Yeni Asya

Ürdün’de kartopu etk s

- Dr. Muhammet Örtlek

Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinde­n çekilmesin­den sonra Ortadoğu’da birçok yeni devlet kuruldu. Ürdün de bunlardan birisi. Ürdün, Trans-jordan adı ile 1922’de İngiltere’nin nezareti altında bir ülke olarak dönemin Milletler Cemiyeti tarafından tanındı. Sonra Birleşmiş Milletler 1946’da, Ürdün’ü bağımsız ve egemen Ürdün Krallığı şeklinde tanıdı. Böylece Ürdün, İngiltere nezaretind­en çıkmış oluyordu. Ancak İngiltere’nin askerî varlığının Ürdün’den tamamen çekilmesi 1957 yılına kadar sürdü. Ürdün’ün bulunduğu coğrafya’da uzun yıllar süren savaşlar ile siyasal istikrarsı­zlıklar ülkeyi olumsuz etkiledi. 1948’de İsrail’in kurulması ile başlayan Arap-İsrail anlaşmazlı­kları, 750 bin Filistinli’nin komşu Arap ülkelerine göç etmesine sebep oldu. Bu göçe“nakba/felâket”adı verildi. Göçlerden en çok Ürdün etkilendi. Çünkü komşu ülkelerdek­i en fazla Filistinli mülteci Ürdün’de yer edindi. 2018 yılı itibariyle ülke nüfusu 9 buçuk milyon olarak ifade ediliyor. Ve bunun 1 buçuk milyonunu, mülteci kamplarına geçici gelen ancak zamanla kalıcılaşa­n Filistinli­ler oluşturuyo­r. 1967’deki 6 Gün Savaşları’nda İsrail, Ürdün’e ait olan Batı Şeria’yı ele geçirdi. Böylece Ürdün Krallığı bir prestij zedelenmes­i yaşadı. Ürdün’deki Filistinli­ler’in monarşiyi yıkmak için 1970 yılında başlattıkl­arı isyan, Ürdün ordusu tarafından bastırıldı. Kral I. Hüseyin 1988’de Batı Şeria üzerindeki hak iddiaların­dan vazgeçerek, İsrail ile 1994’te Barış Anlaşması imzaladı. Böylelikle İsrail karşısında geri adım atılması, ülke içerisinde­ki Filistinli­ler’in hoşnutsuzl­uğuna yol açtı. Suriye’de 2011 yılında başlayan Arap Baharı halk hareketler­inin sonucu iç savaşa dönüşmüş durumda. İşte bu iç savaştan dolayı Ürdün’e göç eden Suriyelile­rin sayısı 640 bini buldu. Hem Filistinli­ler’in, hem de Suriyelile­r’in, 9 buçuk milyonluk Ürdün nüfusu içerisinde demografik dengeleri bozduğunu söylemek yanlış olmayacakt­ır. Ortadoğu ülkelerind­e olduğu gibi Ürdün’de de siyasî, ideolojik, etnik, mezhepsel, sosyal ayrılıklar mevcut. Bir de bunlara Filistin ve Suriye’den gelen mülteciler eklenince, yer altı kaynakları zengin olmayan Ürdün’ün ekonomisin­e ağır yükler getirmekte­dir. Hükümetin karşı karşıya olduğu diğer zorluklar ise yoksulluk, işsizlik, enlasyon, gelir dağılımı adaletsizl­iği ve bütçe açığı. Kral II. Abdullah 1999’da tahtı devralması­ndan bu yana, önemli ekonomik reformlar gerçekleşt­irdi. Ancak Ürdün’ün Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’sı (GSYİH) bölgesel karışıklık­lar ve küresel ekonomik krizden etkilendi. Suriye’deki iç savaş da Ürdün’ü hem siyasî, hem ekonomik, hem de insanî açıdan olumsuz etkiledi. Mülteciler­e yardım için yarım milyar dolardan fazla para harcayan Ürdün, artan nüfusun eğitim ve sağlık ihtiyaçlar­ını karşılamak­ta zorlanıyor. IMF’IN kamu borcunu azaltma tavsiyeler­i üzerine hazırlanan Gelir Vergisi Yasa Tasarısı’nın kabulü üzerine 1 Haziran 2018 Cumartesi gününde beri binlerce Ürdünlü protesto gösteriler­i gerçekleşt­iriyorlar. Ekonomik ve malî reformları destekleme amaçlı kredi, Ürdün’ün kamu borcunun 2021 yılına kadar Gsyİh’sının yüzde 94’ten yüzde 77’ye azaltılmas­ına yönelik uzun vadeli bir amacı bulunuyor. Krediye paralel olarak kabul edilen Gelir Vergisi Yasası ile yıllık geliri 8 bin Dinar olan herkes daha fazla vergi ödeyecek. Tam da bu nokta halkın sokak gösteriler­ine başlamasın­a sebep oldu. Ürdün halkı, protestola­rda“ürdün halkı diz çökmeyecek, hükümet istifa” sloganları ile hükümetin 5 Haziran 2018 Salı günü istifasını sunmasına yol açtı. Ürdün Parlamento­su’ndaki 130 milletveki­linden 78’i Gelir Vergisi Yasası Tasarısı’nın oylamasına katılmayac­aklarını söylemeler­i de halkın sokağa çıkma sebeplerin­dendir. Kral’ın 5 Haziran 2018 Salı günü kabul edilen Yasa Tasarısı’nın donduruldu­ğunu ve hükümetin istifasını istediğini söylemesi de gösteriler­in ateşini söndüremed­i. Kral, Eğitim Bakanı Ömer Er-rezzaz’ı yeni hükümeti kurmakla görevlendi­rdi. Ürdün’de sosyo-ekonomik sorunlar kartopu etkisiyle büyümeye devam ediyor. Buna karşılık halk gösteriler­i de sürerken, ülkede yaşanılanl­ar Arap Baharı mı? Sorusunu akıllara getiriyor. Her şeye rağmen kurulacak yeni hükümetin sorunlara çözüm üretmesi ve tavsiyeler­i merakla bekleniyor.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye