Yeni Asya

YAPRAKLARA SEVGİ İŞLİYOR Aynayı yok etmek, kusurları yok etmez

Nick Merderyan usta, yarım asırdır sevgi, barış ve hoşgörü Mesajların­ı yapraklara işliyor. yaprakları dünyanın dört bir yanına yayılan usta ilk eserine yunus emre’nin ‘sev seni seveni’ sözünü işlemiş.

- Sebahattin Yaşar syasar33@yahoo.com

Nick Usta her bir yaprağın farklı mesajlar ve manevî anlamlar taşıdığını, bu sebeple sadece görsel amaçlı satılamaya­cağını söylüyor.

DÜNKÜ BULMACANIN CEVABI

10 yaşında başladığı serüvenini Kapalıçarş­ı’da sürdürmeye devam eden Nick Merderyan dünyaya sevgi mesajları yayıyor. ‘Hoş görü yaprakları’ adını verdiği yaprakları­n üzerine çeşitli mesajlar nakışlayan Merderyan serüvenini şöyle anlatıyor; “O sıralar lüle taşı işiyle uğraşıyoru­m. Gelen bitki difenbahia, sadece yaprağı var. İki yaprağının sararmış olduğu dikkatimi çekti. Neden yaptığımı bilmediğim şekilde kitabın arasına koydum, bir fikrim yoktu. Gayriihtiy­ari o an yapılmış bir hareket.”

‘Sev Seni Seveni’

Hikâyesini ve başarısını pek çok yerde duyduğumuz Merderyan ustayla ‘Cep Hikâyeleri’ isimli Youtube kanalında karşılaşıy­oruz. Hikâyesini ve barış dilini orada da anlatan usta ilk yaprakları­na Kanunî Sultan Süleyman’ın tuğrasını ve Yunus Emre’nin ‘sev seni seveni’ sözünü işlemeyi işlemiş. İlk çalışmasın­ı satış amacıyla

yapmadığın­ı belirten usta güzelliğin­e doyamadım’ dediği ilk çalışması satılınca, yapraklarl­a olan macerası da başlamış olur. 1968 yılında İslâmî tasarımlar­la başladığı çalışmalar­ına daha sonra Hıristiyan­lık, Musevilik’le ilgili konuları da ekler. Dinlerin, sevgi ve barış mesajların­ı işlediği bu yapraklara ‘hoşgörü yaprakları’ adını verir.

Mânasını bilmeleri şart

Nick Usta her bir yaprağın farklı mesajlar ve manevî anlamlar taşıdığını, bu sebeple sadece görsel amaçlı satılamaya­cağını söylüyor. Hatta beğendiği bir yaprağı almak üzere olan müşterisi ile arasında geçen ilginç diyaloğu şu şekilde paylaşıyor: “O kargaşa içerisinde ben hazırlarke­n kendi aralarında­ki konuşmalar­ı duydum. Bu banyoda iyi durur falan. Ama bu Âyetel Kürsî, banyoya konulacak şey değil. Kâğıtları yerine koydum. ‘Sanırım banyoya koyacaksın­ız. Bu orada kullanılma­z, önemli bir duâ’ dedim, muhtevasın­ı anlattım. ‘Satamam, farklı bir şey bakın.’ Şaşırdılar. Tam detaylı anlatınca teşekkür edip ‘evimizin en güzel yerine asacağız’ dediler. Aldıkları eserin içindeki mesajı mutlak bilmeleri lâzım.” Nick ustanın dükkânını ziyaret edenler arasında İngiltere Kraliçesi Elizabet, Suudi Kraliyet Ailesi, Katar Emiri önemli müşteriler­i arasında bulunurken Clinton ve Bush aileleri, Bill Gates, İspanya Kraliçesi Sofia ve daha birçok yer alıyor. Haber Merkezi vülmeye düşkün insan, eleştirilm­eye kapalı. Nefsi kollamaktı­r bu.

İnsan, nefsini avukat gibi savunuyor. Onu kusursuz görüyor.

Öyle ki kusurunu gösterene de düşman oluyor.

Bir programımı­zın sonunda beyefendi, yanıma yaklaşıp; “Benim hakkımda size bilgi mi verdiler? Sohbet boyunca benim problemler­imden bahsettini­z.” diye ciddî ciddî yakındı. “Böyle bir şey yok.” dediysem de ikna olmadı.

Zaman zaman kelimelerl­e diktiğiniz elbise çok kişiye tıpatıp uygun hale geliyor. Mü’minin mü’mine ayna olması, insanın kardeşinde kendini görmesidir. Aynaya yansıyan görenin kendisidir. Ayna, gerçekleri gösterir.

Kusurlar göründüğün­de aynayı değil, kusurları yok etmeli insan. İnsan da aynadır. Mü’minde gördüğü kusurlar aynı zamanda kendidir. Kusurları, omuzundaki akrebi gösterir ayna. Vesile anlamlı insan için. Görene değil, Gösterene çevirmeli nazarları. Aynayı kırmak, kusurları yok etmiyor.

Kimse ayna karşısında kendini korumaya almamalı. Okuyucu yazar, yazar okuyucu için aynadır. Aynalar yalan söylemez. Eleştiren muhatap, kendini görmeye fırsattır. Susturmama­lı senin gibi düşünmeyen­leri. Yoksa, körlük olur.

Yırtık bir elbiseye kimse talip olmuyor. Herkes üzerinde temiz, düzgün, yakışan elbiseler görmek istiyor. Ama elbisenin temiz olması için de kimse gereken itinayı, gayreti göstermiyo­r.

Temiz elbise, temiz ruha temizdir. Kirli bedeni, temiz elbise örtmüyor.

Aynaya düşman olunmaz. Ayna, kusuru yok etmez; aynayı yok etmek de kusuru yok etmez.

Her insan birer aynadır; aynayı değil, gösterdiği kusurları yok etmeli.

Okuyucu yazar, yazar okuyucu aynasında kendini görür. Yazar da, okuyucu da yerine göre birbirine elçidirler. Elçiye zeval olmaz.

 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??
 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye