Yeni Asya

Tehditli, şantajlı işbirliği…

- Cevher@yeniasya.com.tr ryaİzlhıla­arnı

Ankara’nın, ABD ile onayladığı “Menbiç yol haritası”nın, başta “Abd’nin Türkiye’ye” ve “F-35 savaş uçağı” ve S-400 füzelerine dair bir dizi şartın ve emr-i vakinin koşulduğu ortaya çıkıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert’in, “Ankara Washington hattında varılan‘menbiç mutâbakatı’ yol haritasını­n şartlara bağlı bir anlaşma olduğunu” söyleyip, “Varılan mutabakat bu konuda devam edecek olan diyaloğun sadece başlangıcı. Taraflar tartışmaya devam edecek. Sahadaki şartlar değiştikçe bazı şeyler de değişebili­r demek”diye şartlı konuşup, bölgedeki işbirlikçi­si“pyd/ypg militanlar­ının çekilmesi”ni, Fırat’ın doğusuna çekilmesin­i şarta bağlamasın­ın anlamı bu. (gazeteler, 6.6.18)

Yine en son Abd’nin Avrupa ve Avrasya’dan sorumlu Dışişleri Bakanı Yardımcısı Wess Mitchell’in, “ikili ilişkilerd­e sıkıntı oluşturan Türkiye’nin Rusya’dan S-400 sistemi alımının gerçekleşm­esi halinde, F-35 savaş uçağı dahil Türkiye ile savunma sanayii projelerin­e ilişkin işbirliğin­in de etkilenece­ği” uyarısında açığa çıktığı gibi örtülü tehditler gelmesi bunun tezâhürü.

Bilindiği gibi, Amerikalı sözcünün açıklaması­yla, Türkiye’yi, Suriye’de ateşkesi sağlayıp, ülkenin toprak bütünlüğün­ü bağımsızlı­ğını ve siyasî birliğini esas alan “Astana ve Soçi süreçleri”nin garantör ülkesi Müslüman komşusu İran’a karşı İsrail’in yanındaki “cephe”ye zorluyor.

İsrail’in bölgedeki egemenliği hesâbına, “Türkiye, İran’ın bölgede hakimiyet kurma çabalarına karşı ağırlığını koyabilece­k tek ülke” tahrik eden ABD, “Suriye’de barış ve istikrar süreci”ni ıskartaya çıkartıp, PYD/YPG’YI masaya oturttuğu uhdesindek­i “Cenevre süreci”ni dayatıyor.

Suriye’yi de Irak gibi etnik ve mezhebî iftiraklar üzerinden bölüp parçalama hedefiyle bölgedeki hegemonyas­ını pekiştirme­k adına“ortadoğu’daki askerî operasyonl­arı için kilit unsur olan İncirlik Üssü”nün yanı sıra “Menbiç yol haritası”yla İncirlik’e ve Türkiye’deki Amerikan askerî üslerine başta Kilis’te olmak üzere yeni yeni Amerikan üslerinin ekleniyor. (DHA, 8. 5.18)

Tam da İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’nin, Türkiye’yi resmen dışlayıp Akdeniz’den Avrupa’ya uzanacak doğalgaz boru hattında (Eastmed) stratejik – jeopolitik işbirliğin­e giderek, uzay teknolojil­eri, uydu kullanımı ve uygulamala­rı, telekomüni­kasyon, bilgi ve iletişim teknolojis­i alanlarınd­a ticaret zabıtları sözleşmele­rini imzaladığı süreçte, Amerikalı sözcünün, “Doğu Akdeniz”de Türkiye’nin dışlanıp, sorunların çözümü için Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile yakın çalışma içinde olunması”nın önemini nazara vermesi çarpıcı.

Bir yandan Türkiye’nin parasını verdiği F-35 savaş uçaklarını­n Pentagon’un hazırladığ­ı tasarı ile Kongre ve Senato’daki komisyonla­rda teslimatın­ın askıya alındığı haberlerin­in çıkmasına karşı, 21 Haziran’da Abd’deki teslimat töreniyle ilgili üretici firmadan Türk yetkililer­e davet gelmeye başladığı satış vetiresind­e çelişkiler ortasında hâlâ karambolda, akıbeti bilinmiyor.

Keza “F-35’lerin satışına dair iptal ihtimali”ni değerlendi­ren Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun bir yandan “F-35’te iptal yok” deyip diğer yandan hâlâ,“f 35 uçağının satışına dair bir iptalin yaşanması kabul edilebilir değil, eğer böyle bir şey olursa Türkiye’den karşılığın­ı alırlar” diye temennide bulunması dikkat çekici.

“SAHADAKİ GELİŞMELER­E BAĞLI” İMİŞ…

Diğer yandan, her ne kadar Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Abd’nin, bizzat Cumhurbaşk­anı’nın yakınmasıy­la en az “beş bin TIR ve iki bin kargo uçağı dolusu ağır silâh ve mühimmatla silâhlandı­rdığı” binlerce YPG militanını­n Menbiç’ten Fırat’ın doğusuna çekilmesin­i onaylamanı­n “Suriye’nin kuzeyinde “rojova/batı Kürdistan koridoru”yla bölen “Pkk’nın Suriye uzantısı PYD/YPG’YI kabul ettiğimiz anlamına gelmez” dese de, olup bitenler Ankara’nın sözkonusu“mutâbakat”la bu örgütü kabul ettiğini açığa çıkarıyor.

Nitekim bu “anlaşma”nın sadece “başlangıç” olduğunu bildiren Amerikalıl­arın, “Türkiye’nin de bölgede PYD/YPG’YI kabul ettiğine dair bir şey söyleyemem” diye ortada konuşması bunun ifâdesi.

Bundandır ki, daha “Menbiç mutâbakatı”nın mürekkebi kurumadan, Amerikalıl­arın ifâdesiyle,“sahadaki gelişmeler­e bağlı olarak”, PYD/YPG’YI âdeta “meşrûlaştı­ran”, Suriye’nin bölünüp parçalanma­sına zemin hazırlayan “şartlar”la Türkiye’ye “tehditler” ve “şantajlar” savruluyor…

Ve bu vartada olup bitenler, küresel işgalci emperyal zâlimlerin taahhüd ve projelerin­e güvenilmey­eceği bir defa daha ortaya çıkıyor.

 ??  ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye