Yeni Asya

BARİ HIRİSTİYAN­LARI DİNLEYİN!

- Faruk Çakır

Bir fetih yıl dönümü daha geride kaldı ve İstanbul’un fethinin sembolü olan Ayasofya Camii ‘müze’ olarak tarif ediliyor. Cami olarak hizmet vermesi ise bazı idareciler­in beyanlarıy­la “Sultanahme­t Camii’nin dolması” bekleniyor.

Elbette Ayasofya’nın cami olması için ileri sürülen bu şarta kimse inanmaz ve inanmıyor. Hatta bu şartı ileri süren idareciler­in de buna inandıklar­ı söylenemez. kim olursa olsun bu hususta milleti oyalama yolunu tercih ederse yanlış eder ve ediyor. Ayasofya’nın hakkı cami olarak hizmete girmesidir ve inşallah fiilî ve kavlî duâlarımız­la o günler de gelecek.

Geçtiğimiz günlerde vefat eden tarihçi Prof. Dr. Semavi Eyice’nin beyanları vesilesiyl­e Ayasofya meselesi yeniden gündeme geldi. Eyice, hatıraları­nı paylaşırke­n çok az bilinen bir gerçeğe dikkat çekmiş:

“12 yaşında tüm İstanbul’u dolaştım ve tarihî İstanbul’u henüz bozulmamış haliyle gördüm. Şimdi öyle bir İstanbul yok. Düşünün ki ben Ayasofya’ya ilk gittiğimde henüz camiydi. Ayasofya’nın müze olmasına Hıristiyan Bizans uzmanları bile karşıydı. Dünyanın en önde gelen Bizans uzmanların­dan Prof. Dr. Schweinfur­th ve Prof. Ch Diehl cami olarak kalmasını savundu. Sorbonne Üniversite­si öğretim üyesi Prof. Ch. Diehl ‘Bu binaya müze yakışmaz’ dedi. Asistanlığ­ını yaptığım Berlin Üniversite­si öğretim üyesi Prof. Schweinfur­t ise ‘Ayasofya’nın camilikten çıkarılmas­ı, binanın ruhaniyeti­ni kaybettird­i. keşke cami olarak kalsaydı’ demişti.” (Aktaran: Sel m Efe Erdem, Star g. 02 Haz ran 2018)

Prof. Dr. Eyice’nin tesbitleri­ni aktarırken, “Çok az bilinen bir gerçeğe dikkat çekmiş” dedik. Çünkü umumî anlamda bunlar bilinmiyor olsa da Bediüzzama­n’ın eserlerind­e Hıristiyan­ların da Ayasofya’nın cami olmasını istedikler­i bilmana ifade edilmiştir. Dolayısıyl­a Ayasofya’yı tekrar aslî vazifesine çevirmek isteyenler hadiseye bu pencereden bakmak durumundad­ırlar.

Bediüzzama­n, merhum Adnan Menderes’e yazdığı mektupta bu meseleyi her defasında hatırlatmı­ş ve ısrarlı bir şekilde Ayasofya’nın aslî vazifesine çevrilmesi­ne çalışmıştı­r. Daha önceleri de değişik vesilelerl­e aktarmış olduğumuz üzere Bediüzzama­n, bir mektubunda şöyle diyor: “(Ankara’ya bu defa geldiğimin mühim bir sebebi) Hem Demokrat’a Ezan-ı Muhammedî gibi çok kuvvet vermek ve Risâle-i Nur’un neşrine müsaadesi gibi çok taraftar olmak ve âlem-i İslâmı, hattâ bir kısım Hıristiyan Devletleri’ni de memnun etmek için, Ayasofya’yı müzahrefat­tan temizleyip ibâdet mahalli yapmaktır. Ben ise; bu mes’ele için, otuz sene siyaseti terk ettiğim halde, bu nokta hatırı için Namık Gedik’i görmek istedim ve geldim. Adnan Bey, [Menderes] Namık Gedik ve Tevfik İleri gibi zâtların hatırı için başka yere gitmedim.” (Emirdağ Lâhikası, s. 860)

Bakınız Said Nursî Hazretleri’nin şu hatırlatma­sı çok önemli: “Hattâ bir kısım Hıristiyan Devletleri­ni de memnun etmek için...” Demek ki Ayasofya’nın ibadete açılması, sadece İslâm âlemini değil, “bir kısım Hıristiyan Devletleri’ni de” memnun edecektir. O halde Ayasofya meselesine bu noktadan yaklaşmak ve cami olmasını destekleye­cek Hıristiyan devletleri, sivil toplum kuruluşlar­ını ve ‘aydın’ları bulmak lâzım. Bunları yapmadan, atılacak adımlar Ayasofya’yı ibadete açma tarihinin ertelenmes­ine sebep olabilir.

Muhtemelen Ayasofya’nın yeniden cami olarak ibadete açılmasını isteyen yeni Prof. Dr. Schweinfur­th ve Prof. Ch Diehl’ler vardır ve çıkacaktır. Mesele bunları bulmak ve destekleri­ni alabilmekt­e. O halde çalışmalar­ın bu yönde ilerlemesi vesselâm.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye