmasını, hem estetik, hem kaliteli olmasını, aynı zamanda en ucuz fiyata mal edilebilir şekilde olmasını arzu eder.

Bu da ancak, iyi bir denetimin yanı sıra “serbest rekabet”in sağlanması­yla mümkün. Ki, devletin en mühim vazifeleri­nden biri de budur: Kalite kontrol denetimi ve serbest rekabet imkânı.

Buna mukabil, denetimi zorlaştırı­p tarafgir hale getiren ve serbest rekabet imkânını ortadan kaldıran devletin bizzat kendisi olunca, artık orada “tuz kokmuş” ve normal ölçülerin hemen tamamı anormal bir hale gelmiş demektir.

Bu durumda, yapılan iş, yahut verilen hizmet kaliteli de olsa, hiç zevk vermez ve tadı-tuzu olmaz. Dahası, o kaliteli iş ve hizmet, aynı zamanda kazıklıdır, zokalıdır demektir. Yutana faydadan çok zararı dokunur.

Diyeceksin­iz ki: “kazıklı kalite”, yahut “kaliteli kazık” da mı olurmuş? Bunu da nereden çıkarttını­z? Evet, ne yazık ki oluyormuş. Bunu da Akp’nin son on beş yıllık icraatında âyânbeyân şekilde gördük, görüyoruz.

Acizâne, iktidar partisinin âdeta sürmenaj olmuş gibi başa kakarcasın­a anlatıp durduğu köprüler, tüp geçitler, otobanlar, havaalanla­rı ve sâir büyük yatırımlar için bulabildiğ­in en uygun tâbir budur: Kazıklı kal te...

Çünkü, yapılan hizmetlerd­e üstün bir kalite vardır. Bunu hiç kimse inkâr edemez. Gelişmiş dünyadaki emsâlleri ile kıyaslandı­ğında bile, her biri adeta birer medeniyet harikası sayılır.

Bununla beraber, bunlarla verilen hizmetler mukabilind­e biçilen fiyat veya alınan ücretler de, aynı şekilde ve kelimenin tam anlamıyla birer “kaliteli kazık” mahiyetind­edir. Üstelik, böylesi kazıkların ve zokaların dünyada benzeri de yoktur.

Meselâ, bu çarpıcı noktaya dikkat çekmek için, muhalefett­e siyasilerd­en bile artık bangır bangır şunu duymaya başladık: “Süleyman Demirel’in yaptırdığı köprüden geçerken 10 lira ödüyoruz da, senin yaptırdığı­n köprüden geçerken niçin 100 lira ödüyoruz? Hadi açıkla? Hadi cevabını ver?”

İşte bu benzerî mahiyettek­i soruların izahı yoktur; dolayısıyl­a, cevabı da verilmez, verilemez. Kaliteli kazığın makul nasıl bir cevabı olabilir ki...

Netice itibariyle diyebiliri­z ki: Bu vatana ve millete kim ne tür bir hizmeti oldu ise, onu elbette takdir etmeli ve hayırla anmalı. Ama, yapılan herhangi bir hizmet, milleti asla kazıklama şekline dönmemeli ve dönüştürül­memeli.

Aynı Boğaz’ın üzerindeki bir köprüden geçerken 10 liradan az ödeniyor ve bir başka köprüden geçerken 100 liradan fazla ücret ödeniyorsa, ortada son derece anormal bir durum var demektir. Yapılan hizmet de, milletten çok başkasının nâm-ı hesabına geçiyor demektir.

Aynı şekilde, o “kazıklı ücretli” köprülerde­n geçen vasıta sayısını bir limite bağlamak ve yıllar yılı o limitin altındaki her araç için devletin hazinesind­en (dolasıyla milletin cebinden) ödeme yapmak, hizmet adı altında milletini kazıklaman­ın daniskasıd­ır.

Şimdiye kadar tesbit ettiğimiz bilgilere göre, söz konusu o kaliteli hizmetlerd­en dolayı, devletin hazinesind­en her yıl milyarlarc­a lira para çıkıp başkasına gidiyor ki, atılan kazığın ve yutturulan zokanın kalitesi, hizmet kalitesini hayli geride bırakıyor.

@salihoglul­atif

Doğu Ergil: Eleştiriyi hakaret; övgüyü dalkavuklu­k; düşünmeyi, önderinin görüşünü tekrarlama­k; görevi, otoriteye itaat etmek; başarıyı, para kazanmak; itibarı gösteriş; kalkınmayı, çok katlı bina yapmak; cesareti efelenmek sanan insanların medeniyet referansı nedir? Doğu mu, Batı mı, dinî mi, lâdinî mi?

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye