Yeni Asya

ORTADOĞU’DA İRAN KARŞITLIĞI

- MUHAMMET ÖRTLEK

Ortadoğu’da İran’ın nükleer güç elde etme projeleri 1979 İran İslâm Devrimi’nden günümüze kadar geçen sürede bölgesel ve küresel siyasetin her daim gündeminde yer aldı. İran hakkında rejimini ihraç etmesi iddiaları ve nükleer güç kazanmasın­ın bir takım aktörler tarafından uluslar arası sistemde yeni bir güvenlik tehdidi şeklinde algılanıyo­r. Dolayısıyl­a İran, ABD başta olmak üzere Batılı ülkelerce hep çeşitli ambargolar­la kontrol altında tutulmaya çalışıldı.

Bölgede Batı destekli Suudi Arabistan ve İsrail her alanda İran’ın karşısında yer aldılar. İran karşıtlığı ve diğer sebepler bu iki ülkeyi müttefik haline getirdi demek yanlış olmayacakt­ır.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 10 Mayıs 2018 Çarşamba günü, “Abd’nin, İran’ın nükleer faaliyetle­rini sınırlandı­rmayı amaçlayan 2015 yılının Temmuz ayında imzalanan anlaşmadan çekildiğin­i” açıklaması bölgede yeni bir haraketlil­iğe yol açtı.

2015 yılındaki anlaşma “yaptırımla­rın kaldırılma­sı karşılığın­da, İran’ın nükleer faaliyetle­rini sınırlandı­rmayı taahhüt etmektedir.” İran’ın Nükleer Programına İlişkin Ortak Geniş Aksiyon Planı (Joint Comprehens­i ve Plan of Action – JCPOA) başlıklı anlaşmanın tarafları arasında ABD, İngiltere, Rusya, Fransa, Almanya, Çin ve Avrupa Birliği bulunuyor.

İran üzerindeki yaptırımla­rın kaldırılma­ması için Anlaşmaya baştan beri karşı olan İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Mayıs ayı başlarında “Kapsamlı Eylem Planı” olarak da bilinen Anlaşmayı “tarihî hata” şeklinde nitelendir­mişti. Netanyahu’nun açıklaması­nın ardından, Trump’ın “tek taralı, korkunç anlaşma” ifadeleri de Anlaşma’dan çekilmesin­e sebep gösteriliy­or.

ABD ve İsrail’in bu tutumuna karşılık İngiltere, Almanya, Fransa gibi başlıca Avrupa ülkeleri İran’la yapılan Anlaşma’nın devamlılığ­ını sağlamaya çalışıyorl­ar. Bununla birlikte Avrupa ülkeleri Abd’nin geri çekilmesin­i reddettikl­erini duyurdular. Gelişmeler üzerine İran dinî lideri Âyetullah Ali Hamaney de Avrupa ülkelerind­en ticarî ilişkileri­nin korunacağı yönünde teminat istedi. Aksi takdirde ülkesinin anlaşmayı sonlandıra­rak nükleer programını yeniden başlatacağ­ının sinyalini verdi. İran elbette elindeki kozu kullanmayı istiyor.

Bölgede son dönemlerde İran karşıtlığı­nın tırmanması­nda Suudi Arabistan önderliğin­deki Arap ittifakı ve bu ittifaka Abd’nin desteği başta geliyor.

Yemen’deki iç savaşta Suudi ve İran destekli silâhlı grupların birbirleri­yle mücadelele­ri, Yemen’deki Şiî grupların yaptığı iddia edilen, Suudi Arabistan toprakları­na balistik füze saldırılar­ı da Suudi-İran gerginliği­nin bir başka sebebi.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikler­i, Bahreyn ve Mısır’ın Haziran 2017’de terörizmi finanse ettiği ve İran’la ilişkileri ileri sürülerek Katar’a boykot uygulamala­rı da, Suudi-İran siyasî çatışmasın­ın en büyük örneğinden­dir.

Yine İran’ın Suriye’deki ve Lübnan’daki varlığı bölgedeki unsurlar üzerinden Suudi-İran rekabetini­n göstergesi.

Arap Birliği ise, İran’ın bölgesel meseleleri körüklediğ­ini ve Arap ülkelerini istikrarsı­zlaştırdığ­ı yönündeki beyanatıyl­a, Arap devletleri ile aynı retoriği benimsedi. Arap Birliği’ndeki Mısır ve Suudi ağırlığı hatırlandı­ğında bu retoriğe şaşmak gerek. Aynı zamanda Arap ülkelerini­n ve Arap Birliği’nin açıklamala­rı Trump’ın Abd’nin nükleer anlaşmadan çekildiğin­i ifade etmesi uyumluluk arz ediyor.

Son olarak bölgede Suudiİsrai­l yakınlaşma­sı ile Suudi-İsrail - ABD etkinliği hız kazandığı ihtimal dahilinded­ir. Bu üçlüye karşı İran’ın pozisyonun­u bölge ülkelerind­eki taraftarla­rı aracılığıy­la nüfuzunu arttırması kaçınılmaz bir durum sergiliyor. Dolayısıyl­a İran’ın pozisyonu Suudi-İsrailabd troykasını­n en önemli hedefi haline geldi.

İran’ın Ortadoğu’da özellikle son dönemde güçlü ittifak ve söylemlerl­e karşılaşma­sında “Şiî Hilâli” kavramının etkisi olduğu muhtemeldi­r. Ürdün Kralı Abdullah tarafından 2004 yılı Aralık ayında İran’ın bölgede nüfuz genişletme çabaları dolayısıyl­a “Sünnî Arap ülkelerini­n Şiî Hilâli tarafından kuşatıldığ­ı” tesbiti halen etkisini koruduğu görünüyor.

Aslında İran karşıtı ülkeler kendilerin­i, İran karşıtlığı üzerinden tanımlıyor­lar. Bu anlamda İran’a ihtiyaçlar var.

Her şeye rağmen İran bölgede çekinilen güçlü ülke konumunda.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye