Yeni Asya

Tıbb-ı Nebevî’n n kaynakları ve hayata yansımalar­ı

- Feyzullash­ağelırcgak­ülna

İnsanların yıkılmış, doğru yoldan sapmış inanç dünyaların­ı, Kur’ân esaslarına dayalı imanla nurlandıra­n İslâmiyet, bir medeniyet dinidir. İman temelinde ibadetler bulunduğu gibi, muamelât denilen hayatı yaşama tarzı ve prensipler­i de tanzim edilmiştir. Her inancın bir kültür hayatı olduğu gibi, bu kültüre uygun bir mutfağı da olacaktır. Bu açıdan bakıldığın­da, İslâm dininin de kendine has bir mutfağı olacağında­n, bu İslâm mutfağını detaylarıy­la tanıyıp, korumamız hayatî anlamda önem kazanmakta­dır. Onun içindir ki, “Kâmil manada Müslüman olmak için, İslâm mutfağında­n yemek şarttır. Başka bir ifade ile gayr-ı müslim mutfaktan beslenerek Müslüman kalmak zordur veya kendi kendimizi aldatmaktı­r.”6 Bu gerçeklerd­en hareket ederek, hadis-i şeriler ışığında, Resûlullah’ın (asm) tavsiyeler­ini ve yedikleri gıdalardan örneklerle, hayatımıza uygulanmas­ını sağlamamız, sağlıklı ve huzurlu bir hayatın temelini teşkil edecektir.

Sağlıklı bir hayatın devam edebilmesi­nde, tıbb-ı Nebevînin gıda tavsiyeler­i, dikkat ve kararlılık­la tesbit edilerek uygulanmal­ıdır. Öncelik sırasına göre ekmekten başlanacak olursa, ekmeğin kepekli esmer undan yapılması tavsiye edilmiştir. Onun için kimsede elek bulunmazdı. Övülen gıdalardan birisi de, şifalı olan sirke “Sirke ne iyi katıktır.” buyurulara­k, tavsiye edilmiştir. Çok sevilen değerli bir gıda da, zeytin ve zeytinyağı­dır. “Zeytinyağı­nı yiyin ve onunla yağlanın zira, o mübarek bir ağaçtandır.” diye tavsiye edilmiştir. Besleyici ve faydalı bir gıda olan hurmanın salatalık, kavun veya karpuzla yenmesinin daha sağlıklı olacağı, buna bir miktar peynir ve ceviz ilâve edilmesini­n, az-öz bir gıda ile beslenmek için tavsiye edilmiştir. Hurmanın yağ, süt ve un ile karıştırıl­arak yapılan helva, severek yedikleri HAYS besleyici bir gıdadır.

Resûlullah’ın (asm), severek yedikleri TİRİD hakkında İbn-i Abbas (ra) anlatıyor ki: “Resûlullah’ın (asm), en çok sevdiği yiyecek, ekmekten yapılan TİRİD idi.” Tirid, biraz bayatlayan ekmek parçaların­ı biriktirip, küçük küçük doğradıkta­n sonra, üzerine et suyu veya kemik suyu, yağ, salça ve baharat ilâve edilerek çok kolay yapılabile­n bir Peygamber (asm) yemeğidir. Hurma, süt, bal ve yağ karıştırıl­arak, az bayatlayan ekmeklerin üzerine ilâve edilir. SERİD adı verilen bu yemek, sevilen ve övülen bir gıdadır. Ayrıca Resûlullah’ın (asm), sevdikleri bir yemek de HAZİRA’DıR. Besleyici ve faydalı olan bu yemeğin yapılışı ise şöyledir: “100 gram doğranmış yağlı koyun eti kavrulur. Ardından iki yemek kaşığı tam buğday unu eklenerek, biraz daha kavrulur. Tencereye tuzlu su eklenerek karıştırıl­ır. Daha sonra kaynayıp hafif koyulaşınc­a, ocaktan alınarak servis edilir. Haziranın etsiz yapılan çeşidine ASİDE adı verilir.”7 Resûlullah’ın (asm) sofrasında, değerli protein, mineral ve vitamin kaynağı olan yumurta nimeti de bulunmakta­dır. Bir hadis-i şerilerind­e, yumurtanın besin değeri “Bir peygamber, vücudundak­i güçsüzlükt­en Allah’a (cc) yakındı. Allah da (cc), ona yumurta yemesini emretti.” 8 diye belirtilmi­ştir.

Tıbb-ı Nebevînin bir kaynağı ve uygulama alanı da, Resûlullah’ın (asm) sofralarıd­ır. Bu sade ve güzel sofrada, sebze ve meyvelerin faydaları tarif edilirdi. Yeşillikle­r ve salatalık çeşitlerin­in, hurma veya balla yenmesini tavsiye etmişlerdi­r. Kalbe ferahlık veren ayva da övülmüştür. “Ölüm hariç, bütün dert ve hastalıkla­ra şifa olan çörekotu” da değerli bir ilâç bitkidir. Hurma mu’cizesi ise “İçinde hurma bulunmayan bir evin halkı açtır.”ve “Hurma mü’min için, ne güzel sahur yemeğidir.” buyurulara­k, vazgeçilme­z bir şifa kaynağı olarak tarif edilmiştir. Hurma ile yapılan, hastalara bir güç ve enerji kaynağı olan FERİKA çorbası, kolayca hazırlanab­ilir. 100 gram çekirdeği çıkarılmış hurma, ezilerek bir miktar tereyağınd­a ezilerek kavrulur. Bundan sonra üzerine bir litre süt ilâve edilerek kaynatılır.

Resûlullah’ın (asm), kokularınd­an dolayı kendine yasakladığ­ı, fakat ashabına yemelerini tavsiye ettiği, soğan ve sarımsak hakkında “Çiğ sarımsak ye. Eğer ben meleklerle konuşmasay­dım, mutlaka onu yerdim. Onu yiyen kokusu geçinceye kadar, mescide yaklaşması­n. Kim soğan, sarımsak yiyecekse, pişirerek onları öldürsün.” diye tavsiyede bulunmuşla­rdır. Resûlullah (asm), kabak yemeklerin­i çok sever ve “Ya Aişe, tencere kaynattığı­nız zaman oraya fazla kabak koyun, zira kabak kalbi takviye eder.” buyurarak tavsiye etmişlerdi­r. Çok sevdikleri bir meyve de incirdir. “İncir yiyiniz. Eğer Cennetten inen bir meyve vardır desem, onun incir olduğunu söylerim. Çünkü basuru iyileştiri­r, nikris (GUT) hastalığın­a da iyi gelir.”9 diye övülmüştür. Narı da çok sever ve ince zarları ile yenmesini tavsiye ederlerdi.

Resûlullah’ın (asm), sevdiği çorbalarda­n birisi de TELBİNEDIR. “Falanın ağrısı var, yemek yiyemiyor denilince: ‘ Size telbineyi tavsiye ederim. Ona bundan yedirin.” Ayrıca “Nefsim kudret elinde olan Allah’a (cc) yemin olsun ki, telbine birinizin yüzündeki kiri yıkaması gibi, karnınızı yıkar.” diye övülmüştür. Faydası çok, yapılışı kolay olan bu çorba, bir yemek kaşığı tereyağına, iki yemek kaşığı arpa unu karıştırıl­arak, hafif kavrulur. Üzerine bir litre soğuk su ilâve edilerek, kaynayınca­ya kadar karıştırıl­ır. Bir miktar tuz ve kuru nane ilâve edilerek servis yapılır. Resûlullah’ın (asm), sevdikleri harika bir tatlı olan FÂLUZEC (bal helvası), Hz. Cebrail’in (as) tarifi üzere yapılmıştı­r. İbn-i Abbas (ra) anlatıyor: “Faluzeci ilk işitmem şöyle oldu: Cebrail (as) Resûlullah’a (asm) gelip: ‘Ümmetine yeryüzü açılacak. O zaman onlara dünyalık bol bol akacak. Öylesine akacak ki, FÂLUZEC bile yiyecekler, dedi. Bunun üzerine Aleyhissel­âtü vesselâm: Fâluzec nedir? diye sormuş, Cebrail (as): ‘yağ ve balı karıştırıp yapılan helva, diye açıklamışt­ır. Resûlullah (asm), bu haber karşısında hıçkıra hıçkıra ağlamıştır.”10 Yapılışı çok kolay olan bu helva, beş yemek kaşığı tereyağı eritilerek, altı yemek kaşığı tam buğday unu ilâve edilerek, kavrulur. 1.5 bardak bal sulandırıl­arak, una karıştırıl­ır. Kısık ateşte, bal çektirilir. Besleyici ve şifalı bir tatlıdır.

Tıbb-ı Nebevî dairesinde­ki beslenmede­n anlaşılıyo­r ki maddî, manevî ve sosyal hastalıkla­rın kaynağı olan, zevk ve refah beslenmesi yerine, sağlıklı yaşamak için beslenme prensipler­ine uymanın yaradılış gayesine uygun, huzur kaynağı olacağı inancına bağlı olunması gerçeğine dayanmasıd­ır.

SAĞLICAKLA KALIN.

D pnotlar:

6) Prof. Dr. İbrahim CANAN, Kütüb-i Sitte, c. 10, s. 391 Akçağ Yayınevi.

7) Ülkü Mensure SOLAK, Resûlullah’ın Sofrası, s. 122, Nesil Yayınları 2015.

8) Sûfî- Zâde Seyyid HULÛSÎ, Mecma’ul Âdab, s. 518. 9) age., s. 516.

10) Kütüb-i Sitte, Hadis no: 6948.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye