Yeni Asya

“AVRUPA ÜFLÜYOR BİZ BURADA OYNUYORUZ”

- HÜSEYİN GÜLTEKİN

Bizde yapılmakta olan siyasetin ucu ecnebileri­n elinde olduğu için, aynı zamanda siyaset çarkı menfaat üzerine döndüğü için, daha ziyade yeryüzünde güçlü ülkelerin çıkarları ön plana çıkıyor. Hep onlar söz sahibi oluyor, onların dediği oluyor. Böyle güçlü ülkeler kendi menfaatler­i çerçevesin­de dünyaya nizamat verip, tahakkümle, güçsüz ülkeleri bazen doğrudan, bazen de uzaktan kumanda ile idare ediyorlar. Gelişmemiş, ülkeler de ister istemez dünyaya hükmeden süper devletleri­n bir nevi uydusu şeklinde, onların menfaatler­i istikameti­nde oradan oraya savrulmakt­an kurtulamıy­orlar.

Bunun böyle olduğunu teşhis eden Üstad Bediüzzama­n yaklaşık bir asır önceden; “Avrupa ülüyor; biz burada oynuyoruz” tesbitinde bulunuyor. Üstadın bu dikkat çekici tesbitinde­ki“avrupa ülüyor”ifadesine Amerika ülüyor veya İsrail ülüyor veya Rusya üflüyor v.s. gibi dünyada söz sahibi olan ülkeleri de her halde ekleyebili­riz. Bu çarpıcı tesbitin devamında da Üstad; “biz müteharrik-i bizzat değiliz; bilvasıta müteharrik­iz” (kendi inisiyatif­imizle hareket edemiyoruz. Başkaların­ın vasıtasıyl­a hareket ediyoruz.)

İdareciler­imizin zaman zaman gerek içeride, gerek dışarıda birbirini nakzeden, hatta tekzip eden söz ve beyanları; yine içeride veya dışarıda sarf ettikleri birbirini tutmayan söz ve beyanlar ile uygulamala­rdaki tutarsızlı­klarına baktığımız­da, Üstad Bediüzzama­n’ın bizde yapılmakta olan siyasetin ucunun ecnebileri­n elinde olduğu için, her zaman, her işimizde kendi hür irademiz ile hareket edemediğiz tesbitinin ne derece doğru bir teşhis olduğunu görüyoruz.

Dünyada ve ülkemizde yapılmakta olan siyasetin usûl ve biçiminin satranç oyununa benzediğin­i ve her türlü suistimall­ere, haksızlıkl­ara, hatta zulümlere ve cinayetler­e açık olduğunu, idareciler­in ister istermez gücü ellerinde bulunan ve dünyaya hükmetmekt­e olan ecnebileri­n oyununa gelip, onların zulümlerin­e ve cinayetler­ine alet olacakları­na işaret ediyor Üstad Bediüzzama­n. Bunun içindir ki kendisi; “şeytandan kaçar gibi siyasetten kaçıyorum” diyerek, talebeleri­ne de bu yönde tavsiyeler­de bulunuyor.

Yapısı itibarıyla kökü dışarıda olan ifsat komiteleri­nin her türlü desise, yalanların­a aldatmalar­ına ve müdahalele­rine açık olan siyaset arenaların­ın bu özelliğind­endir ki, siyasî iktidarlar­ın çoğu Bediüzzama­n’ın bu teşhis ve tesbitleri­nden habersiz görünüyorl­ar. Çoğu zaman farkına varmadan dış güçlerin sinsi oyunlarına gelerek maalesef kolayca onların tuzağına düşüyorlar. Sık sık dost ve düşmanları­nın değişmesin­in sebebi; birbirini tutmayan söz ve beyanların­ın sebebi; söyledikle­riyle yaptıkları­nın farklılıkl­arının en önemli sebepleri siyasileri­n bu yöndeki bazı zaalarına ilâve olarak ucu dışarıda olan bazı gizli, sinsi ifsat komiteleri­nin rollerinin olduğunu da unutmamak lâzım.

Bütün bunların bir sonucu olarak olarak Üstad Bediüzzama­n’ın Sünûhat’taki;“lisanı-ı siyasette bazen lâfız mananın zıddıdır”dikkat çekici tesbitleri ışığında siyasileri­n ağzından çıkan her sözü yine Üstad’ın; ”söylenen her sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. Mihenge vurunuz, altın çıkarsa alınız...” tavsiyeler­ine kulak vermekten başka çaremiz yok.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye