EL İNSAF DİYORUZ...
Çok özür dilerim, ama memleketimizde kullanılan bir tabiri, bir benzetmeyi, bir hadiseyi anlatmak durumundayız: Bilirsiniz, eskiden karadeniz’de yaylacılık çok meşhurdu. Hemen her köyün yaylaları var ve büyük baş hayvancılık yapılırdı. Zenginlik de (özürle) sahip olunan hayvan sayısıyla ölçülürdü. Meselâ, mısır tarlalarını sürmek için “İki çift öküz”ü olmayan kişi zengin sayılmazdı. İşte o günlerde İstanbul’da köye giden, oradan da gezi niyetiyle yaylaya çıkan bazı ‘zengin’ler zenginliklerini göstermek için ölçüsüz şekilde havaya silâh sıkmışlar. Bu manzarayı gören bir ninemiz de, gün görmemiş, bu ‘ham zengin’lere hitaben, “Atın, atın da bir de ‘ahır’ınıza bakın!” diye çıkışmış.
Aynıyla yaşanmış bu hadisenin şahitleri halen hayattadır. Burada, hava atmak için kurşun sıkan gösteriş meraklısı zenginler kınanırken, o günler için gerçek zenginliğin silâh atmakta değil, ‘ahırdaki hayvan sayısıyla’ ölçüldüğü hatırlatılmış olur.
kusura bakılmasın, ama bazı tavırlarımız bu hadiseyi hatırlattı. Bir türlü yorganımıza göre ayak uzatmayı bilmiyoruz.
Maalesef, Türkiye’yi idare edenler kendilerini övmek için geçmişe kara çalmayı marifet sayıyor. Hemen her konuşmada “Her şeyi biz yaptık. Bizden başka hiç kimse Türkiye için bir çivi çakmadı” iddiasındalar. Bu kadar yanlış, bu kadar gerçeklerden uzak bir beyan olabilir mi?
İdarecilerin “Biz de desek buna inanan bir kitle var” diye övünüyorlar, ama bu durum aldatıcıdır. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Yanlış bilgilerle insanları oyalamak bir yere kadar mümkündür. Bir gün, bir yıl değil; on, belki yüz yıl sonrayı düşünüp konuşmakta fayda var.
Meselâ, şuna ne denir: “kars’ta yoğun bir seçim çalışması yürüten Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan (...) önce, “Neden, Demirel’in yaptığı köprüden 11 Tl’ye, Erdoğan’ın yaptığı köprüden 114 Tl’ye geçiliyor?” sorusuna cevap vererek başlıyor: “Şu gerçek unutuluyor, Demirel’in yaptığı köprüyü devlet yaptı, ama Anadolu’nun hiçbir yerine bir şey yapmadı. Biz Yap-İşlet-devret (YİD) yöntemiyle özel sektöre yaptırıyoruz. Devlet de oraya yatırmadığını Anadolu’ya yatırıyor.” (Aktaran: Mahmut Övür, Sabah g., 2 Haziran 2018)
Ya şuna: “Ve son bir sitem: “Haksızlık etmesinler, Türkiye’de uygulanan YİD modeline dünya gıpta ile
bakıyor. Bizden teknik destek istiyorlar, biz de gidip anlatıyoruz. Birileri bilerek rakamları da, yapılanları da saptırıyor. Bu doğru değil.” (agg.)
Bu kadar abartma, bu kadar gerçeklerden uzak beyan olabilir mi? “Barajlar kralı” olarak tanınan bir siyasetçi için, Demirel için “Anadolu’nun hiçbir yerine bir şey yapmadı” denilebilir mi? Biraz insaflı olmak gerekmez mi? Başka yerleri bir yana bırakalım, Rize’de yapılan çay fabrikalarını kim yaptı? Bu sözü sarf edenleri insaf ehli Akp’lilere havale ediyoruz.
Peki, gerçekten dünya bizden teknik destek istiyor mu? El elden üstündür ve belki bazı konularda dünya bizden destek istemiş olabilir. Ama şuna ne diyeceksiniz: “Limak Holding Yönetim kurulu Başkanı Nihat Özdemir, “Türk firmaları artık yanına yabancı bir ortak almadan köprü gibi büyük projeler yapabilmeli” demiş. (Aktaran: Güntay Şimşek, Haber Türk g., 17 Mayıs 2017)
Tek başına, yanına yabancı ortak almadan “köprü gibi büyük projeler” yapamayan kişilerden kim “köprü nasıl yapılır?” diye akıl danışır?
El insaf diyor ve başka bir şey de demiyoruz...