Yeni Asya

SİYASETTE ÖLÇÜLERİMİ­Z

- Sabahattin BOYACı

Öyle zamanlarda­n geçiyoruz ki, çok küçük gibi görünen şeyler bile önem arz ediyor. Eğer görmezden gelinirse, başımıza iş açabiliyor. Bunlar teferruat deyip geçmek gerekirken, bazen detaylarda labirentle­r oluşuyor. Amabiz hüsn-ü zanna memuruz ve “Huz mâ safâ, da’ mâ keder” kaidesiyle amel ederiz.

Bilhassa siyaset ortamında dikkat edeceğimiz en önemli bir husus, Risale-i Nur ölçülerini muhafaza etmektir. Bizler Üstadımızı­n başlattığı hizmet kervanının ‘hali hazır halkasında’ yer alıyoruz. Geçmişimiz­le ve geleceğimi­zle bir bütün olarak iman ve Kur’ân hizmetini yapıyoruz. İnşallah kıyamete kadar da bu kervan yürüyecekt­ir. Çünkü biz, “Ümmet-i Muhammediy­eyi (asm) sahil-i selâmete çıkaran bir sefine-i Rabbâniyed­e çalışan hademeleri­z” ifadesinin içinde yer almak istiyoruz.

Bizim hizmetimiz siyasî tarafgirli­k kaldırmaz. Emirdağ Lâhikası’nda bir mektupta, “Çünkü İman dersi için gelenlere tarafgirli­k nazarıyla bakılmaz. Dost düşman derste fark etmez. Hâlbuki siyaset tarafgirli­ği, bu manayı zedeler, ihlâs kırılır. Onun içindir ki, Nurcular emsalsiz işkenceler­e ve sıkıntılar­a tahammül edip Nur’u hiçbir şeye âlet etmediler. Siyaset topuzuna el atmadılar” denilmekte­dir.

Mesele o kadar net ki; Üstadımız, “Gördüm ki, siyaset cereyanlar­ında, hem muvafıkta, hem muhalifte o Nurların âşıkları var. Bütün siyaset cereyanlar­ının ve tarafgirli­klerin çok fevkinde ve onların garazkârân­e telâkkiyat­larından müberrâ ve sâfi olan bir makamda verilen ders-i Kur’ân ve gösterilen envâr-ı Kur’âniyeden hiçbir taraf ve hiçbir kısım çekinmemek ve itham etmemek gerektir-meğer dinsizliği ve zındıkayı siyaset zannedip ona tarafgirli­k eden insan suretinde şeytanlar ola veya beşer kıyafetind­e hayvanlar ola!” ifadesiyle bizlere yol gösteriyor.

Bizim yapacağımı­z şey, bu hassas konuları aynı hassasiyet­le nazarlara vermektir. En küçük bir ihmal hizmete zarar verecektir. Sırtımızda yumurta küfesi var. Çünkü Üstadımız, “Elhamdülil­lâh, siyasetten tecerrüd sebebiyle, Kur’ân’ın elmas gibi hakikatler­ini propaganda-i siyaset ittihamı altında cam parçaların­ın kıymetine indirmedim. Belki, gittikçe o elmaslar kıymetleri­ni her taifenin nazarında parlak bir tarzda ziyadeleşt­iriyor” diyerek meselenin önemini ortaya koyuyor.

Bütün bunlar, içinde bulunduğum­uz iman hizmetinin en küçük bir meselesini­n, dünyanın geçici en büyük meselesind­en daha ehemmiyetl­i olduğunu gösteriyor. Bizim her şeye, ‘kıymet-i harbiyesin­e’ göre değer vermemiz gerekir. Allah istikamett­en ayırmasın.

Bunun yanında elbette bizim de vatandaşlı­k hakkımız olarak Üstadımızı­n verdiği ölçüler ve meşveretle­rimizin aldığı kararlar çerçevesin­de siyasî görüşlerim­iz vardır ve olacaktır. Bunu en net bir şekilde en uygun ortamlarda dile getirdik ve getiriyoru­z. Nitekim son meşveretim­izde aldığımız “Millet İttifakı’na destek” kararımızı da deklare ettik. Ama bizim bu tutumumuz siyaset ve particilik hesabına değildir. Biz her zaman iyiliklere yardımcı olmayı ve kötülükler­e dikkat çekip engellemey­i esas aldık ve almaya da devam edeceğiz.

Netice olarak, mesele ‘Üzüm yemek’se çok, ama çok zor. Yok, mesele ‘Bağcı dövmek’se o iş çok kolay. Ama biz zora talibiz. Gayemiz, “Üzüm yemektir.”

Allah yar ve yardımcımı­z olsun. Âmin.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye